Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Başarısızlığı hamlelerle başarıya dönüştürmek siyasi bir gelenek haline geldi ülkemizde. Partileri, sermayelerini kendilerinin koyduğunu zannetikleri limited şirket patronu sanıp, “makam çöreklemesi”ni elbirliği ile ulusal bir tat haline getirmiş bulunuyoruz.Japonyada siyasi başarısızlık o makamları işgal gibi algılanırken, tasvip etmesek de bazen harakiriye giden denemelere şahit olduk.
Aşağıdaki ağızlara yabancımıyız?
-İstifa ediyorum…Geçirdiğimiz seçimlerde partimi arzu ettiğimiz yere getiremedim.Bu sebeple Partmin Falanca Başkanlığından istifa ediyorum. Kısa bir süre sonra;
-Adayım.Teşkilatımın ısrarlı talepleri üzerine tekrar adayım.
El insaf ya.Bu nasıl siyasi ahlak? Bu nasıl siyasi duruş? Ne demek bu, biliyor musunuz?
-Ben varım arkadaş.Ben olmalıyım.Başarısız olsam da ben varım ve buradayım. Kimseye yenildi gitti dedirtmem burayı da kimseye yedirtmem.
Buyurun işte, bir lider modeli.Nereye koyarsanız koyun.
Ayrıca, bizde demokrasi tavandan çalıştığı için, tavanla çatışmayan he anlayış meşru oluyor.Ha bu arada cumhura yenilen aday, delege listelerini belirleyen olduğu için kendi seçilmese de, bir eli, bir kolunun içinde olacağı bir yönetim piramidi dikiliveriyor. Netleştirelim mi?
-İl başkanı sen ol, ilçe başkanlarını de belirle.Ancak usulune uydurmak için, listeni yap, kendini seçtir gel ki, sende bizi seçebilesin.
Bu modelin demokratik olduğunu kim söyleyebilir?Hani eşit seçme ve seçilme? O zaman bu ülkede Cumhuriyetin çalışma biçimi bile tartışılması gerekmiyor mu? Cumhur millet ise eğer, bahsettiğimiz bu karar milletten değil bir sınıftan çıkıyor.Yani, halka rüştünü ispat etmişler ve ehil olanlar değil, il merkezlerine ve genel merkezlerde adamı olanlar “adam” oluyor.Ne kadar mı çirkin? İri yarı bir adama, orta birinci sınıf çocuğunun takım elbisesi giydirilmiş gibi.Bacakları, kolları, karnı dışarıda..Ne garip ki kendileri bu komediyi ya göremiyor yada üstlerine çok yakıştırıyorlar. Doğru ya, birde kendilerine sorarsanız üstlerinde elbise var mı? var.
Biri DP, diğeri DSP olmak üzere, zaman zaman kürsülerden demokrasi dersleri aldığımız iki partinin Genel Başkanlarının seçildiği iki Genel Kurul geçirdik.Bu yazdıklarımız aynen yaşanmıştır.Yani resmen iki de iki oldu. Eee, ne diyelim darısı diğerlerine..
Peki ne olmalı.İnecek kardeşim.Başaramayan Genel Başkan,İl Başkanı,İlçe başkanı inecek oradan ki, başarısızlığın ne anlama geldiği fark edilebilsin..ve aday olmak isteyenler de aday olurken başarısız olursalar oradan inebileceklerini bilsinler.Vekil çıkaramayan başkanlar !.. belediyesini seçtiremeyen başkanlar, yönetimler !.. lütfen gidin ve dinlenin.Eğer kutsal fikirlerinizden istifade edilmesini istiyorsanız çok sevdiğiniz partilerinizin danışma kurulunda yer alabilirsiniz, ne dersiniz?
Not:Bu yazı herhangi “BİR” parti yada il,ilçe hedeflenmemiş, ülkenin geneli için yazılmıştır. Zira hangi parti, hangi il,ilçeye baksanız benzer şeyleri göreceksiniz.