Bugün bir gazetede bir köşeyazarı eşi iman ederse bunalıma gireceğini yazmış. Hayatını dini esaslara göre şekillendirirse, çocuğunun sorduğu sorulara ‘Peygamberimiz diyor ki ‘ şeklinde cevap verirse, bu dünyayı değil sadece ahireti düşünürse tam anlamıyla kendisini kaybedeceğini söylemiş.

İnsanların hayatı sadece bu dünyadan ibaret sanmaları mı, yoksa dinin özgürlüklerini kısıtlayacağını düşünmeleri mi, hangisi daha büyük cahillik açıkçası bilemiyorum. Bir insanın göz açıp kapayana kadar geçecek hayatını sadece zevk ve sefa içinde geçirmesi mi akıllılık? Barlarda sabahlara kadar kendini kaybederek içmek, sabaha karşı nerede uyandığını bilmemek mi akıllılık? Kendisini yaratan Allah’a hiç ibadet etmemek ve ahirete gittiğinde sonsuz hayatında cehennemle karşılaşmak mı akıllılık?

Bazı kişiler toplumu, dinin insanları özgürlüklerinden koparacağına inandırmaya çalışıyorlar. Oysa din yaşanırsa kişi tam anlamıyla özgür olur, her türlü bağından ve zincirinden kurtulur. İnsan dindar olduğunda başkalarının rızasını gözetmez, insanlardan medet ummaz, riyakarlık yaparak sahte oyunlar oynamaz. Bir kadın ancak dindar olduğunda, iffetini koruduğunda özgür olur. Toplum içinde açık saçık kıyafetler giymek, hareketlerine ve iffetine dikkat etmemek ancak o kadını insanların gözünde basit ve değersiz hale getirir, özgürlüğe kavuşturmaz. Halbuki inançlı kadın son derece asildir, vakarlıdır, iffetlidir ve akıllıdır. Kendisine saygı duyulur, fikirlerine güvenilir, danışılır. Bir ortama girdiğinde asaleti ve saygınlığı hissedilir.

Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. (AHZAB SURESİ / 59)

Köşeyazarı yazısında barlarda sabahlamayı modernlik olarak göstermeye kalkmış. Şu anda Avrupa’da gençler çok fazla uyuşturucuya ve alkole yöneldiği için bir dizi önlem alınmaya çalışılıyor. İçki reklâmlarına yasak getirilmesi düşünülüyor. AB Sağlık Komiserliği'nin yayınladığı bir raporda ise AB ülkelerindeki alkol tüketiminin korkunç boyutlara ulaştığına dikkat çekildi. "AB'de alkole bağlı zararlar" başlığını taşıyan rapora göre AB bölgesi, dünyada alkol tüketiminde en ön sırada yer alıyor. Üye ülkelerdeki 55 milyon yetişkinin "alkolizm problemi" yaşadığı belirtilirken, 15-29 yaş arası genç ölümlerinin dörtte birinin alkol yüzünden olduğu açıklandı. Alkolün, ölümlerin yanı sıra 60 çeşit hastalığa yol açtığı tespitine yer verilen raporda, sadece Fransa'da her yıl alkol nedeniyle 700 çocuğun sakat doğduğu ifade edildi. Komisyon, alkol tüketiminin 2003 itibarıyla AB ekonomisine yıllık 125 milyar Euro zarar verdiğini kaydetti. Tabii köşeyazarı barlarda sabahlayalım derken bu alkol belasına saplanan gençleri hiç düşünmüyor. Kızını bar köşelerinde uyuşturucudan kendini yitirmiş halde bulmak mı özgürlük? Ya da aşırı alkol aldığı için kaza yapıp birçok insanın ölümüne neden olmak mı? Aynı köşe yazarı bir gün kızını bar köşelerinde kolunda uyuşturucuyla tuvalet köşesinde bulan bir babaya da aynı aklı mı verecek? O çok beğendiği barlardan aşırı alkollü çıkan bir genç çocuğuna çarpıp öldürse yine aynı tepkileri mi verecek?

