Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Ali Coşkun HİRİK->YAZIK! [ Arama ]

YAZIK!
Başlık YAZIK!
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
     Şu son birkaç gündür, adeta “akıl tutulması” yaşıyorum!

     Hissiyatıma yenilerek, alevi başından çıkan cümleler yazmamak için kaç gündür bekledim, ama daha fazla sabredemiyorum! Yazmam ve içimdeki kaygılarımı benim gibi düşünen  birileriyle paylaşmam gerekir!

      Sakın ola ki “milliyetçi hassasiyetine yenik düştüğüme dair peşin yorumlarla bu kaygılarım gölgelenmeye kalkışılmasın ve sakın ola ki bu kaygılarımın içinde geçen ürpertici anlamlara karşı “aman bir şeycik olmaz, sende amma büyütüyorsun meseleyi” türünden göbek kaşıyıcı umursamazlık ve aymazlıkla  bu yazdıklarım algılanmaya çalışılmasın!

     Konunun önemine binaen, genel basının kahreden sessizliği insanın kaygılarını daha bir artırmaktadır. En ufak bir milli meselede saklandıkları ve emin olunuz kendilerinden daha ağır  taşların altından çıkan genel basının usta idegogları ve kalemşörleri neden böyle suskun durmaktadırlar? (Zaten yerel basında bu meseleyi yazmaya yeterlikli kimseyi pek görmüyorum. Belki Talat Bey’den beklemişimdir böyle bir girişimi, ama umarım yazar ve bizi ve kaygılarımızı yalnız bırakmaz!)

     Şu anda Türkiye’yi yöneten siyasi erk, Türkiye’yi bakkal dükkanı yönetiyor ve işletiyor gibi düşünmüş olacak ki, hiç bir akıl sorgusundan geçirmeden birden bire Kürtçe Televizyon işgüzarlığını yeni yılın ilk günlerinde  yayına soktu. Bu anlayışla korkarım ki çok yakında, Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet değildir demek çok büyük bir suç sayılabilecektir!  Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine zıt olarak, Türkiye Cumhuriyetinin rotasını bilinmezliklere doğru ayarlayanlar bunun vebalini nasıl verebileceklerdir, bu konuda derin endişelerimiz vardır!

     Devletimizin bâki temelleri üzerinde bu denli pervasızca oynanması karşısında bir kez daha herkesin devlet ve millet olmanın gerekleri üzerinde düşünmelidir diye ısrarlı yazmak istiyoruz!

     Ulus devlet ve tanımını artık birilerinin beyninin içine iyice çakmak gerekir:

   “Ulus devlet, sınırları belirli bir coğrafyada, paydaş bir kültürü, dili ve geçmişi olan, yine paydaş bir gelecek için bu özellikleri temel alarak birlikte yaşayan bir toplumun merkezi otoriteyi temel alan, yani milleti baz alan devlet örgütlenmesine denmektedir.”


     Hâl  böyleyken, Kürtçe Televizyon bu tanımın içinde nerde durmaktadır, lütfen birileri bunu bizlere anlatsınlar?
 
         Her şeyden evvel belirtelim ki Devletin bazı ETNİK DİLLERİ ve bazı ETNİK KÜLTÜRLERİ geliştirmek gibi bir mecburiyeti yoktur ve böyle bir  politika değişikliği de çok tehlikelidir.


     Kürtçe televizyondan sonra sıra; Çerkezce , Abazaca, lazca, vs. gibi etnik televizyonların devlet eliyle açılması beklentisi içine girecek olan etnik dil ve kültürleri kim durdurabilecektir? Böyle bir beklentinin her alandaki uzantılı düşüncelerini tahmin edebilmek için kahin olmak gerekmemektedir!

     Etnik köken televizyonların maliyetleri ulus devletin kaynaklarından karşılanabilir mi? Dünyanın hangi usul devletinde böylesine ne idiğü belirsiz etnik açılımları yapılmaktadır? Böyle bir maceraya yelken açıyor olmamızın hangi akli, bilimsel ve felsefi temelleri mevcuttur? Son moda bir evcilik oyunu gibi oynanmakta olan devletçilik oyununda, kaygımız o dur ki Türk milleti geçmişinden getirdiği bütün kazanımları yavaş yavaş kaybetmeye giden bir yolun başlangıcında bulunmaktadır.


     Özgürlük adına açılım yaptıklarını söyleyenler, millet olma bilincini bombalayan yaklaşımlarıyla çok başka sahillerde uyandıklarında iş işten geçmiş olacaktır! Ayrıca anlamakta zorlandığım devletin ilgili diğer bütün kurumlarının suskunluğudur. YÖK Başkanı, sanki yıllardır böyle bir kararı bekliyormuş gibi  hemencecik üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açılacağını müjdeliyor. Ya RÜTÜK’e ne demeli? Neden, etnik kimlikli, Kürtçe bir televizyon kanalına  paydalarda eşitsizlik yaratacak bir tutum olarak RÜTÜK’TEN onay verilmektedir?


     Devletin ana ve hiç yadsınamayacak görevi, ayrışımları ortadan kaldırarak ulus devlet içindeki etnik kimlikleri AYNI PAYDADA bir araya getirmek değil midir?! Yoksa biz mi yanlış bilmekteyiz? Türkiye Cumhuriyeti ana felsefesini bunun üzerine oturtmuş bir Cumhuriyettir. Bunun aksini düşünmek noktasında ısrarla bildiklerini bu canım ülkeye giydirmek isteyenler “Ben yaptım oldu” kahramanlığıyla bunu bu şekilde başaramayacaklarını da bilmelidirler.

     Bir milleti millet yapan an asli hususlardan birisi de dildir. Bizim içinde ortak dil, Türkçe’dir!

     Şimdi sormak lazımdır; bu kadar serbest bırakılmış ucu açık bir özgürlük kavramı nereye kadar gidecektir?

     Böyle bir kararı alanlar, bunun nereye doğru gittiğini de bilmekte midirler?

     Hiç sanmıyorum!

     Alelacele alınmış Kürtçe Televizyon kanalının yayına başlaması kararı, yerel seçimler öncesinde Güneydoğulu seçmene şirin gözükmek çabasından başka bir anlamı olmayan bir karardır.

      Demek ki bu kadar acı, boşuna çekilmiştir!

     Yazık!
Oyu Puanı: 32 - Ortalama: 3.4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 17 (0 Kayıtlı Üye 17 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.33617 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu