Aydınlık bir gelecek için; Haydi göreve !

Türkiye’nin tek ulusal çevre gazetesi olarak, halkımıza olan sorumluluğumuzu, 5 ay sonra da olsa yerine getirdik ve bir sanal eylem başlattık. Eylemimiz; ülkemizin havasını, suyunu ve toprağını kirleten, insanımızı ölümcül hastalıkların pençesine iten termik santraller ile nükleer lobilerinin de etkisiyle bu ülkeye ‘temiz, çevreci enerji’ palavralarıyla dayatılan nükleer santrallere karşı.


Her gün tonlarca kömür yakıyorlar

Orta büyüklükte bir santral, küçük bir kentin bir ayda yakacağı kömürü neredeyse bir günde tüketir. Yani bir kentin tüm bacalarından bir ayda yayılacak olan duman ve partikülü, termik santral bir günde atmosfere salar. Ayrıca bin megawatt enerji üreten bir termik santral her yıl, küresel ısınmaya sebep olan sera gazlarına 6.5 milyon ton karbondioksit katkısında bulunur.



Bacalardan sadece karbondioksit değil, tonlarca zehirli partikül de çevreye yayılır ve bunlar solunum yoluyla çevrede yaşayan insanların vücuduna girer. Bu nedenledir ki, termik santrallerin yakınında (hatta 30 kilometre çapında bir alan içinde) oturanlarda başta kanser olmak üzere pek çok hastalık görülmektedir. Termik santrallerden kaynaklanan asit yağmurlarından zehirlenen toprak ve soğutma suyunun deşarj edildiği akarsularda yaşanan kirlilik de cabası.



Termik santrallere ‘dur’ demenin vakti geldi

Birileri bu doğa ve insan katliamına artık dur demeli. Enerji elde etme uğruna daha kaç insanımızın hastalanmasına ya da ölmesine göz yumacağız? Daha kaç bin hektar tarım arazimizin nükleer santrallerin külleriyle yok olmasını izleyeceğiz? Daha kaç ağacımızın asit yağmurlarıyla kuruduğunu göreceğiz?



Nükleer belası

Bir de nükleer santraller var. Biz defalarca yazdık çizdik, nükleer karşıtları anlatmaya çalıştılar. Yetmedi, gözaltına alınma, polis dayağı yeme, yerlerde sürüklenme pahasına eylem yaptılar. Ama ne yazık ki anlatamadık: Nükleer santraller fe-la-ket-tir.



Yaşanmış onlarca kaza, hayatını kaybetmiş onlarca insan, sakat doğmuş yüzlerce çocuk, radyasyona maruz kalmış binlerce kişi varken, nükleere temiz ve güvenli demek komiklikten öte bir şey değildir. Bir okurumuz, geçen sayıdaki yazıma yorum yapmış ve demiş ki;

“Sayın Akkoyun salt nükleer karşıtı bir tutum izlemiştir. 1988 itibariyle Fransa 75 Belçika 55 İsveç 45 İsviçre 41 oranında nükleer santralleri kullanmaktadır. Bu ülkelerin hiçbirinde nükleer santrallerden kaynaklanan bir problem görülmemektedir. Bilinçli yapıldığı takdirde neden bizim ülkemizde tehlike yaşansın ?”



Buradan ona da cevap olsun; Eminim; Three Miles Island ve Çernobil Nükleer santralleri yapılırken de böyle söylemler ortaya atılmıştır. Ama sonuç ortada işte. Daha da tartışmaya gerek yok.



Türkiye’nin havası dumansız hava sahası (mı)

Şuna da değinmeden geçemeyeceğim; Birileri, kapalı alanlarda sigarayı yasaklayarak, bu ülkenin hava sahasını dumansız hale getirdiğini iddia ediyor. Birileri de onları çılgınca alkışlıyor. Ben buna sadece gülüyorum. Hadi sigara dumanından kurtardınız bu ülkeyi de, 200’e yakın termik santralin ve binlerce fabrikanın bacalarından yükselen dumanları nasıl önleyeceksiniz merak ediyorum.



Eylemimize destek verin

Bizler bu ülkede, gökyüzüne zehir salan termik santraller istemiyoruz. Bizler, sakin dünyamızı, radyasyonla ışıl ışıl ışıldatacak nükleer santral istemiyoruz. Enerji sorunu mu var? İşte size güneş, işte size rüzgar, işte size su..Kaç tane rüzgar santraliniz, kaç tane güneş santraliniz var ki enerji ihtiyacınıza yetmedi ve siz de bu ülkeye nükleer yapmak istiyorsunuz? Avrupa yenilenebilir enerjilere geçerken, nükleerin ağababası ABD bile yeni nükleer santral yapmazken, sizin bu ısrarınız niye?



Buradan ayrıca, her fırsatta nükleerin ateşli bir şekilde savunuculuğunu yapan Sayın Çevre ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu’na da selamlarımı sunuyorum ve diyorum ki;

Bu çağrım aynı zamanda ‘Dumansız hava sahası’ savunucularına. Eğer gerçekten samimiyseniz, eylemimize sizin de desteğinizi bekliyoruz. Termik santralleri kapattırırsak ancak bu ülkenin havası dumansız hava sahası olacak.



Biz sesimizi çıkarmazsak, birileri bizi koyun yerine koymaya devam edecek çünkü.



ELVAN SARI
ÇEVRE TEKNİKERİ