Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Ah, ne kadar özlemişim, farklılığını hissetmek istediğim bu düşünceyi. Farklılık, kendilerinin yoğurdu yemesinden kaynaklanmıyor, farklılık, tamamen farklı bir tarzda yoğurdu tabi bir gıda olarak yerken, manevi bir gıda olarak da yüzümüze mütebessim bakışlarla bakmasından kaynaklanıyor.
Kim ne derse desin, kendileri Gümüşhane'nin yetiştirdiği en pahalı insan kumaşıdır. Bu kumaştan çok şık bir elbise olarak üzerimize biçtiğimiz sevgim(iz), yıllar yılı üzerimizde kaldı. Bu dünya hayatımızda bu elbiseyi çıkarmaya da hiç niyetimiz yok! Varsın bu sevgiyi çekemeyenler çatlasın!
Oltan Bey ve kendisine olan yalın ve güçlü sevgimizden bahsediyoruz.
Yıllar sonra Oltan Bey'i Kelkit'te karşımda buldum. Yine her zamanki içten bakışlarıyla ve insanın içini okşayan sıcacık yaklaşımlarıyla ayak üstü sohbet ettik. Konuşurken anılarım bana eşlik etti ve birden bire 1997 yılındaki o malum olayı anımsadım:
8 yıllık eğitimin kabul edildiği günler... Oltan Bey de o zamanki hükümetin Adalet Bakanı. Türkiye'nin har yanında olayı provoke etmeye çalışan marjinal grupların gösterileri var. O sıkıntılı günlerde Oltan Bey Kelkit'e gelecek. Kelkit'te yarım saat öncesinden hazırlıklarımız tamam, ortalıkta hiçbir nümayiş belirtisi yok. Birden bire provokatörlerin de etkisiyle (ki bu olay, bence gelişimi açısından sosyolojik olarak okullarda incelenmeye değer bir olaydır) olayın rengi son yarım saatte değişmeye başladı. Oltan Beyi 8 yıllık eğitimi çıkaran bir hükümetin bakanı olarak protesto eden gruplar birden bire azgınlaşmaya başladı. Oltan Bey, belediye binasına arka sokaklardan girmek zorunda kaldı. Oltan Bey, belediye başkanlık makamında basın açıklaması yaparken, belediye binasının camları taşlarla aşağı indirildi. Azgınlaşan insanları zaptetmek imkansızdı neredeyse. Jandarma, belediye binasının önünde ara tampon bölgede güvenlik önlemini almış ve Oltan Bey'in yine ara sokaklardan ilçeden çıkışını temin etmişti.
Aradan yıllar geçti. Türkiye ne garip bir ülke. O zamanki 8 yıllık eğitime karşı çıkan zihniyet Türkiye'de iktidar oldu. Şu andaki hükümetin en çok övünerek bahsettiği konulardan birisi de 8 yıllık eğitim. Meselenin garabet arzeden daha ilginç bir yanını yazayım: O zamanlar Oltan Bey'i acımasızca eleştirip protesto edenler, dikkat ettim bugün, Oltan Bey'in yanında ona şirin gözükmek için yağcılık yapıyorlar. (Allah, kimseyi din ekseninde bir kışkırtıcılıkla denemesin, aklını ve düşüncülerini başkalarına satarak, "yürü ya âdem, sen herkesten daha iyi bir Müslümansın" gazını alıp Müslüman kardeşine zulmeden bir insandan gerçek bir Müslüman olmaz, olsa olsa sözde olur ki o da amaca tesirsiz olur!)
Bizler Oltan Bey gibi siyasetçinin doğru ve yalansız olanının peşinde koşan bîçare insanlarız. Çaresizliğimiz, bizim en doğal hakkımız olan "tercihlerimiz" üzerinde demokratik hilelerle oynanarak tesadüfi neticelerin ortaya çıkmış olmasından kaynaklanmaktadır. Yoksa, çarenin ne olduğunu biliyoruz, çünkü Oltan Bey, her zaman bu topraklar üzerinde büyük bir umut ve övünç bayrağı olarak dalgalanacaktır. Düşünsün düşünsün, Oltan Bey ve Oltan Bey gibileri seçmesini bilmeyenler düşünsün!
.jpg)
OLTAN BEY VE İYİYİ, DOĞRUYU SEÇMEK
