Hayat her nedense
Anlaşılır olmayı dileyince aniden
Kendini koy verdi, halin ikliminde ve sessizliğinde

Zihnimde
Yaşadıklarım sıralandı yakinen
Fevkalade acı olan nahoş hissin hicran rengi misali

Her yaşadığım
Geçmiş gözlerimin önünden
Bir şerit misali geçiyordu aniden ve selam vermeden

Yıllarca
Aradığım ve özlemiyle
Kavrulduğum sevda artık bir kenara çekilmişti nedense

Şayet hiç
Anlamadığımı söylersem
Sadece melalimi avutacağımı teslim etmeliyim usulünce

Bu manada
Hiçliğimin fakirliğine sığınırım
Muhakkak ki onun şefkatini anarım, lakin çok uzaktayım

Bir meltemin
Esintisinde yine bu halimde
Hasretim yeşerirdi kendi sessizliğinde ve o suhuletiyle

Masum
Gülmeleri ve bir tebessümü
Açılan penceresinin önünde nazarıma denk gelir isterken

Heyhat
Artık çok geç bir zamanların
Nezaket ikliminde nefes alanların fedakârlık için dirliğini

Yok sayanların
Sevdaları aşkları yok artık mazide
Bir umudun hazzı kuşatan ışığı kalmadı bırakma kendini Yâr

Kendi haline
Ve günahkârlığın kalan vebaline

Sakın acımasın halime kimse bizar kalmasın yaşattığı ahvalime

Nereden
Bilinirdi ki böyle bir divanelik
Yaşanmadan çileyi çekebilmek aşk umuduyla hazla serinlemek

Bir an bile olsa
Bu yozlaşan hicranı ilkimde
Sine-i can ile letafeti teneffüs etmek ve meşkiyle esinlenmek

Ne kadar
Zor şeymiş meğer anlaşılır olamamak
Hali anlatamamak meramı hali hissedecek cana sunamamak

İşte
Böyle bir hayatı yaşamak zorunda kalmak
Daha da evlası bedenin ilk hanesi olan teni sürekli unutmak

Bedeni
Aşk yolunda kullanmamak
Ruhi iklimi haz ile yudumlamak asliyetteki manaya kanmak

Sen yinede
Diliyorsan melalimi anlamıyorsan
Aşk sadece tenle yaşanır diyorsan sen kal kimi diliyorsan

Ve şaşarım
Nasıl bir mizan önceliyorsan
Hale iksir bahşeden sevdan diliyorum sarmaşık gibi sarsın

Halini kuşatarak
Cemali anlatsın ve seni ona yakınlaştırsın
Canın önemini ibretle haykırsın nazarın kadrini hatırlatsın


Mustafa CİLASUN