Yardım - Arama - Üyeler - Takvim
Tam Forum Görünümü: DEMEDIM MI?
www.gumushane.gen.tr - Forum > Şiirlerimiz > Şairlerimiz
tizna


DEMEDİM Mİ?



Demedim mi bu hasret bitirir seni

Ay dolanır gider, yalnız kalırsın

Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın

Demedim mi yüreğim sevme!



İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz....

Geri dönen hangi güvercinin var?

Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?

Demedim mi aklım, inanma!



Bir gün naza çeker kendini demedim mi?

Görmesen zindana döner bu şehir...

Görsen, umursamaz, aldırmaz kafir

Demedim mi gözlerim bakma!



Demedim mi bu ürperten sıcaklık...

Bu taze güzellik kaybolur birgün?

Sonra boşu-boşuna aranır, dövünürsün

Demedim mi ellerim dokunma!



Demedim mi bir gün susar şarkılar

Sesine ses veren rüzgar olur...

istediğin kadar artık bekle dur...

Demedim mi kulağım duyma!



Birgün çıkıp gideceği belliydi

Ayan-beyan belliydi anlayamadın.

Başka bir rüyada şimdi o kadın

Demedim mi kollarım sarma!



Bütün çektiklerim senin yüzünden

Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden

Ah! şimdi paramparça oldun binbir yerinden

Demedim mi gururum kırılma!
YORGUN YOLCU
yavuz abinin yüreğine,sizin de klevyenize sağlık süper ya
DELİKIZ


Yavuz Bülent Bakiler
(Hayatı)

Sivas’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta yaptı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Bir ara Ankara Radyosu’nda çalıştı. Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görevlendirildi.

Geleneksel şiirimizin öz ve şekil özelliklerini kendi şiir potasında eriterek kişiliğine kavuştu. Şiirlerinde, Anadolu’ya, Anadolu insanına eğilmiş, onların sorunlarını yapıcı bir tavırla dile getirmiştir. Sade ve rahat bir dili, aydınlık bir üslubu vardır. Milli ve manevi değerlere bağlı kalmıştır. Bu tarafı ile, Arif Nihat Asya’nın milli havası, mistik şiirine yakın görünmektedir..

ESERLERİ
Yalnızlık (1962)
Duvak (1971)
Seninle (1986)

Tüm şiirlerini HARMAN adlı kitabında toplamıştır.

HAKKINDA SÖYLENENLER:

---Kendine has şiir sözlüğü ve uslübu, keskin ve yoğun anlatışıyla Bakiler, Anadolu insanının, bakımsız çocuklarımızın, geri ve nursuz bırakılmış vatanımızın acılarını dile getirmektedir.Yavuz Bülent'in çok belirgin bir özelliği de bugünkü milliyetçiliğimizin özelliği olarak (Arif Nihat Asya gibi) Türk'e, İslam'a, Turan ve Anadolu'ya dönük sevgi ve düşüncelerini şiirinde kaynaştırmıştır.Tarihe bakışı da öyledir.Elbette cumhuriyet çocuğudur, ancak öncemiz, özümüz ve tamamlayıcımız olan Osmanlı-Selçuklu çağlarına ve daha evvelki bütün Türk çağlarına da hayrandır.Tabi gerçeklerini ve hatta kusurlarını görerek ve bilerek hayrandır.
Cumhuriyet devrinde doğup da Turan'a dönük şiirşer yazan Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu gibi birkaç şairden birisi de YAvuz Bülent'tir.

(AHMET KABAKLI)



---Yavuz Bülent Bakiler'in şiiri, zengin muhtevası olan bir "yaşantı şiiri" dir.Ondan dile gelen, bize has acı, sade, samimi, gerçeklerdir.Onu okurken, biz Anadolu'yu yeniden içimizde hissediyor, ona acıyor ve üzlüyoruz.

(Prof. Dr. MEHMET KAPLAN)



---Yavuz Bülent Bakiler, sözün ressamıdır.

(SABİR RÜSTEMHANLI)



---Yavuz Bülent'i ohudukça gördüm ki, onun geleminden çıhanlar hem şiirdir, hem Türkçenin tarihidir, hem de Anadolu köylerindeki Türklerin canlı dilidir.Bu dil layla(ninni) dili gibi temizdir.Yavuz Bülent'in Türkçesi menim, menim Türkçem Yavuz Bülent'in Türkçesidir.

