Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Kadir ÇETİN->NE MUTLU BEN YALANCIYIM DİYEBİLENE [ Arama ]

NE MUTLU BEN YALANCIYIM DİYEBİLENE
zoom
Başlık NE MUTLU BEN YALANCIYIM DİYEBİLENE
Açıklama Küçük bir alıntı gerçekten
Mail kadircetin29@hotmail.com
Siteye Ekleyen KadirÇetin

           Yıllar öncesinin buğulu bir sonbahar akşamı…

            Her zaman olduğu gibi yine düşünmekte bir çocuk. Bir gün sonra ne yapacağını, hayatın ona getirdiklerini nasıl karşılayacağını ve en önemlisi hayatının devamı için ne yapabileceğini düşünmekte. İçinden çıkılamaz bir girdap halini almış bu soruya cevap aramakta küçük beyni.

            Başka bir köşe…

            O masum, o günahsız ve o aslan yürekli çocuğun sırtından ne kadar para kazanabileceğini, onu nasıl kandırabileceğini ve en önemlisi onu nasıl kendine köle edebileceğini düşünmekte bir zengin. Amansız bir hastalık halini almış para hırsından kurtulmayı hiç düşünmüyor şerefsiz beyni.

            Yıllar birbirini kovalıyor. Eli kalem tutar oluyor o küçük çocuğun. Okuyor üniversite kazanıyor. Ama ne hikmetse orada da bırakmıyor peşini riyakârlıklar. Bir gölge gibi ardına düşüyor yalanlar ve yalancı yürekler. Artık imkânsızdır orada kalması. Hayat beklemektedir onu. Kendisinden çok kurtarılmayı bekleyen masum ve aciz beyinlerin ihtiyacı vardır ona. Dönmesi gereklidir diyarına ve öyle yapmıştı aslan yürekli çocuk.

            Ama nafile. Bir gün öncesine kadar lanet sloganları atanlar, birkaç kuruş için kahkaha atar olmuşlar. Kimse yarın ne olacağını düşünmeden çalar olmuş başkalarının hakkını. Kimse elini vicdanına koymadan soyar olmuş devletini. En kötüsü, dün onlara lanet okuyanlar, bu gün fırsat bulup onlardan beter soyar olmuş.

            Kollarını sıvar küçük çocuk. Daha doğrusu bir zamanların küçük çocuğu. Bir-kaç tanedir bu sahtekârlar, gün olur geçer giderler diye düşünür. Sevgi tohumları ekmeye çalışır herkesin yüreğine. Ama boşunadır uğraşı. Kendiside anlamıştır ki, tohum sevginin de olsa, sulandığı su kahpenindir. Kurur yok olur o tohumlar. Kahrolur küçük kahraman.

            Yoldaş bildikleri bile yolunu şaşırmışsa ne yapabilir ki? Çaresiz ve ümitsiz bir direniş örneği olmaktan başka. Ama buna rağmen yılmıyor o bir zamanların küçük çocuğu. Bir yol çiziyor kendine ve o yolda yürümeye devam ediyor. Kimseye minnet etmeden, kimsenin hakkını yemeden, devletini sömürmeden. Hatta kimseye yoldaş demeden ve sonunu bilmeden…

            Yukarıda yazılı olan öykü, şuanda 22 yaşında olan, ismini açıklamak istemediğim bir gencin kendi deyimiyle, “hayatının özetinden” bir alıntıdır.

            Bu alıntıyı kaleme alırken, gerçekle ne kadar örtüştüğünü fark edince, içimde oluşan şu soruya cevap aramadan edemedim: Ne zaman dönecek bu devran?..

            İşte en büyük hayal. İşte en ümitsiz umuş. Çünkü bu soruya cevap arayanlar, aynı zamanda bu günkü devranın kurucuları. Düşünün; ben hariç bütün Gümüşhane insanının önüne bir çuval para koyun ve deyin ki: Bu paralar devletin, al ne yaparsan yap. Kaç kişi bu parayı devletin gerekli harcamaları için kullanır. Ben öyle bir babayiğidi tasavvur edemiyorum. Sizde edemezsiniz. O paranın en azından bir bölümü çalınır. Kimisi yarın daha rahat edebilmek için, kimisi evine ekmek götürebilmek için, kimisi aç karnını doyurabilmek için, kimisi de kervanına bir deve daha katabilmek için çalar. Ama amaç ne olursa olsun çalmak fiilini mubah kılmayacaktır.

            Yukarıdaki örnekte ben hariç dedim, çünkü hiçbir insan kendisi hakkında tam olarak objektif yorum yapamaz diye düşünüyorum. Bu nedenle kendimi yorumumun dışında tuttum. Benim hakkımdaki yorumu, beni tanıyan bütün Gümüşhane insanına bırakıyorum.

            Daha net anlaşılması için bir örnek daha vermek istiyorum. Ben şimdi bu yazıda, Gümüşhane’deki her 2 insandan biri yalancı demiş olsam, yazıyı okuyan herkes yanındakinin ona ne zaman yalan söylediğini bulmaya çalışır. Kimse kendisinin yalancı olduğunu düşünmez. İşte bizim en büyük sorunumuz bu. Ne mutlu ben yalancıyım diyebilecek olana.

            İçinde bulunduğumuz gaflet uykusundan bir an evvel uyanmamız ve öyküdeki gencin yolunu bulabilmemiz dileği ile Esen kalın.                   

                                                                                              Kadir ÇETİN

Oyu Puanı: 34 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar
yorumsuz
11 Eyl 2005
hayat bu dostum bu devran nböyle gelmiş böyle gider ne yapalım bazılarının istekleri için bazıları diyet öder...

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 0 (0 Kayıtlı Üye 0 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 2.69081 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu