İnsanlar öldüklerinde neyle karşılaşacaklar, neler hissedecekler biliyor musunuz? Önce ölüp de dirilirken insanlar kendilerine ne olduğunu anlamayacaklar, sanki uykudan uyandığınızda hafif bir şuur kapanıklığı olur ya, işte aynı o şekilde, o an nerede olduklarını anlamayacaklar. Daha sonra birbirlerine şu soruyu soracaklar ve birinin onları uykudan uyandırdığını sanacaklar: Demişlerdir ki: "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş". (Yasin Suresi, 52)

O gün inkar eden insanlar son derece perişan olacaklar, çırılçıplak yerlerde sürünürken, büyük bir korku içinde uzaktan bir çağrıcının sesini işitecekler. Ve bu sesi işittikleri anda hep birlikte bu sese ve dikili bir şeye doğru hızla koşmaya başlayacaklar:

Boyunlarını çağırana doğru uzatmış olarak koşarlarken, kafirler derler ki: "Bu, zorlu bir gün." (Kamer Suresi, 8)

Kabirlerinden koşarcasına çıkarılacakları gün, sanki onlar dikili bir şeye yönelmiş gibidirler. (Mearic Suresi, 43)


O gün insana “dünyada ne kadar kaldın” diye sorulacak ve onlar da çok az bir süre kaldıklarını söylecekler, çünkü dünya hayatı bir göz çarpması gibidir, 70-80 yıl adeta birkaç gün gibi geçer:

Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor." (Mü'minun Suresi, 113)

Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz, " (Mü'minun Suresi, 114)


O gün Allah’ın huzurunda duran her insanın eline dünyada yapıp ettiklerini tek tek ortaya döken bir kitap verilecek ve o zaman inkar eden insan bu gördükleri karşısında hayretler içinde kalacak. Nasıl olup da kendisinin çoktan unuttuğu ve kimsenin görmediğini düşündüğü günahlarını, dünyada bütün yapıp işlediklerini, söylediği her sözü, aklından geçen her düşünceyi bu kitabın saniyesi saniyesine sayıp döktüğüne inanamayacak:

(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf Suresi, 49)

Kendi kitabının dışında o çok güvendiği bedeni de kendisine ihanet edecek, gözleri, elleri ve bedeni bütün işlediği günahları bir bir sayıp ortaya dökecek. Derileri dünyada nasıl sınır tanımadan günah işlediğini, nasıl Allah’ın hükümlerinden yüz çevirdiğini anlatacak:

Sonunda oraya geldikleri zaman, işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir. (Fussilet Suresi, 20)

Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Herşeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu. Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülüyorsunuz." (Fussilet Suresi, 21)


Allah inkar eden insanı çok zorlu bir şekilde hesaba çekecek, insan her yediği nimeti ve neden şükretmediğini, Allah’ı nasıl inkar ettiğini, ayetleri nasıl görmezden geldiğini, ibadetleri neden yapmadığını, neden büyüklendiğini tek tek kahırla ve büyük bir sıkıntı ile anlatacak. Çünkü kendisini çok zorlu sonsuz bir ızdırabın beklediğini anlayacak, sonsuza kadar cehenneme atılacağını hissedecek. Kendisine yardım eli uzatacak kimsenin olmadığını bilecek. İşte o zaman bu insanın en çok istediği şey ne olacak biliyor musunuz? Ağzından neler dökülecek biliyor musunuz? “Ah keşke, keşke dünyaya bir kere daha dönebilsem” Bir kere daha dünyaya geri dönmeyi, kendisine son bir fırsat verilmesini her şeyden ama her şeyden çok isteyecek, fakat kendisine böyle bir fırsat asla verilmeyecek. Çünkü inkar edenler dünyadayken kendilerine yapılan çağrıların hiçbirini dinlememişler, Allah’ı ve ahireti inkar etmişlerdir. Şimdi azabı gördüklerinde geri dönmek istemeleri yalnızca kendi zalimliklerindendir. Ancak azabı görünce diz çöken bu insan sonsuza kadar cehennemde kalarak dünya hayatındaki umursuzluğunun ve zalimliğinin karşılığını alacaktır.

Suçlu-günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen. (Secde Suresi, 12)

Her insan bu gerçeklerle mutlaka ama mutlaka karşılaşacaktır. Benim bütün bunları ayrıntılarıyla anlatmamın nedeni insanları bu çok zorlu güne karşı uyarmak ve hiç vakit kaybetmeden hak yola davet etmektir. Dünya hayatı o kadar kısadır ki her insan hiç beklemediği bir anda o çağrıcının sesini mutlaka işitecek ve ona doğru koşmaya başlayacaktır. Bugün aldığınız bir karar, hak yola dönmeniz ve iman etmeniz o gün Allah’ın huzuruna tam bir güvenle gelmenizi sağlayacaktır. İşte o zaman “Keşke dünyaya geri dönebilsem…” diyerek hayıflanan ve yalvaran insanlar arasında olmayacaksınız…