Nasıl yoğun bir gaflet ve oyalanma ki bu nerdeyse hiçbir olay, başa gelen hiçbir şey bu kalın ülfeti bir türlü kıramıyor. İnsanlar hep yoğun, hep bir koşuşturma içindeler. Adam kaza geçiriyor, etkilenmiyor, yanındaki kanser olup ölüyor, bir gün sonra unutuyor. Birkaç gün sonra “nereye tatile gidiyoruz?” diyor. Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyorum. Bana “Amerika’ya gideceğim, orada bir hafta konferansa katılacağım, sonra tekrar Türkiye’ye döneceğim, ardından da yine iş için Paris’e gidiyorum” diyor. Şimdi bu insan 45 yaşında, nerdeyse işleri yüzünden adeta boğuşarak yaşıyor, bütün bu söylediklerini yapacağından da son derece emin. Nefes almadan koşturuyor, dolayısıyla bir an için bile ölümün onu kıskıvrak yakalayabileceğini düşünmüyor. Böyle bir şey aklına bile gelmiyor.

Hep bu kadar yoğun koşuşturan bir iş adamı, ya da diskoda eğlenen bir genç, hırsla planlar yapan bir politikacı bir an için cehennemi görse ne yapar diye düşünüyorum. Bakın sadece biran için, sadece birkaç saniye cehennemde nasıl bir hayat olacağını seyretseler. Sizce o kafası on metre havada olan, son derece şımarık diskoda sallanan gençten eser kalır mı? Adeta paraya tapan işkolik işadamı hala büyük bir hırsla projelerine, ihalelerine sarılır mı? Yoksa bir anda her şey durur mu? Sonsuza kadar cehennemin içine atılacağını gerçekten anlayan bir insan her şeyini bırakıp da dünyanın aldatıcılığının farkına varır mı? Bakın sonsuza kadar diyorum, bir yıl değil, bin yıl değil, trilyonlarca yıl değil, sonsuza kadar inkar eden insanlar cehennemde azap çekecekler. Çünkü dünyadayken ayetlerden, Allah rızasından, dünyanın geçersizliğinden habersizdiler, onlara yapılan uyarıları da görmezden geldiler, Kuran okumaya, namaz kılmaya hiç yanaşmadılar ve Allah için yaşamadılar.

Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve Bizim ayetlerimizden habersiz olanlar;

İşte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir. (Yunus Suresi, 7-8)

Cehennem arkasından sinsice yaklaşırken bir insan gülüp oynayamaz, böyle hayati bir gerçeği görmezden gelemez, bundan kurtulacağını düşünemez. Çünkü her insan aslında samimiyetsizliğinin farkındadır. Eğer bir insan sabah namazına kalkmak için üşenip de kalkmıyorsa ama kendi işi için Amerika’ya gidecek uçağına büyük bir hevesle erkenden kalkıyorsa bu samimiyetsizliğinin bilincindedir. Tüm hayatı boyunca neden ibadet etmediğini, neden Allah’ı görmezden geldiğini açıklayacak, Allah’ın huzurunda hesap verecektir. Bu yüzden sokakta dalıp oyalanan, size heyecanlı heyecanlı kazandığı paraları anlatan, ya da son derece entel bir üslupla nasıl ateist olduğunu anlatan bir insana sadece bir saniyeliğine cehennemin gösterildiğini düşünün. Ve emin olun ki o insan o saniyeden itibaren bambaşka bir insan olacak, korkudan ve dehşetten adeta dili tutulacak, entel ve bilmiş konuşmalarından eser kalmayacak ve oraya girmemek için hayatının geri kalanında var gücüyle müthiş bir çaba gösterecektir. Dünyada önem verdiği her şeyi de o saniyeden itibaren terk edecektir…

Allah Kuran’da yüzlerce ayetle insanları cehennem azabına karşı uyarır, cehennemde nasıl bir yaşam olduğundan bahseder. Şimdi ayetlerden yüz çeviren bir insanın cehenneme girdiğinde “Neden ben” diye sorma hakkı yoktur, Allah sonsuz adalet sahibidir, dünyada Allah’ın sözlerinden yüz çevirenler ahirette sadece ama sadece kendi yaptıklarının karşılıklarını göreceklerdir.

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (Nebe' Suresi, 40)