(Prof. TEVFİK HACIYEV)


DELİKIZ
GİT ARTIK
Hani senin bir siyah önlüğün vardı
Beyaz yakalığın her gün kolalı.
Tertemiz halini gören anlardı:
Kurdelan, çorapların, çantan Türk malı.

Senin için yüreğimde bir gül açardı.
Uzak şafakların en güzel gülü.
HAni senin simsiyah saçların vardı:
Sağında solunda iki örgülü.

Sen Türkiyem kadar güzeldin önceleri.
Türkiyem kadar büyük düşüncelerin vardı.
Severdin yurdumun bütün insanlarını,
Yüreğin Türkiyem kadardı.
Gelip geçtiğin yollara yüreğimi koyardım
Ökçesiz papuçların yüreğime basardı.

Yok şimdi o hallerin artık eski yerinde,
Silmiş bir bilinmez el güzel nakışlarını.
Alıp götürmüş yıllar beraberinde
Yağmur taneli gibi duru bakışlarını.

Tırnakların böyle uzun, böyle boyalı değildi.
Ellerin bembeyazdı, incecik narin.
Saklardı eteklerin rüzgarda dizlerini
Hiç böyle değildi entarin.

Gözlerin nasıl rimelli, saçların nasıl sarı?
Bu halka halka küpeler hiç yakışmamış sana
Hadi git yıka yüzünden bu çirkin boyaları
Duysana, anlasana!..

Irmaklar dövüne dövüne,
Bulutlar savrula savrula
Başka iklimler gider.
Bir gün düşerim ben de uzak, isimsiz yollara
Rüzgarlarla beraber, ırmaklarla beraber.
DELİKIZ
BENİM
Ve büyür gözlerimde güvercin güzelliğin
Sonra bıkıp usanmadan sabahlara dek
Biri durur kapında korkulu ürkek...
O duran benim.

Bir gölge gibi düştüm ardına yıllardan beri
Sordum seni şehir şehir...
Şimdi her gece yarısı rüzgâr değildir
Pencerene vuran benim.

Bir gün bölerse uykunu bir saat çıngırağı
Birdenbire yatağından kalkıp oturma.
Öyle korkulu gözlerle etrafına bakıp durma
Saatleri kuran benim.

Senin bir suçun yok kabahat bende
Bitsin bu kıskançlık gayrı diyerek.
Boy verdiğin aynaları istemeyerek
Teker teker kıran benim.

Bir ceylan gibi durma artık gecenin ortasında
Ceylan gibi bakma aya.
Seni bir beyaz duvağa, altın halkaya...
Duyuran benim.

Kolay kolay unutulmaz adına yaktığım türküler
Kapanmaz yüreğime açtığın yara.
Her akşam saçlarını karanlıklara...
Savuran benim.
küçükağa
Her Pazartesi ve perşembe saat 10.35 te tekrarı 18.05 te olmak üzere Burç Fm'de program yapmaktadır halen.İlgilenenlere duyurulur.
DELİKIZ
12 Eylül'e Sitem

Kolum, kanadım diyordum.
Sevdalanıp gidiyordum
Yurdum diye seviyordum
Yurdum, felaketim oldu.

Türküm! dedim, Türk'ü sevdim
Öğünen bir koca devdim
Volkandım, alev-alevdim
Kor'dum... felaketim oldu.

Kimisi Rus, kimisi Çin...
Uşağıydı; dedim niçin?
Bayrağıma selam için
Durdum... felaketim oldu.

Vatan millet idi tasam
Çiğnenmişti ana-yasam
Vuracaklardı vurmasam
Vurdum... felaketim oldu.

Neyim varsa birer birer
Tutup çarmıha gerdiler
Bozkurt'uma 'it' dediler
Kurdum... felaketim oldu.

Bu ahlaksız dubaraya,
Tarih 'mim' koysun buraya
Eylül darbesini hayra
Yordum... felaketim oldu.

Gönlümün yiğit beğiydi
Gözlerimin bebeğiydi...
Ona da mı nazar değdi
Merdim... felaketim oldu.

Tarafsızlık diye diye
Şu en soysuz haramiye
Başımızı vermek niye
Sordum... felaketim oldu.

Ben değildim esip-tozan
Kanlı kuyuları kazan
Bütün tuzakları bozan
Zordum... felaketim oldu.

Kolum, kanadım diyordum.
Sevdalanıp gidiyordum
Yurdum diye seviyordum
Yurdum, felaketim oldu.


Yavuz Bülent Bakiler
Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.
Invision Power Board © 2001-2024 Invision Power Services, Inc.