Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Fatih YALÇIN->AVRUPA BİRLİĞİ HİBE PROGRAMI [ Arama ]

AVRUPA BİRLİĞİ HİBE PROGRAMI
Başlık AVRUPA BİRLİĞİ HİBE PROGRAMI
Açıklama -
E-Mail fatihyalcin29@hotmail.com
Siteye Ekleyen AdamGibi

   Avrupa Birliği Hibe Programı kapsamında sağlanan finansman çok saygıdeğer Hocam Sayın Orhan Eskicioğlu’nun da ifade ettiği gibi karşılıksız bir finansman değil. Türkiye’nin de her yıl yüksek miktarlarda para ödediği bir hibe havuzundan karşılanan bir finansman. Dolayısıyla öncelikle bu programa proje gönderenlerin birçoğunun zannettiği gibi haydan gelip huya gidecek bir para değil. Bu biraz kulağı ters taraftan tutmak gibi bir uygulamanın bir neticesi. Türkiye bu parayı bu hibe havuzuna sokmadan da sosyal kalkınma amaçlı olarak kullanabilirdi. AB’ye aday ülke olmanın diyetini bu tür uygulamalarla ödemek zorunda. Diyet diyorum çünkü birkaç yıldır ülkemiz bu hibe havuzuna sağladığı finansmanın yarısını bile projelendirerek geri alamadı. Dolayısıyla bizim fona koyduğumuz paranın büyük bir kısmı fakir (!) Avrupa ülkelerince kullanıldı. Bu sonucun müsebbiplerinin başında valilikler gelmektedir. Çünkü böyle bir fona proje hazırlamak konusunda bölgemizde veya Türkiye kırsalında yeterli alt yapı yok. Bu alt yapının oluşturulması ise tabiki valiliklerin sorumluluğu altında.  Ancak bu sorumluluğun gereğince yerine getirilmediğini hibe programından aldığımız pay ortaya koymaktadır. Gümüşhane sosyal kalkınma ile ilgili proje kapsamına 2006 yılında giriyor. Dolayısıyla Gümüşhane Valiliğinin ivedilikle bir proje ekibi oluşturup, Gümüşhane’nin öncelikli ihtiyaç konuları üzerine projeler hazırlatması gerekiyor. Tabi daha öncesinde bu projeleri yazacak kişilerin yetiştirilmesi ile ilgili olarak kurslar düzenlemeli. Fon Sivil Toplum Örgütlerine hitap ediyor. Dolayısıyla yeni STK’ların kurulmasında öncü rol oynamak da valilik ve belediyenin ivedilikle yapması geren işler arasında. Proje gönderme konusunda herhangi bir sınır yok. Ne kadar çok proje gönderirseniz ve projeler formata ne kadar uygun olursa ile gelecek para da o kadar artacak. Türkiye’nin fondaki parasının kuruşuna kadar hizmet olarak geri alınması hatta mümkünse AB ülkelerinin fona sağladığı finansmanın bir kısmını da ülkemize kazandırmak vatanî bir görev gibi görünüyor. Biz birkaç arkadaş olarak memlekete geldikçe bu hibe programından ilgilileri haberdar etmeye çalışıyoruz. Ama bu birkaç kişinin çabasıyla halledilebilecek bir mesele değil. Değerli Hocam Selahattin Tozlu Bey’le birlikte Gümüşhane’de “Gümüşhane Kültür Tarihi Araştırmaları ve Dokümantasyon Merkezi” oluşturma amaçlı olarak bir proje çalışmamız var. Bu merkezde Gümüşhane kimliğinin oluşmasına katkı sağlayan maddi manevi bütün değerlerimiz sergilenecek ve bütün araştırmacıların ve kent halkının hizmetine sunulacak. Bu çalışmaya Sayın Selahattin Tozlu hocamın arşiv ve derleme çalışmalarının büyük katkısı olacak. Yine Genel Yayın Yönetmeni Niyazi Karabulut ve Değerli Hocam Talat Ülker önderliğinde Harşit Dergisi ekibi ve kadim dostum Diş Hekimi Yunus Yalçın’ın Sağlık Müdürlüğü çalışanları Biyolog Fahri YALÇIN, Çevre Mühendisi Ender ÜLKER ve Kimyager Vedat ATAMAN dostların çok ciddi gayretleri var. İnşallah onların da katkılarıyla bu çalışmalardan şehrimize azami derecede katkı sağlarız.

