Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Kemal Şükrü SEVİNDİK->FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARINI SATTILAR MI? [ Arama ]

FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARINI SATTILAR MI?
Başlık FİLİSTİNLİLER TOPRAKLARINI SATTILAR MI?
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
     Filistin – İsrail mücadelesi ne zaman şiddetlense ve kamuoyu İsrail aleyhine dönse bazı ağızlardan şu cümlelerin döküldüğüne şahit oluyoruz: “Bu drama bizimde kalbimiz dayanmıyor ama Filistinlilerde ettiklerinin cezasını çekiyorlar!?”

    Toplumda zaman zaman belirli diller tarafından yaygınlaştırılan bu iddia özetle şunları içeriyor: “Filistinliler Osmanlı’ya ihanet  etmiş ve onu arkadan vurmuştur. Topraklarını kendi istekleri ile satarak Yahudilere peşkeş çekmişler ve bugün hem kendilerinin hem de İslam dünyasının belalısı haline gelmiş olan İsrail’in kuruluşuna zemin hazırlamışlardır. Başlarına ulaşmış olan bu musibeti esasında onlar elleri ile hazırlamışlardır. Bugün Filistin’in başına yağan bela ve musibetler onların “ihanet”lerinin karşılığıdır!?”

    Siyonist İsrail rejimi Filistin’i kan gölüne çeviriyorken, Siyonist lobilerde bu cinayetleri örtmek ve meşrulaştırmak için tüm dünyada yoğun bir propaganda yürütmektedir. Bu Siyonist lobiler Amerika ve Avrupa’da; “Filistin boş bir arazi, kupkuru bir çöldü. Biz gittik ve oraları ihya ettik. Dolayısıyla oralar bizimdir” diyerek propaganda yapıyorlar. Bu propaganda ile Batı’yı cinayetlerine ortak kılıyorlar.

   Bu Siyonist lobilerin İslam ülkelerinde izlediği propaganda yöntemi ise; çok daha farklı. İslam ümmetinin Filistin ile bağını gevşetmek, Filistinlileri yalnızlaştırmak ve zayıf düşürmek için sinsi bir propagandayı Müslümanlar arasında yaymaktalar. Elleri kanlı bu Siyonist lobiler; “Bu toprakları Filistinliler bize kendileri sattılar. Bizler bu toprakları çok büyük paralar vererek satın aldık…” diyerek ümmet arasına fitne tohumları saçmaktalar. Hiçbir tarihi gerçek ve belgeye dayanmayan bu iddia, İslam ümmetinin “Filistin ve Kudüs meselesi” ile bağını kesmek, en azından gevşetmek için ortaya atılmış bir anti-propaganda malzemesidir!

        Gerçekle uzaktan yakından alakası olmayan bu anti-propaganda, esasında uzun ve detaylı bir araştırmanın konusudur. Ama kısacada olsa bu iddianın Siyonist bir fitne olduğunu ortaya koyacak özet fakat köklü iki delili paylaşabiliriz.

       Filistin topraklarının toplam yüzölçümü 28 milyon dönümdür (28.220 km2). Gasıp İsrail 1948’de bağımsızlığını ilan ediyorken Yahudilerin sahip olduğu arazi miktarı 2 milyon dönümdür. Yani tüm Filistin topraklarının %7’si. Bu 2 milyon dönümün 650 bin dönümünü Osmanlı Devleti zamanında elde etmişlerdi. (Osmanlı Devleti’nden ilk olarak Kanuni, Yasef  Nassi adlı Yahudi bürokrat / tacire Taberiye gölü civarında ki bazı arazileri bağışlamıştı.) Bin 100 dönümünü  1. Dünya Savaşı ve ardından yaşanan süreçte İngilizler onlara bağışlamış yada temin etmişlerdi. 250 bin dönüm araziyi ise Filistinlilerden satın almışlardı. Filistinlilerden satın aldıkları arazi miktarı Filistin topraklarının %0,9’una (binde 9’una) tekabül etmektedir.

       Tarihi gerçekler böyleyken bir halk hakkında hüküm veriliyorken %0,9’un tavrına göre mi yoksa %99’1’in tavrına göre mi hüküm verilir?

       Bir başka yalın gerçekte şudur ki; bugün yaklaşık 5 milyonu Filistin toprakları içinde ve 5 milyonu da Filistin dışında olmak üzere 10 milyon Filistinli yaşamaktadır. Filistin dışındakilerin tamamı (Lübnan, Suriye, Ürdün), Filistin’dekilerin ise yarıdan fazlası (Gazze, Batı Yaka) “mülteci” durumundadır ve “mülteci kampları”nda yaşamaktadır. Eğer bu insanlar büyük paralar karşılığı topraklarını satmış iseler, gittikleri yerlerde lüks ve refah içerisinde yaşıyor olmaları gerekmez miydi?.. Oysa görüyoruz ki, mülteci kamplarında adına “yaşam” denilemeyecek bir hayat sürüyorlar!..

       Filistinliler topraklarını satmamışlar ve Osmanlı’ya ihanet etmemişlerdir. Tarihin bize söylediği gerçek budur. Ama Filistin – İsrail mücadelesinin esası bunlarında ötesinde bir anlam içermektedir. Filistin meselesi kuru bir toprak davası olmadığı gibi sadece Filistinlilerin omuzlarında taşımaları gereken bir meselede değildir! Filistin ve Kudüs (Mescid-i Aksa) davası tüm ümmeti ilgilendiren inanç eksenli bir davadır. Filistin davasının esas ekseni; inançtır, diğer tüm boyutlar tali etkenlerdir!

        Filistin meselesi İslam ümmetinin davasıdır. İslam dünyasının en saygın en önde gelen alimleri Gazze savunması ile alakalı olarak; “İslam dünyasının tüm mümin insanları, mümkün olan her yolla Gazze’de kadın, çocuk ve halkı müdafaa etmekle mükelleftirler ve bu kutsal ve meşru müdafaada ölenler “şehid”dirler…” fetvasını verdiler.

         Esası inanç eksenli olan Filistin davasını sadece Filistinlilerin kuru toprak davası olarak görmek bir Müslüman’a yakışmaz! Dünyanın her neresinde yaşıyorsa yaşasın, hangi ırktan olursa olsun her Müslüman Filistin davasına karşı sorumludur! İsrail, Filistin’in değil İslam ümmetinin düşmanıdır! İsrail, İslam ümmetinin kalbine saplanmış bir hançerdir, sökülüp atılması gerekir!
Oyu Puanı: 33 - Ortalama: 4.2

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.91374 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu