Ne hasreti hakkıyla
Ve ne de özlemi farkıyla anlayabildim
Çünkü ben halimde sevgiye hasret kalan bir nefestim

Yılarca imrendim
Sukut içinde telakkilere çok yöneldim
Lakin hissetmeyi, kalbi işitmeyi bir türlü beceremedim

Poyrazı iyi bilirim
Filiz iken soluk aldırmayan bir sansıydı
Fideyken çok acımasızdı ne kol ve ne de yaprak bırakırdı

Gözlerim çok yaşarırdı
İçim içime sığmaz dağlar yamaçtaydı
Üzerinde hiç eksilmeyen bir kar vardı, melalime yağardı

Nereye baksam
Kuzuların neden meleştiğini anlasam
Kurtların ayazlarda uluduğunun, idrakine vararak ayılsam

Sabinin hicranına yaslansam
Garibin nefesinde gizlediğiyle dağlansam
Sazendenin mızrabında, çobanın kavalında hüznümle kalsam

Kalbin serencamında
Ruhun varacağı en son noktada manalaşsam
Hakikatin sağanağında kalsam, aşkın farkını hazla kuşansam

İhsan adına ne varsa
Şayet ihlâs benim gayretimle anlamlaşacaksa
İyilik çileyle örülen sabır hırkasıysa kanaat bunun için haksa

Sevda bir yanar dağsa
Ecir serinleten en müstesna bir maslahatsa
Enaniyet şekliyet için mutlaksa, insan adamlık adına bir kansa

Yiğitlik aşkla barışıksa
Cengâverlik var bu uğurda her ne olacaksa
Şahadet peygamberi bir kaftansa, haydi çık yola uğurlar ola


Mustafa CİLASUN