    Harşit’in Temizlenmesi ilgili bilinçlenme projesi kapsamında alınan hibe bu fonların en küçük ölçekli bütçelerinden. Ancak, böyle bir uygulamaya ön ayak olmaları açısından projeyi hazırlayanları kutluyorum. Sitedeki spekülatif tartışmalar beni çok ümitlendirmişti. Ancak varılan nokta itibari ile eleştirenin de eleştirilenin de bu şeffaflığa hazır olmadığını esefle seyrettik.  Benim için bu kaostan en olumlu notu site yöneticileri aldı.
    Basının toplumsal hayat üzerindeki etkisini göz ardı ederek yaşamak mümkün görünmüyor artık. Bunun olumlu ve olumsuz etkileri konusunda yıllardan beri süregelen tartışmaların bir nihayete ulaşmasını beklemek gerekiyor. Çünkü değişen hayat standartlarının bir neticesi olarak genel anlamda medya özel anlamda basın ve daha özelde ise internet yayıncılığı kendini bu değişime adapte etmek durumunda kalıyor. Medyanın toplumsal hayat üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili ilk tartışmalar özel hayatın korunması çerçevesinde gelişti ve farklı yönleri de gündeme getirilerek bugünlere taşındı. İyi gününde kapı kapı televizyon kanallarını gezerek her ne pahasına olursa olsun (diyet) ekranlarda boy göstermeye çalışanların, zafiyet anlarında aynı televizyon kanallarına, onların çalışanlarına galiz küfürler savurmasının hiçbir vicdanda kıymeti yoktur. Çünkü bu karşı duruş samimiyetten yoksun bir duruştur ve timsah gözyaşlarını andırır. Tabi bu medya için her şeyin mubah olduğu anlamına da gelmemeli. Her kurum kendi içerisinde bir çalışma ahlakını da barındırır. Dolayısıyla bu kurumlar bu ahlakın onlara verdiği sınırlar içerisinde hareket etmekle yükümlüdür. Basın ya da genel anlamda medya için bu sınırlar önemlidir.
    Gerektiğinde insan zihninin hesaplamakta güçlük çektiği paraları ödeyerek bir televizyon kanalında, bir gazete sayfasında arz –ı endam etmeye çalışanları bir kameramana saldırırken, ya da rakip televizyon kanalında küfürler ederken görmek hiç şaşırtmıyor bizi artık. Bir sırrı saklayan insan, her zaman onu ifşa etme potansiyeline de sahiptir. Dolayısıyla sır veren onun bir gün bir şekilde ifşa edilebileceği ihtimalini hiçbir zaman kendinden ırak düşünmemelidir. Birkaç haftadır ilgiyle ve beğenerek takip ettiğim bu sitede ve bazı benzeri sitelerde Adı geçen proje sahiplerine ithafen yazılan yazıları da dikkatle takip ettim. Bunların bir kısmının eleştiri mantığı içerisinde düşünüldüğünde haddini aşan şeyler olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. Ama şunu da ilave edelim ki Türkiye’de tarihin hiçbir devrinde eleştiri bu boyutun dışına taşınamamıştır. Mizahımız bile kara mizahtır. Dolayısıyla eleştiriler zamanla kontrolden çıkıp bir çıkmazın içine saplanıyor.. Site yöneticisinden bir nevi RÜTÜK oluşturmasını ve ziyaretçi defterlerine gelen mailleri kontrolden geçirdikten sonra yayınlamasını beklemek çok doğru değil.. Yapılan haddini aşan eleştirilerden dolayı Proje sahiplerinin kendileri için faydalı gördüğü bu uygulamanın birçok kişi tarafından yıllardan beri  şiddetle eleştirildiğini farkında olmalı. Site tarafından mailler üzerinde bir denetim uygulaması başlatırsa bunun sonunun nereye varacağı konusunda yorum yapabilmek çok zor. Bazı şeylerin öğrenilebilmesi için insanları serbest bırakmakta fayda var. Eleştiri yapa yapa eleştirmesini; eleştirile eleştirile eleştiriye hoşgörüyle yaklaşmasını öğreneceğiz.  Eğer kendileri hakkında yazılanlara karşı kendini savunma hakkı verilmeseydi site yöneticilerini eleştirmeleri haklı olabilirdi. Ama takdir edersiniz ki biz de onun itirazlarını bu site aracılığıyla öğrenebildik. Bizlere de, onlara da düşen site yöneticilerini alkışlamaktan başka bir şey olamaz.

Oyu Puanı: 38 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 16 (0 Kayıtlı Üye 16 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.34583 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu