Yardım - Arama - Üyeler - Takvim
Tam Forum Görünümü: Güneşin Son Sözlerindeyim
www.gumushane.gen.tr - Forum > Forumlarımız > Resimli Paylaşımlar
istanbul

Şiirlerde solgun yapraklarıyla anılmaktan bıkmıştır sonbahar
Başka olmaya başlamıştır
Haylazca çıktığı bir kiraz ağacından
Uslu bir çocuk gibi indiğini hatırlatan
bütün şarkılara yaslanmıştır

Ben güneşin son sözünü
Sonbaharda dnlerim


Sokakların sesini alıpta giden insanlar; birdahaki yaza kadar sessizdir
Evlerin tam kapanmayan kapıları arasından bakılmıştır
Son kalan tek odalı yaz mevsimine..
Penceresini gülümseyerek açan yalnızların
İçeri aldıkları mevsimin adı olmuştur sonbahar


Ben güneşin son sözünü
Sonbaharda dinlerim


Sessizce kulağımıza sırlar fısıldayan İstanbul'un diğer adıdır... Sonbahar!..

Hayatta her şey aynadır, ya yüreğimize... Hiçbir şey içimizin yankısı değildir, sonbahar kadar...

Kızkulesi seslenir sahil boylarında buldukça yüreğinizi!..

"-Kendini nerede bulacaksın?" diye sorunca... Sil gözlerini ve tebessüm et!..

Nebevî rüzgar, sonbaharın hüznündedir...

Ve martı sesleri çoğaldıkça ardından, sessizce yürüyüp geç adımlarını dinleyen kaldırımlardan....

Sonbahar... Hüzün yanımız... Sonbaharla hüzün dolu her yanımız...


Ben güneşin son sözünü
Sonbaharda dinlerim
DELİKIZ
GÜZ
Bu ufuklarda şafak gül gül olur
Dalların her kuşu bir bülbül olur
*
Şimdi gökten yere tel tel yağmur
Şimdi sis,gölge,ışık tül tül olur
*
Mor bulutlarda uzaktan akşam
Dişbudaklar,meşeler sümbül olur
*
Aşina asmaların çardakta
Kehribar salkımı bir kakül olur
*
Kınalanmış gibi dağlar,dereler
Ne güzel gün,ne güzel eylül olur

*Suların al al açar laleleri
Ve ufuklarda şafak gül gül olur
*
Muhteşem yangını güz ülkesinin
Doymadan seyrine,bir gün kül olur...

*Arif Nihat ASya
istanbul

Kalbimeze dokunmayan kelimeler sudaki yazı misali

Tükettiğimiz tüm geri gelmeyecek günlerimiz gibi

Akıp gidiyor

Keşke kalın paltolarla yalnızlığımızı örtebilsek

Kırgınlıklarımızı yada

Sorabilsek adres sorar gibi

Umutlarımızı nerede kaybettiğimizi

Tek başımıza yürüyoruz ayaz vurmuş limanlarda

Üşümüyoruz

Dostlarımızın yokluğunda

Üşüdüğümüz kadar.
istanbul

Hüzün, bir hazin kelime. Ayrılık gibi, hicran gibi;
Hüzün mevsim olur, böler bir uykuyu bazen;
Bazen bir paranteze alır acıları.
Güz mü, eylül mü bilinmez;
Ortası mı sonu mu anlaşılmaz anın.
Şakaklarına düşen benek benek karlar mı dersin
Yılların gölgesini taşıyan,
Başında gül rengi bulutlardan tüller mi olsun
Hicaz şarkılarında bestelenen?!..
Hüzün karanlıktır, yalnızlıktır, korkudur.
Ve hüzün bazen en büyük umutlara gebedir.
Bir mevsim-i hazanına geldik ki alemin...
Hüzün renk olur, son dalın son yaprağında sararırken yakar içimizi;
Son fırtınanın son dalgasında köpürürken kanatır yüreğimizi.
Mavi gecelerin ve kurşuni bulutların örtüsüdür hüzün.
Hatırlamanın mestliğinde eflatuni bir ırmağın hasret yarasıdır,
Gül gül olup açan ateşin kederlerin masum çiçeğidir.
Sahilde bir gurubdur o, ufukta bir şafak.
Perde perde solan hayatımız...
Gül ateş, gülşen ateş,
Hüzün sevda olur, hayalini getirir annelerin,
Yavruların ve süveydaya durup melankolisini yaşatır sevenlerin
Sevgilerin.
Fuzuli lerin Galib lerin kinayeleri ve tevriyeleri onun üstüne yazılır,
Umman gemicilerinin ufuklarında deniz feneridir hüzün,
Mahabbet bir bela şeydir giriftar olmayan bilmez...
Hazan ki durmadan evrakı su-be-su dökülür...
DELİKIZ
yaşamak savruk bir yaprağın elindeyken ben hayatın bahanesi olmak için doğdum...

yalnızlığın ortasında oturmuş ağlıyorum....

dudaklarda arzın kanayan sancıları vuruyor yüzüme yaralarıma bakmadan ...

sükut ve sitem inceden inceye yakıyorken sinemi nasıl diye sorma bana bir bebek nasıl ölürse öyle...

sevdaya kor düştüm garipler diyarında bir soluk arıyorum...

yarım kalmış cümlesiyim kalbimdeki sözlerin
...








Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.
Invision Power Board © 2001-2024 Invision Power Services, Inc.