Yardım - Arama - Üyeler - Takvim
Tam Forum Görünümü: Sekizyüzelliyedi-Nazım Hikmet
www.gumushane.gen.tr - Forum > Şiirlerimiz > Şairlerimiz
küçükağa
Nâzım Hikmet'in İstanbul'un fethini anlattığı şiiridir.Sekizyüzelliyedi İstanbul'un Hicrî fetih yılıdır.Şiirin -ilgilenenler için-orjinal Osmanlıca metnini ve günümüz harfleriyle yazılmış halini bereber veriyorum.

سكز يوز اللي يدي







SEKİZ YÜZ ELLİ YEDİ

İslâmın beklediği en şerefli gündür bu;

Rum Konstantaniyye'si oldu

Türk İstanbul'u!

Cihana karşı koyan bir

ordunun sahibi,

Türkün genç padişahı, bir

gök yarılır gibi

Girdi "Eğrikapı"dan kır atının

üstünde;

Fethetti İstanbul'u sekiz hafta

üç günde!

O ne mutlu, mübarek bir

kuluymuş Allahın...

"Belde-i Tayyibe"yi fetheden

padişahın

Hak yerine getirdi en büyük

niyazını:

Kıldı Ayasofya'da ikindi

namazını.

İşte o günden beri Türkün

malı İstanbul,

Başkasının olursa, yıkılmalı İstanbul.
Nazım Hikmet

DELİKIZ
Maşallah yaa... wink.gif
Emeğine sağlık...Böylesine titizlikle hazırlanmış çalışmalarını keyifle takip ediyorum... biggrin.gif
Senin gibi bir kardeşim iyiki var..Allah muvaffak etsin...
smile.gif
küçükağa
Sağol Yasemin Abla sen de iyi ki varsın...Yoksa benim bu yazılarıma kim yorum yazacak laugh.gif
istikbal
SEKİZ YÜZ ELLİ YEDİ

İslâmın beklediği en şerefli gündür bu;

Rum Konstantaniyye'si oldu

Türk İstanbul'u!

Cihana karşı koyan bir

ordunun sahibi,

Türkün genç padişahı, bir

gök yarılır gibi

Girdi "Eğrikapı"dan kır atının

üstünde;

Fethetti İstanbul'u sekiz hafta

üç günde!

O ne mutlu, mübarek bir

kuluymuş Allahın Küçük ağa kardeşim, bu nazım şu rusyada ölen , beni stalin yarattı diyen nazımmı , inan adamın böylesi şiirleri olduğunu bilmiyordum ,demekki insan oğlu entrasan bir varlıkmış, bir gün önce din iman, bir gün sonra toz duman olabiliyormuş , yinede ALLAH taksiratını affetsin . seninde emeğine sağlık, gerçekten enfez bir alıntılama
küçükağa
İstikbal abi bu şiir bildiğimiz Nazım'ın.İlk şiir kitaplarından olan 8.kitapta yer alıyor yanılmıyorsam.Nazım'ın ilk şiirlerinin pek çoğu bu şiire benzer.İlk şiirini Yahya Kemal yayınlatmış dersem şiirinin üslûbunu ve içeriğini tahmin edersiniz heralde.

Nazım Hikmet gerçekten yaşı ilerledikçe değişime uğrayan bir şair.Yayımlanmış ilk şiirleri başlangıçta Fecr-i Âtî şiirlerinden bazı etkiler taşır. Daha sonra da Hece şairlerinin (Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Orhan Seyfi, Halit Fahri vb.) etki alanına girerler.
Bunlardan «Hâlâ Servilerde Ağlıyorlar mı, İman, Namus, Akşam, Üç Ölüm, Azize, Herkes Gibi, Lades» adlı olanlar üzünçlü, karamsar, hatta yer yer mistik bir havayla yoğrulmuşlardır. Aşk, ayrılık, bekleyiş, yalnızlık, ölüm, doğa, gece, güz belli başlı temlerdir.

«Mevlâna, Dergâhın Kuyusu, Azize» adlı şiirlerde mistik eğilim ağır basmaktadır.

Fakat bu eğilim yıldan yıla, yavaş yavaş zayıflar. Öte yandan, üzünç ve karamsarlık havası da azalmağa yönelir. Şair gitgide memleketinin dünü ve bugünüyle ilgilenmeğe başlar.

Örneğin, «Öksüzler, Efenin Nasihati, Sekiz Yüz Elli Yedi, Marmara'da Bir Gurub, Yaralı Hayalet, Vasiyet» başlıklı şiirlerde bir yandan yurt sorunları ve sevgisi dile getirilirken, öbür yandan da şanlı geçmişin anılan ve yüceliği belirtilir.

Kurtuluş Savaşı başlayınca, ona katılmak üzere Anadolu'ya geçen N. Hikmet, şiirleriyle de aynı amaca hizmet eder. Sözgelişi «Çocuklarımıza Masal»da Çanakkale «yüreklerde korku uyandıran bir dev» e benzetilir. Gerçi «burası eski bir kaledir, ama «mukaddestir, kimse giremez.» Nitekim, bir seferinde buna kalkışanlar «taşların altında kalarak» yok olup gitmişlerdir.

«Çocuklarımıza Masal'ın, Mehmet Akif'in bazı şiirlerini çağrıştıran inançlı, dinsel bir havası vardır. (Aynı hava «Ağa Camii» şiirinde de görülür.)

«16 Mart» adlı şiir ise İstanbul'u işgal eden İtilâf Devletleri'ne (en çok da İngilizlere) karşı kaleme alınmıştır. Baştan başa öfke, başkaldırı ve yurtseverlikle donanmıştır; düşmanın er geç kovulacağı inancıyla sona ermektedir.

«Tevekkül» şiirinde hep yalvaran, baş eğip inleyen bir köpekten söz edilir. Şair bu köpeğe hem acır, hem de kızar. Artık «içindeki zinciri kırmasını, sağır göklere haykırmasını» ister. 1921'de Bolu'da iken saltanat taraftarlarına karşı yazdığı «Kara Kuvvet» şiirinde ise gerilik, yobazlık diye tanımladığı ınsurların memlekete ettiği kötülükleri sergiler, eleştirir.

Bir başka şiirinde N. Hikmet gençliği «Kuva-yi Milliye» nin yanında savaşmağa çağırır:

Gel ey imanlı gençlik, gel ey beklenen gençlik,
Gel ki Anadolu'da senin bölünmez çelik
İmanına, azmine ümit bağlayanlar var!

'Bende senin bir MÜ'RİDİNİM ey Mevlana' diyen de yine o bildiğimiz Nâzım'dır.

Sonra sonra bildiğimiz Nâzım Hikmet ortaya çıkıyor.

Bu arada Nâzım hakkında bir ödevi yeni bitirdiğim için bu kadar derin bilgiler veriyorum yoksa bu ödevden önce o meşhur şiirinden başka bildiğim şiiri yoktu.
DELİKIZ
İiyiki ödevin varmış..Bizlerde öğrenmiş olduk..Paylaştığın için teşekkürler... wink.gif
Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.
Invision Power Board © 2001-2024 Invision Power Services, Inc.