En büyük nimet olan sağlığımızı sürdürebilmemiz için hiç şüphesiz toprak, hava ve suya ihtiyacımız vardır. İnsan hayatında sağlık ne kadar önemli ise üzerinde yaşadığımız yerküre için Rabbimiz’in koyduğu denge o kadar önemlidir. Kur’an-ı Kerim’de “Allah göğü yükseltti ve dengeyi koydu, sakın dengeyi bozmayın’’ [1] buyurmaktadır. Ama biz insanların umursamazlık, sorumsuzluk ve nemelazımcılıkları, sadece kendimizi değil çevremizi de tahrip etmektedir. Yüce Rabbimiz’in, “İnsanların kendi işledikleri kötülükler sebebi ile karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Vazgeçip dönerler diye, Allah (c.c) yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattıracaktır’’[2] meâlindeki âyeti kerimesi akl-ı selim sahibi olan bütün insanlığa en açık bir uyarıdır.


Günümüz teknolojisinin gelişmesi ile beraber sanayi ve kozmetik atıklarının hiçbir önlem alınmadan çevreye atılması gibi çevreye karşı işlenen çok ciddi suçlar sonucunda doğal zenginliklerimiz ve çevremiz tahrip edilmektedir. Soframızda içtiğimiz su, teneffüs ettiğimiz hava kirlenmekte; yağan yağmurlar, ekim yapılan alanlar kirlenmektedir. Bütün insanlar bu kirlilikten ve bu kirliliğin meydana getirdiği çeşitli hastalık ve ürün kayıplarından şikâyet etmekte, bilim adamları da küresel bir tehlikeye dikkat çekmektedir.
İçinde bulunduğumuz yüz yıl içinde meydana gelen 10 büyük doğal felaketin 9 tanesinin son 10 yılda olması çok düşündürücüdür. Özellikle küresel ısınma sonucu dünyanın bazı yerlerinde sel felaketleri olmakta, bazı bölgeler buzul çağını yaşamakta bazı ülkeler ise ise kuraklıkla kavrulmaktadır.

Kendimize bir soralım: bu kirlilik ve felaketler konusunda biz masum muyuz? Hiç mi sorumluluğumuz yok? Dürüst ve samimi Müslümanlar olarak bunun muhasebesini yapalım. Kirletmeyelim, tahrip etmeyelim. Şunu asla unutmayalım ki, çevreye zarar vermekle, su vb. nimetleri israf etmekle hem bugünün hem de gelecek nesillerin haklarını ihlal etmekteyiz. Kul hakkının önemini bilen müminler olarak çevreye karşı daha duyarlı ve sorumlu olmalıyız. Böylece canlı ve cansız tabiata karşı görevimizi yapmalıyız. Ormanlarımızın yangınlara karşı muhafaza edilmesi için çaba göstermeliyiz, hatta bir ağaç da biz dikerek çevremize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz.

Değerli kardeşlerim

Evimizi sokağımızı, çevremizi temiz tutmak Mümin olmamızın gereğidir. İşimiz dinimize aykırı olmasın. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “Bana ümmetimin hayır ve şer, bütün amelleri gösterildi. İyi ameller arasında, rahatsızlık veren bir şeyin yoldan atılması da vardı. Kötü amellerin arasında gömülmeden yere bırakılmış tükürük de vardı’’[3] buyurarak çevre konusunda ne kadar dikkatli olmamız gerektiğine dikkatimizi çekmektedir.

Resûlullah Efendimiz “temizlik imanın yarısı dır” buyurmuş [4], evleri ve iş yerlerini temiz tutmayı tavsiye etmiş[5], sıkıntı ve zarar verecek şeyleri yollarından kaldırmayı[6] imanın bir gereği olarak ifade buyurmuştur. Bizlere yakışan, bu güzellikleri kendimiz, çocuklarımız, geleceğimiz için hayata geçirmektir.

1- Rum 30/41. 2-Müslim ,Mesacid 58. 3-Müslim taharet 1, Tirmizi Daavat 86.5-Tirmizi Edeb 41. 6-İbn Mâce, Edep 7.


ELVAN SARI
ÇEVRE TEKNIKERİ