Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Yazı başlığının yabancı orijinli eşanlamlısı,"fransız olmak"tır.
Bu bağlamda,fransız olmak için ille de madam ve mösyö'olmak gerekmiyor.Bay ve bayanlar da "fransız olabiliyor.
Mekan ve konu sınırsız,mahalleden,864 rakımlı tepeye muhtardan-Cumhurbaşkanına kadar muhtelif konularda..
Yazımızın hedef kitlesi siyasiler,konu ise çevre..
Şeçilmiş ve de seçilmek için siyaset arenasına çıkanlardan Çevre ye dönüp alıcı gözle bakanlara az rastlıyoruz. "Üç maymunlar" oynanmıyor elbette,ağzı olan konuşuyor.Söylem şahane..
Hedef kitle ve konu sınırlandırmamız,Gümüşhanemize gelip dayanıyor.Şu seçim sürecinde,"kellim kellim tekellüm"kabilinden dillere pelesenk etme kolaycılığına dönüştürülen,"Harşit ve çöplük" muhabbeti dışında çevreye önemli bir yönelim var mı?
Halbu ki, çevremizde potansiyel sakıncalar arzeden ÇED (Çevre Etki Değerlendirmeği gerektiren) önemli olmasına rağmen gündeme alınmayan başat konular var.
Al gözüm seyreyle:Siyanür liçi yöntemi açılacak birinci fasıl.
Konuya "fransız kalma"nın istisnalarını mercek altına alalım,"öteki"lerle zaten işimiz olmaz.Mastra'nın varlığından haberdar olanlar tutalım ki,kalın kil tabakası,kimyasalve doğal bozunma ve teknolojik tedbirlere psaikolojik ve propoganda bombardımanı da tesiriyle inanıp,ikna oldular.
Siyanürün direkt ve endirekt olarak,toprağın,su kaynaklarının kirlenmesi, havadan hidrojen siyanür tehdidi,yağmur sularıyla inecek kirlilikler,atık barajındaki binlerce ton atıktaki ağır metalların siyanürle tepkimeye girip,kanserojen türevlerin oluşması,ateşleme patlamalarından kaynaklanan risklerin..."sıfırlandığı" na inanıldı diyelim.
Hadi siz öyle bilin beyler diyerek bir başka boyuta geçelim.(Çünkü,"belge"istenip,sopa gösteriliyor!")
Yürürlükteki mevzuata göre,değerli madenlerdeki Devlet payı %2(Bakanlar Kurulu kararıyla %1.5 e çekilebiliyor)Bu pay'ın yarısı madenin çıktığı ilin Özel İdaresinin(rafine altından değil,ha ocak başında).Anladık,madenler devletin de,Devlet kim için var?Millet için mi dev şirketler için mi?
Devletin "ebed-müddet"liği neyle kaim? "insanın yaşatılması"ile değil mi?..Öyleyse,paylarını arttırmak,kurumlar vergisini azaltmak suretiyle Tröstlere yapılan iltimastan bize yok mu devlet baba?..Yoksa biz,yani halk üvey evlat mı?.Öz olduğumuz söyleniliyorsa,hani isbatı:Özel İdare payını %0,75 gibi "devede tüy" olmaktan çıkarıp,dişe dokunur hale getirmek yok mu?..
Üvey muamelenin sözkonusu olduğu bir başka uygulama da Belediyelere yönelik.. Maden,Belediye sınırları dışındaysa, Belediye, sadece siyanürlü hava alabiliyor!Bu haksız kısıtlama, belediye mücavir alanından ilçe sınırlarına genişletilipte,belediyeler de bu nimetten faydalansa fena mı olur?
Bunları bırakın dert etmeği,aklına ve gündeme getiren siyasetçiye rastlanımış mıdır? Yok yok yok!..
İster ve bekleriz ki,milletvekillerimiz,maden kanunundaki şirketler lehine,millet aleyhine olan haksızlık kaynağı maddeler rehabilite edilerek,insaf çizgisine yaklaştırılsın.
Ve mahalli yönetim organlarında görev alanlar da bu işlerin takipçisi olsun.Var mı,hani nere de? "proceler"de mi,demeçler de mi görkemli broşürler de mi?..Nerede?..
Bir kış günü,yüzünü göstermeğe çalışan Güneşimizin önüne perde olup,Onunla birlikte ufkumuzu da karartan adı gibi uğursuz kara bulutların ufkumuzda belirmek üzere olduğu kimin umurunda?..Dünyayı kurtarmağa,uzayı fethe çıkmıyoruz.Şu Gümüşhane sınırları içerisinde konuşuyoruz;baştan beri sıraladığımız tehlikelere eklenecek bir yenisinden haberdar ve gailelimiyiz?Merak edildiyse,iyi bir işaret sayarak açıklayalım. Bu yakın tehlike toz partikülleridir.Mevcut toz saçan kaynaklara ilaveten daha büyükleri geliyor:Çimento fabrikaları..Elbette gelmesin diyen yok.Dememiz o ki,muhtemel zararları enaza indirme derdinde olan var mı?..Varsa,biz de bilelim.
BİGANE KALMAK/İLGİSİZ, DUYARSIZ DURMAK
