Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Yasemin NAİR->TÜRKÇE NASIL SEVİLİR? [ Arama ]

TÜRKÇE NASIL SEVİLİR?
Başlık TÜRKÇE NASIL SEVİLİR?
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
    Vaktiyle, Birinci Türk Dili Kurultayı’nda, büyük edip Halid Ziya Uşaklıgil, Bir tebliğde, aydınlarımıza Türkçeyi sevme dersi vermişti. Demişti ki:

     “Ben Türkçenin ezeli bir âşıkıyım. Hepimiz öyle değil miyiz? Ben, Türkçeyi, muhtelif devirlerinde, muhtelif elbiselerle, muhtelif şekillerde gördüm ve sevgilimi o libaslar altında, kendi cevherinde sevdim.

    Ben eski Bâbıâli (kâtiplerden işittiğim süslü dili) sevdiğim gibi, Aksaray’da karpuz sergisinde müşteri ayartmak için çığırtkanlık eden Türk delikanlısının türlü zarâfetlerle dolu Türkçesini sevdim.

      Ben Divan Edebiyatı’nın gazelleriyle mest oldum. Fakat sevgili İzmir’imin, İki Çeşmelik kızının incir işlerken söylediği türkü ile de mest oldum.

      Ben o sevgiliyi, atlas şalvarıyla, başının üzerinde altın işlenmiş takkesiyle gördüm.

     Ben onu perişan gönüllü şairin:

O gül-endâm bir al şâle bürünsün yürüsün
Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün

     beytinde olduğu gibi, bir al şala sarınıp yürüdüğünü görerek de sevdim.

      Başında hotozu, belinde kuşağı, sedef kakılı serîri üzerine uzanmış yahut Sa’dâbâd’da, Göksu’da seyrana çıkmış haliyle de gördüm, yine sevdim.

       Fakat tabiatta her şey tekâmülden, inkılaptan ibaret olduğu için her devrin zevki de aynı olmuyor.

        Ben son devrin, İpekiş’in kelebek kanadı kadar ince, zarif, dört metrelik kumaşıyla giyinmiş, başında küçücük beresiyle, bir rüzgar gibi, kaldırımlar üzerinde seke seke yürüyen ve rüzgar mı onu götürüyor; o mu rüzgarı sürüklüyor, diye, insanı şüpheye düşüren haliyle de Türkçeyi gördüm ve sevdim.

......

     Türkçeyi sevmek budur. Bir dil, kendi öz evlatları tarafından ancak böyle sevilir.

      Türk dilinin daha eski âşıkına dönelim: Bu Türk Dili Aşıkı, Divan-ı Lügati’t Türk yazarı, Kaşgarlı Mahmud’dur. Kaşgarlı Mahmud bundan dokuz asır evvel, hem de Bağdat’ta, Türk dili için şunları söylüyor:

      “Türk dilini öğreniniz. Çünkü Türklerin uzun sürecek saltanatları olacaktır!”

       Onun dediği oldu. Fakat söylediği sözlerin hakikati bitmedi. Çünkü bu söz bugün için de doğrudur ve şöyle bir değişiklikle, bugün de söylenebilir:

     “Türk dilini seviniz! Çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük geleceği olacak ve bu gelecek, o geçmişe dayanacaktır.”

      Nihad Sâmi Banarlı-Türkçenin Sırları
Oyu Puanı: 3 - Ortalama: 2.33

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 27 (0 Kayıtlı Üye 27 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.31948 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu