Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hüseyin TAŞ->NEVRUZ BAYRAMI [ Arama ]

NEVRUZ BAYRAMI
Başlık NEVRUZ BAYRAMI
Açıklama 24 Mart 2009 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Bayramlar, toplumların ortak sevinç ve kaynaşma günleridir.  Farsça bir kelime olan Nevruz’un anlamı, “yeni gün” demektir.  Farslar, Türkler, Kürtler, Zazalar, Azeriler, Afganlar Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlarla beraber kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı.

     İran’da ve Türkî cumhuriyetlerde resmi bir bayram olup, resmi tatil yapılmaktadır. Ülkemizde 1991 de Türk Dünyasıyla birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir. Tarihin derinliklerinden beri kutlanan bir bayramdır.

     Nevruz bayramı kış mevsiminin durgun yaşamından ilkbaharın coşkun ortamına çıkmanın insanda meydana getirdiği sevincin ifadesidir. Bu büyük coğrafyada yaşayan duygu yüklü toplumların ilkbaharı sıradan karşılamaları beklenemez. Nevruz bayramının bu coğrafyalarda doğması ve yüzyıllarca kutlanması, toplumların yapısıyla alakası vardır. Kuşkusuz böyle bir bayram, tesadüfen oluşmadı.

    Tabiatın canlanması, yeşillenmesi, çiçeklerin açması, karların erimesiyle ırmakların coşkun akması ve kuşların ötmesi elbetteki insanları etkileyecektir. Ağır kış şartlarından sonra ilkbaharla birlikte tabiatta özgürce gezme imkânının oluşmasıyla özgürce hareket etme insanların sevinçle ilkbaharı karşılamasına neden olmuştur.

    İlkbahar, canlılığın, heyecanın, coşkunun, özgürlüğün ve sevginin ifadesidir. İnsanlar tabiattan geçimlerini sağlamalarının yanında tefekkür ve duygu yanlarını da geliştirirler. İnsanın düşünmesinde, tabiatın canlanması ve güzellikleri büyük oranda etkili olmaktadır. Duygularımızda, ağaçların çiçek açtığı ve her tarafta renk cümbüşünün oluşmasının da apayrı bir yeri vardır. Bu durum, şairlere ilham kaynağı olmuştur.

     Özellikle nevruz bayramını çocukların ve öğrencilerin tabiatın bağrında kutlamaları önemlidir. Modern insan tabiattan kopuk yaşamanın olumsuzluklarını yaşamaktadır. Bu olumsuzlukların giderilmesine de vesile olması itibariyle bahar bayramını, kır gezileriyle kutlanmalıdır diye düşünüyorum.  

   Bayramlar, bayram gibi kutlanacaktır. Yüzyıllardır toplumların yaşatarak, sahiplenerek zamanımıza taşıdığı bayramlar ancak kutlanırlar. Birilerinin bu bayramları kullanma durumu, bayrama bakışı etkilememelidir.    

   Yüzyıllardır var olan ve varlığını sürdüren böyle bir bayrama karşı gereken önem maalesef verilememiştir. Böyle bir bayrama karşı, gereken ilgiyi gösteremeyişimizin ebetteki nedenleri vardır. İlgisizliğimizin temelinde ne tarih ne toplum bulunmamaktadır.

   Bayramlar toplumun kaynaştığı, ortak bağların oluşmasında en önemli günlerdir. Geleneği ve tarihi bir tarafa bırakan ülkeler bazı sıkıntılara düşmektedirler. Birçok batı ülkesi uyduruk bayramlar ihdas ederek toplumsal bilinç ve kaynaşma zeminleri oluşturmaya çalışmaktalar. Ortak sevinç günlerinin olması toplumları kaynaştıracağı düşüncesinden hareket etmektedir.

      Emperyalist ülkeler, toplumları sömürebilmek için toplumların gelenek ve değerlerinin ortadan kalkmasını isterler. Sömürenler bilirler ki geçmişinde soyutlanmış toplumlar taklitçi olup,  sömürülmeye müsait hale gelirler.

      Resmi ideoloji birçok geleneğe ideolojik nedenlerle karşı çıkmıştır. Uzun yıllar Nevruz’a ilgi göstermez durumda olmamızı ideolojik kaygılarla izah edebiliriz. Bu kaygıların anlamsız ve yersiz olduklarını artık devlet olarak ta anlamaktayız. Bunun için Nevruz’u resmi bayram olarak görüyoruz. Beklide önümüzdeki yıllarda resmi tatil olarak ta kutlayacağız. Toplumların geleneklere uygun bayram yapmaları gereken zamanların tatil olmaması anlamlı olmamaktadır. Bayramlar, resmi dairelerle sınırlandırılamaz.

      Çok büyük çapta paralar harcansa bu kadar insanı bir araya getirmek mümkün olmaz. Ama yüzyıllardır var olan bayramlar sayesinde toplumlar kendiliklerinden bir araya gelebilmekte ve kaynaşabilmektedir. Öyleyse bayramların önemi çok iyi anlaşılmalıdır.

      Nevruz bayramına yaklaşımımızda yanlışlıklar yaptığımız gibi bazı gün ve gecelere karşı dini açıdan yaklaşırken de aynı yanlışlığı toplum olarak sergileyebiliyoruz. Mesela, bir kimsenin ölümünün yedisini ve kırkıncı gecesini anmaya karşı olmak gibi.

       Toplumda birçok hocanın, ölünün yedisi ve kırkının aleyhinde konuştuklarını görmekteyiz. Efendim bu geceler anmak İslam’da yoktur.  Öyleyse ne yapalım, bu geceleri bir tarafa bırakalım. Belki bu geceler sayesinde anacağımız ölenimizi anmamış oluyoruz. Bu tür yaklaşımların temelinde yapıcı olmayan ve araştırmaya dayalı olmayan yaklaşımlar vardır.

       Ölünün kırkı münasebetiyle bu kadar kişi toplanıyor, kuran okuyorlar ve dualar yapıyorlar. Hayırlı iş yapacak kişi, bu oturumları dağıtmayı değil, değerlendirmeyi düşünür. Ölünün kırkıncı gecesini anmak, başka günlerde anmaya engel olmuyor. Şunu da söyleyeyim, yedinci gün ve kırkıncı gecenin rivayetlerde yeri de vardır. Kırkıncı geceyi anmanın İslam’a aykırı tarafı ne olacaktır ki?  Bayramların ve gecelerin toplumumuza sağladığı birçok manevi yararları görmezlikten gelmeyelim.

    Nevruzu bayram kabul eden tüm toplumların bayramları kutlu olsun.  

Oyu Puanı: 3 - Ortalama: 3

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 17 (0 Kayıtlı Üye 17 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.20944 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu