Hiç düşündünüz mü, neden insan nereye gitse bir türlü huzur bulamaz? İsterseniz dünyanın en güzel yerine gidin, en lüks oteline gidin, yine de sizi rahatsız edecek bir şey gelip sizi bulur. Mesela beş yıldızlı bir otele gidin, bir hafta kaldıktan sonra hemen sıkılmaya başlarsınız, oradaki rutinlik sizi sıkmaya başlar. Çok istediğiniz bir seyahate çıkarsınız, ya gürültüden rahatsız olursunuz, ya başınıza hiç ummadığınız bir şey gelir, ya siz hastalanırsınız, ya çocuklarınız hastalanır, perişan bir şekilde evinize çok yorulmuş olarak geri dönersiniz. İnsanın huzurunu kaçıracak o kadar çok detay vardır ki mutlaka gelir bir tanesi sizi bulur…

Bunun örnekleri o kadar çok ki saymakla bitmez. Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan Miami’de nem o kadar fazladır ki nefes bile almakta zorlanırsınız. Londra o kadar pahalıdır ki yediğiniz yemeğe verdiğiniz paraya acırsınız. Ya cüzdanınız çalınır, ya sürekli oraya buraya gezme derdinden ne gördüğünüzü bile anlayamazsınız. En çok istediğiniz gemi seyahatinde bile sıkıntı verecek şey sizi gelir bulur, denizin ortasında hastalanır, doktor derdine düşersiniz. Peki neden insan dünyanın neresine gitse bir türlü huzur bulamaz biliyor musunuz? Hep sınırsız eğleneceğini, çok mutlu olacağını zanneder ama neden bir türlü aradığı mutluluğu yakalayamaz? Çünkü dünya çok eksik yaratılmıştır. Dünyanın eksik yaratılması insanların kusursuz olan cennete derin bir özlem duymaları içindir. Dünyada bir tabak fazla yemek bile insanı hasta eder, en güzel kıyafetleri de giyse, en güzel takıları da taksa, en güzel evlerde bile otursa insan hızla sona doğru yaklaşır. Derisi buruşur, yaşlanır. Hayat o kadar çabuk geçer ki insan bir de bakar ki yaşlı derisine ne giyse önemi kalmamış. Mide rahatsızlıklarından çok parası olduğu halde sadece haşlanmış sebze ve yoğurt yer hale gelmiş. Hayat bitmiş ve çarçabuk tükenmiş…

Söylediğim gibi bütün bu eksiklikler hep dünyanın çok eksik ve geçici bir yer olduğunu hatırlamamız ve anlamamız içindir. İnsan gerçek huzuru ve sonsuz mutluluğu ancak cennette yakalayacaktır…

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)