Köy, kasaba, ilçe, il ve giderek ülkelerin yönetimi, bir takım kurallara bağlanmıştır.
     Resmi bir sıfatı olan-olmayan herkes, bireylerin gereksinimlerini karşılamak için iş bölümü yapmışlardır.
    Örneğin; tabandan tepeye kadar, her kademedeki kamu görevlileri vatandaşa hizmet için yükümlüdürler. Yöneticiler, doktorlar, mühendisler, öğretmenler, veteriner hekimler, ziraatçılar, tüm memurlar bu kategoridedir.
     Demirciler, marangozlar, sıhhi tesisatçılar, lehimciler, berberler, bakkallar ve daha pek çok meslek sahipleri de kendi alanlarında görev yaparlar.
     Siyaset adamları da ayrı bir uğraş içindedir.
     Sayıları çok az da olsa, hiç bir karşılık beklemeden, bireylerin mutluluğu için özveride bulunanlar da vardır.
     Toplumun hizmetinde görev alanlar, görevlerini az başarıyla da, çok başarıyla da yerine getirmiş olsalar, yalnızca, yapmaları gerekenleri yapmış olurlar. kaldı ki, herkes de yaptığı işin karşılığını alır. Halka hizmeti, Hakka hizmet sayanların beklentileri de bir başkadır.
     İyi, güzel de, yapılanlar söylenmez mi? Söylenir, ama sadece halkı bilgilendirmek ve merakını gidermek için söylenir. Verilen hizmetin manevi kısmı ya da övünç payı da hizmetinde bulundukları toplumun ve o toplumu oluşturan bireylerin minnet ve anlayışına terkedilir.
     Gazeteciliğe ilk başladığımız yıllardaydı. Siyasi alanlarda görev üstlenenlerin ilimiz için yaptıklarını bir kazanım olarak değerlendiriyor, kendilerini şükranla anıyor ve bunu bir “muştu” gibi halka duyuruyorduk.
     Bir kurum amiri beni uyardı. Dedi ki; Gümüşhane için yapılan hizmetlerin iki-üç katının, Gümüşhane’nin konumundaki şu şu illere de yapıldığını biliyor musun? Bilmiyordum.
     Bir süre önce Erzincan eski milletvekillerinden sayın Sebahattin Karakelle ile bir mekanda bir araya geldik. İlimize yapılan hizmetleri aktarıyordum. “Konut sorunumuz da çözülüyor. 192 konut yapıldı. 250 konutun yapımına da başlandı” dedim.
     Sayın Karakelle, Erzincan’a iki bin konut yapıldı” demez mi...
     Bu ülkeye yapılan her hizmet için, yapanlara yine de minnet duyarız. Ama, aslında hizmet etmek zaten görevleridir.
     Yeter ki yapılanları çok abartılı olarak ve kendilerine büyük bir övünç payı çıkararak takdim  etmesinler.
     Çünkü, Gümüşhane’ye devlet ne yapıyorsa, başka illere de aynısını yapıyor. Gümüşhane’de, başka illerde  olmayan bir fazlalık varsa, o da, Gümüşhane’de olmayıp da, başka illerde olan fazlalıklarla denkleştiriliyor demektir.
     Bu halka hizmet etmek hepimizin görevi değil mi?
     “Ben, başkalarından çok yaptım” diyer varsa, halk da onu, ona göre değerlendirir. Hiç kimse, yalnızca görevini yaptığı için, Demokles’in kılıcı gibi halkın tepesinde asılı durmamalı.