O insanların tıkış tıkış doluştukları, sigara dumanıyla dolu, kendilerini tamamen kaybettikleri barları güzel bir yer olarak görmenin de ne kadar anormal bir özgürlük ve güzellik anlayışı olduğunu da ayrıca bir düşünün. İnsanın kulağını sağır eden bir müzik, oradan oraya şuursuzca tepinmek, bu mu özgürlük?

Eşinin dindar olmasını istememek, çocuğunu dinsiz yetiştirmek insanın ailesine yapacağı en büyük kötülüktür. Bir çocuğu sonsuz hayatına, ahirete hazırlamamak, tüm hayatını dünya zevklerine dalarak tüketmesini sağlamak kişinin en çok pişman olacağı haerketlerden biridir. O çocuk ahirete gittiğinde Allah’ın huzurunda hesap verecektir. Kendi çocuğu dinsiz olduğundan dolayı sonsuz cehenneme girdiğinde mi bu kişi mutlu olacak?

İnkar edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir. (BAKARA SURESİ / 212)

Dinimiz insanları özgürleştiren üzerindeki zincirleri kıran mükemmel bir dindir. Kuran ayetleri çok açıktır. İnsanın fıtratında Allah’a kul olmak vardır. Ayrıca bize durmaksızın nimetler veren Rabbimize tabii ki ibadet edeceğiz. İnsan bu dünyaya üç beş günlük sefa sürmek için gelmemiştir. Müminler de bu dünyada helal olan her türlü nimetten faydalanırlar ve Allah’a şükrederler ama nimetlere kapılarak Allah’ı ve ahireti unutmazlar. Rabbimiz son derece adaletlidir. Cehennemi ve cenneti yaratmıştır ama bütün detaylarıyla Kuran’da anlatarak insanları uyarmıştır. Dolayısıyla cennete giden mutlaka cenneti, cehenneme giden de mutlaka cehennemi hak etmiştir.

Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, biz de bugün onları unutacağız. (A'RAF SURESİ / 51)


Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (ANKEBUT SURESİ / 64)



Köşeyazarı Allah’ı sevdiğini ama Allah’tan korkmadığını yazmış. Allah Kuranda çok fazla ayetinde kendisinden korkulmasını emreder. İmanlı bir insan da Allah’ı çok sever ama aynı zamanda O’ndan çok korkar. Çünkü korku insanı harekete geçirir, kendine çeki düzen vermesini sağlar, kötü ahlaktan ve vurdumduymazlıktan sakındırır. Allah’ın Kuran’da bildirdiği birçok cehennem ayeti de çok hikmetlidir. Üstelik Allah cehennemle ilgili çok fazla detay verir. İnsan bu ayetleri bildiğinde bu dünyada Allah’ın razı olmayacağı hareketleri asla yapamaz. Dolayısıyla Allah’tan korkmak ve cehennem ayetlerini bilmek çok büyük nimettir. Kişinin ahirette sonsuza kadar pişman olmasını önler. Allah’tan korkmayarak, ahreti unutarak yaşamak sonra da cehennemle karşılaşmak mı akıllıktır?

Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah'tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır. (HAŞR SURESİ / 18)

Bütün bu yazıları yazan kişi cenneti ve cehennemi yalnızca bir saniye görmüş olsa tavrının nasıl değişeceğini tahmin bile edemezsiniz. O gözleri kamaştıran güzellikteki cenneti görse bu dünyada asla tenezzül etmez, cehennemdeki tahammül edemeyeceği azabı görse Allah’ın razı olmayacağı bir şeye asla ve asla yanaşmaz. Bu kişi ahirete imansız olarak gittiğinde ne kendisi ne de ailesi için hiçbirşey yapamayacak. O yüzden böyle kişilerin cahilce fikirlerine asla değer verilmemeli, her zaman Kuran ayetleriyle düşünüp, imanın güzelliklerini, Allah’ın sonsuz merhametini ve sevgisini kavramak gerekir.

Ey insanlar, Rabb'inizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç) bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın. (LOKMAN SURESİ / 33)


Ahmet Secer