Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hüseyin TAŞ->BİRİNCİ ÖLÜM [ Arama ]

BİRİNCİ ÖLÜM
Başlık BİRİNCİ ÖLÜM
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
<!--[if gte mso 9]> Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE MicrosoftInternetExplorer4           Sünnetullah gereği tüm canlılar ölümlüdür. Her can, ölümü tadacaktır. İnsanlar, üç hayat ve iki ölüm yaşayacaklardır. Kişi için dünya hayatının son bulmasına, ölüm diyoruz. Ölüm; hissetmenin, anlamanın, farkında olmanın son bulması değildir. Belki ,ölen kimse dünyadaki insanlardan daha bilinçli bir şekilde yaşantı sahibi olmasıdır.

        Materyalist bir anlayış açısından ölüm bir yokluktur. Artık ölen kimsenin hissetmesi ve anlaması mümkün değildir. Şuursuz bir şekilde toprak olmayı ölüm olarak tanımlamaktadırlar.  Materyalist anlayışa göre ruhun varlığı söz konusu değildir. Bu anlayışa göre, ölen kimselerin hayat sahibi olmaları düşünülemez.

      Ruhun varlığına inananlar için hayatın devamı esastır. Ruh, hiçbir zaman bilinçten yoksun kalmaz. Ölüm, ruhun bir hayattan başka bir hayata geçişidir. Ruh; dünyada, dünyadaki bedenle yaşantıya devam ederken kabirde de kendine uygun bir bedenle yaşantısını sürdürecektir. Kabir hayatından (berzah) sonra da ruh yine bedenle birlikte yaşantısını sürdürecektir. Cennette ve cehennemde hayat, hem ruh hem de bedenle olacaktır.

      Ruh, ölüm ve sonrası hayatla ilgili anlayışlarla ilgili bazı yanlışlıkları şu şekilde söyleyebiliriz:

     1- Ruhun insanda yaratılması bedenin yaratılmasıyla birlikte olmaktadır. İnsanın ruhu bedeninden önce yaratılmamıştır. Bedenin yaratılmasının içerisinde ruh da verilmektedir. Yani insanın ruhu çok önceden, bedeni ise dünyaya geliş aşaması olarak değerlendirilmemeli. İnsan ruhu,  bir yerlerde bekleyerek bedenin oluşması aşamasında insana gelmemektedir.  Bilakis bedenin oluşmasıyla birlikte yaratılmaktadır.

     2- Ölüm, insanın his ve idrakten yoksunluğu değildir. Ölü dediğimiz kimseler, canlı olanlardan daha fazla his ve idrak sahibidirler. Kabirlerde hayat yaşanmaktadır. "Kabir ya cennet bahçelerinden biri, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur" hadisi şerifi gereğince kabirlerde hayatlar yaşanmaktadır. Cennet bahçesi ve cehennem çukuru ancak yaşantı içerisinde olanlar için geçerlidir. Yaşayanlar ancak cennet bahçesinden yararlanabilirler. Hayat sahibi olmayanların ne mutlu olması ne de ızdırap çekmesi söz konusuDUR.

    "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, bilakis onlar diridirler ama siz anlamazsınız." ayeti kerimesine göre hayat sahibi olmak devam etmektedir. Bu ayetten birçok anlama ulaşmaktayız. Biz dünya hayatını tanıyanların,  kabirlerdeki hayatı idrakten yoksunuz. Deyim yerindeyse başka bir boyutta bir hayat yaşanmaktadır. Ölüler demeyin derken hayatın devam ettiği ifade edilmektedir.

     Burada şunu da ifade edelim. Allah yolunda öldürülenler hayat sahibi olduklarının ifade edilmesi başkalarının hayat sahibi olmadığı anlamında değildir. Burada Allah yolunda ölenlere vurgunun yapılması onların yüce makamı itibariyledir. Yukarıda da anlattığım gibi kabir ya cennet bahçesi ya da cehennem çukurudur. Bu durum herkes içindir.

     3- İnsanlar üç hayat yaşayacaklardır. Dünya hayatı, kabir hayatı (berzah) ve ahiret hayatıdır. Üç hayat beraberinde iki ölüm ve iki diriltilmeyi de beraberinde getirmektedir.  Bir hayatın bitmesiyle başka hayat başlamaktadır. Dünyaya gelen insan ebedi bir yaşantının içerisine girmektedir. 

      " Rabbimiz bizi iki kez öldürdün ve dirilttin..." Mümin suresi on birinci ayette ölümün iki kere olacağı ifade edilmektedir.   Bu ayete göre ölüm iki kere olmaktadır. Dünyadan ayrılmaya birinci ölüm diyoruz. Demek ki bu ölümden sonrada bir ölüm olacaktır. O da kabir hayatının sonunda olacaktır. İkinci ölüm, kabir hayatının sona ermesidir.
 
    " Ölenler ne zaman dirileceklerdir?" sorusuna ikinci sur üflenince demek doğru değildir. Yani kıyamet koptuktan sonrasına kadar ölenlerin hayat sahibi olmamaları doğru olamaz. Aksi takdirde bir ara dönemden bahsetmiş oluruz. O zaman kabir hayatında, yaşantının olmadığından bahsetmiş oluruz ki bu doğru değildir.

    Dünya hayatının sonundaki ölüm, birinci ölümdür. İkinci ölüm birinci sura üflenmesiyle olacaktı. İkinci sura üflenmesiyle, ölümün yok olduğu bir yaşantı ebedi olarak devam edecektir. Dünyada yaşayan insanlar ebedi hayatın içerisinde yol almaktadırlar. Hayat, kesintisiz bir şekilde devam edecektir.  Dünya, Allah'ın rızasını ve ebedi hayatı kazanma yeridir. Ebedi hayatta mutluluğun kazanma yolu, dünyadaki kısa hayatı değerlendirmekten geçmektedir.
Oyu Puanı: 1 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 23 (0 Kayıtlı Üye 23 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 0.83234 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu