Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Samet KARA->HZ.FATIMA(R.ANHÜMA) İLE HZ. EBÛ BEKİR(R.A) ARASINDAKİ MİRAS HUSUSUNA DAİR [ Arama ]

HZ.FATIMA(R.ANHÜMA) İLE HZ. EBÛ BEKİR(R.A) ARASINDAKİ MİRAS HUSUSUNA DAİR
Başlık HZ.FATIMA(R.ANHÜMA) İLE HZ. EBÛ BEKİR(R.A) ARASINDAKİ MİRAS HUSUSUNA DAİR
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
   Kısa bir süre önce Kemal Şükrü Sevindik Bey’in kaleme aldığı “Geceleyin gizlice defnedilen kadın” isimli yazısı takip ettiğimiz kadarıyla başta Orhan Eskicioğlu olmak üzere birçok kişi tarafından eleştirildi. Eleştirilebilir doğaldır. Ama yazarımız Kendisine getirilen bu eleştirilen ilmi olmadığını belirtip bazı izahlar getirmeye çalışmış ikinci yazısında. Eleştirilerin Hz. Fatıma’nın yaşı noktasında odaklanmasından dem vurmuş. Ayrıca O.Eskicioğlu’nun üslubunu da beğenmemiş. Haklı olabilir. Ama cevabî olarak yazılan yazının üslübunu eleştirirken kendi takındığı üslubun haklı olduğunu söyleyemeyiz herhalde.

   Yukarıda sözü edildiği gibi biz Hz. Fatıma’nın yaşına taklımadık.K.Şükrü Bey’in ilk yazısındaki bir başka bilgiye takılıp bir yazı yazmak ihtiyacını hissettik.Konunun içeriği mezkur yazıdan aşağıya alıntılanmış cümlelerde gizli.
 
 “Babasının kendisine hediye ettiği arazi, yüce babası vefat eder etmez elinden alınmıştır Fatıma’nın.  Böylece peygamberin aziz kızının ailesi için fakirliğin kapıları açılmıştır!”

   Fatıma annemizin elinden “hediye” edilen topraklarını kim almış peki? Hz.Ebû Bekir. Yani hepimizin “sıddık” unvanıyla andığı, ilk Müslümanlardan, Aşere-i mübeşşereden, Hulefa-i Raşidin’in birincisi olan Hz.Ebû Bekir.

   Bu “miras” olayının iç yüzünü hadis-i şerifler ve İslam arazi hukuku ışığında aşağıda izah etmeye çalıştık.Şöyle de diyebiliriz:Kemal Şükrü Bey’in iddiasını çürütmeye çalıştık.

Hadis-i Şerifte şöyle buyrulmaktadır:

Hz. Âişe (r.anha)’dan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v)’in kızı Fatıma,(babasının vefatından sonra)Ebû Bekr’e haber gönderip ondan Allah’ın Resulüne Medine civarında (bulunan nadir oğulları yurdunda) ve Fedek’te savaşsız ganimet/fey olarak bahsettiği mallardan ve hayber hurmalıklarının beşte birinden kalanlardan mirasını istedi.Bunun üzerine Ebû Bekir:

-“Doğrusu Resulullah (s.a.v): “Bize, mirsçı olunmaz.Bıraktığımız her mal,(mülkiyeti beytulmalde olmak üzere)sadakadır.”  buyurmuştur.Vallahi ben Resulullah(s.a.v)’in sadakasından hiçbir şeyi Resulullah(s.a.v) zamanındaki halinden değiştirmem.Onun hakkında mutlaka Resulullah (s.a.v) ne yaptıysa ben de onunla amel derim .” dedi.
(Buharî,Meğazi 14,Feraiz 3;Ebû davud, Harac 18-19 (2976,1977); Tirmizî, Şemail,(402); Ahmed b.Hanbel, Müsned,6/145,262)

Hz. Peygamberin özel mülkü olan topraklar hakkında Kadı İyaz ise şu önemli bilgileri vermektedir:

Bunların birinci kısmı:Kendisine hibe edilmiştir.Uhud harbi’nde Müslüman olan Yahudi Muhayrik’in vasiyeti bu kabildendir ki yedi bahçeden müteşekkildi. Ensar’ın verdikleri sulanmayan arazi de böyledir.Bunlar Peygamber (s.a.v)’in öz mülkü idi.

İkinci kısım:Beni Nadîr  kabilesini sürgün ettiği vakit,onlardan harpsiz fey olarak aldığı arazidir.Bu da onun hususi mülküdür.Beni Nadir’in menkul mallarına gelince:Anlaşma mucibince bunların silahlardan başkasını Yahudiler develerine yükleyip götürmüş;kalanı da gaziler tarafından taksim edilmişti.Fedek arazisinin yarısı ile vadilkura’nın üçte biri Peygamber (s.a.v)’in özel mülkü idi.Çünkü bu yerleri bu şartlarla “sulhan” ele geçirmişti.Bu yerlerin gelirini başı sıkışan Müslümanlara sarf ederdi.Bunlardan başka Hayber’den sulh yoluyla alınmış Vatih ve Selalim namında iki de kalası vardı.

   Üçüncü kısım:Hayber’in ve diğer harble alınan yerlerin beşte birinden eline geçen mallardır.


   Bu üç kısım malların hepsi peygamber(s.a.v)’in halis mülkü idi.Lakin o bunları benimsemez,ailesine,Müslümanlara ve ümmetin umumi ihtiyaçlarına sarf ederdi.Vefatından sonra  bu sadakaların temellükü(mülk edinilmesi) haram kılınmıştır.Aslında Hz. Peygamber’in özel mülkü olan topraklar bundan ibaret değildi.Şu topraklar da onun özel mülkleri arasında idi:

1.Fedek arazisinin yarısı.

2.Vâdiyü’l-kuranın üçte biri,yahudiler kendi yerlerinde bırakılmaları için,azalarıyla kendilerine ait arazinin yarısını (Vâdiyü’l-kura’nın üçte birine tekabül eden yeri) Hz. Peygambere bağışlamışlardır.Daha sonra sonra bu yerde oturan ve Yahudi olmayanların elindeki araziyi de onlardan satın aldı.Böylece o bölgenin üçte ikisi Hz. Peygamberin özel mülkü haline gelmiştir.

3.Miras yoluyla annesinden intikal eden Mehrûz isimli pazaryeri ile bir dükkan.

   Bütün bu topraklar, Hz. Peygamberin özel mülkü olduğu için vefatından sonra sadaka hükmüne geçmişlerdir.Bu sebeple de Hz. Ebû Bekir,bu topaklardan miras isteyen Hz. Fatıma’nın ve Peygamber (s.a.v)’in hanımlarının teklifini kabul etmemiştir.Ancak Peygamber (s.a.v),bunlardan Hayber topraklarının beşte birinden hisselerine düşen kısmı sağlığında yiyecek ve içecek masrafarı için,ailesine bağışlamış olduğundan bu topraklar kendi mülkiyetinden çıkıp ailesinin mülkü olmuştur.Dolayısıyla kendisinin vafatıyla “sadakaya dönüşmemişlerdir”.İşte “sadaka  toprakları” diye bilinen topraklar,onun vefatına kadar,elinde kalan topraklardır.Ailesinin yiyeceklerini karşılamk üzere tahsis ettiği topraklar da Hayber topraklarından hissesine düşüp de sağlığında ailesine bağışladığı topraklardır.Sadaka topraklar ise Hz.Peygamber’in vefatından sonra beytü’l-mal’a devredildi,idareleri için memur(mütevelli) tayin edildi.
(B.k.z: N.Yeniel, H. Kayapınar, Süneni Ebu Davud terceme ve şerhi,11/246-247; A. Davudoğlu, Müslim şerhi, 8/516-517; Ali Şafak,İslam Arazi Hukuku,82-83)

   Bu bilgilerin ardından şu sorular zihnimizi meşgul edebilir:Acaba neden Hz.Fatıma,Hz. Abbas ve zevce-i tahirat mirastan pay almak istediler?

   Bu hususta birkaç tahmin ileri sürülmüş ise de en mâkulu, en doğrusu şudur: Hz. Ebû Bekir'in rivayet ettiği: "Bize mirasçı olunmaz, bıraktıklarımız sadakadır…" hadisini duymamış olmalarıdır. Hz. Ömer, Hz. Ebû Bekir gibi ilk sahabilerin ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a en yakın olan Müslümanların pek mühim meselelerde bile Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in hadislerini, O'nun sağlığında değil, ölümünden sonra işitmelerinin birçok örneği var. Bu da onlardan biri olmalıdır. Hadis-i şerifi işitmiş olan Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh), mes'uliyet makamında, işin sorumlusu olarak, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in tatbikatından ayrılmamayı esas alıp, Hz. Fatıma ve Hz. Ali (radıyallâhu anhümâ) gibi, çok sevdiği ve hâtırasına son derece saygı duyup bağlılığını her şeyin üstünde tuttuğu Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın iki ciğerpâresini gücendirmeyi sineye çekmiştir. Hz. Ali, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a yakınlığını anlatırken hep ağlayarak dinleyen Hz. Ebû Bekir'e, onları gücendirmek muhakkak ki çok ağır gelmiş idi. Ama ne yapsın? Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'tan o mevzuda kesin bir bilgiye sahip, onunla amel etmesi lazım: "Bize kimse varis olamaz, bıraktıklarımız sadakadır..."

   Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)'in bu meseledeki haklılığını Hz. Ali ve Hz. Abbâs (radıyallâhu anhümâ) kabul etmişlerdir. Çünkü, bilahare Hz. Ali, halife olduğu zaman, mezkur arazilerin, Hz. Ebû Bekir tarafından tesbit edilen ve Hz. Ömer ve Hz. Osman tarafından devam ettirilmiş bulunan statüsünde değişiklik yapmamıştır.

   Bu yazıdan sonra bize de ters fikirler savunduğumuz için “cahil” yaftası vurulmaz inşallah.

   Not:Hz.Fatıma (r.anhüma) hakkında sağlıklı bilgiler alabileceğiniz bir kitap tavsiye etmek istiyorum:Sibel Eraslan, Can Parçası Hz. Fatıma,Elest Yayınları

Selam ile…

Kaynaklar

Sahih-i Buharî,Polen Yay.
Sahih-i Müslim,Polen Yay.
Sünen-i  Tirmizî,Konya Kitapçılık
Ahmed b.Hanbel, Müsned,Ensar Yay.
Sünen-i Ebû Dâvud Terceme ve Şerhi, N. Yeniel-H. Kayapınar- N. Akdeniz, Şamil Yay.
Ali Şafak, İslâm Arazi Hukuku ve Tatbikatı, İstanbul 1977
İbrahim Canan,Kütüb-i Sitte,Akçağ Yay.
Oyu Puanı: 8 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 19 (0 Kayıtlı Üye 19 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.82615 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu