Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
27 Mayıs 2009 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
email
mevlut29@mynet.com
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
İnsanların yaşam biçimindeki değişiklikler, hastalıkların seyrinde önemli rol oynar. Hızlı nüfus artışı, küresel ısınma, yoğun tarımsal uygulamalar, kimyasal madde kullanımı, temiz su kaynaklarının azalması ve hayvan genleriyle oynama gibi faaliyetler, dengeyi bozan, yeni hastalık virüslerinin oluşumuna davetiye çıkaran unsurlardır.
Gerçekten de, dünyamızın son 40 yılına baktığımızda, bulaşıcı hastalıkların sayısında büyük bir artış olduğunu görürüz. Günümüzde, 100 sene önce yaşayan insanların hiç tanımadığı 40 yeni virüsün varlığından bahsedilmesi, bu görüşü destekleyen önemli bir veridir.
Bu veri ışığında baktığımızda insanoğlu, maymundan geçtiği tespit edilen “AIDS” virüsü ile mücadele etti yıllarca. Ardından, kan, ter ve salya gibi vücut sıvılarıyla bulaşan “Ebola virüsü”yle tanıştı. Dünya, tedavisi bulunamayan bu hastalıklarla uğraşırken, bu sefer de sığırdan insana bulaşan” deli dana” hastalığı gündeme geldi. Birçok kişinin ölümüne yol açan bu hastalığa da hala çare aranıyor.
“Kuş gribi”nin de özellikle ülkemizde, insan sağlığını tehdit eden ve popülerliğini hala sürdüren bulaşıcı bir hastalık olduğunu biliyoruz. Yine ülkemizde, keneler vasıtasıyla insana geçen 'Kırım Kongo kanamalı ateşli' hastalığı da yaz aylarının korkulu rüyası olmuş durumdadır. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, yine ülkemizde farelerden geçtiği söylenen 'Hanta virüsü' ile tanıştık.
AIDS, SARS, Ebola, deli dana, kuş gribi, kırım Kongo derken, dünya bu günlerde yeni bir salgın hastalıkla karşı karşıya. Domuz gribi. Domuzdan bulaştığı sanılan bu hastalığın ilk ortaya çıktığı ülke de Meksika.
Dünya Sağlık Örgütü hastalığın 6 evreye ayrılan alarm seviyesini, virüsün bir bölgede iki ülkeden fazla yere yayıldığını gösteren 5. evreye kadar yükseltti. Yani durum çok tehlikeli ve giderek yaygınlaşıyor. ABD, İspanya, Kanada, İngiltere, Yeni Zelanda'dan sonra İsrail'de de çok sayıda şüpheli vaka tespit edilmiş durumda. Türkiye de dâhil birçok ülke alarmda.
Tüm bu hastalıkların ortak yanı, hayvan kaynaklı ve genetiğiyle oynanmış endüstriyel besinlerden meydana gelmiş olması. Peki, yıllarca yanı başımızda duran, hatta iç içe yaşadığımız hayvanlar ne oluyor da birdenbire salgın hastalık yaymaya başlıyor. Hayvanlardan geçen bu hastalıklar neden artıyor?
Uzmanlara göre, bu hastalıkların hiçbiri aslında yeni değil. Virüs zaten hayvanlarda eskiden beri varmış. Ancak hastalığın bulaşma yolları ve hızla yayılışının altındaki sebepler bilinmiyor. Dünya Sağlık Örgütü öngörülerine göre, hızlı yayılmanın en önemli sebebi uçak yolculuklarıymış. Yani bir kıtadan kalkan uçaktaki virüs taşıyıcısı bir yolcu, gittiği başka bir kıtada salgını başlatabiliyor. 2,1 milyar kişinin uçakla yolculuk ettiğine dikkat çekilen öngörüde, dünyanın herhangi bir yerinde baş gösteren salgının 12 saat içinde başka coğrafyalara sıçrayabileceği belirtiliyor.
Bir zamanların yemyeşil ormanlarla, tertemiz sularla çevrili dünyası. Caddelerinde gülümseyen, yarınından endişesi olmayan insanların koşuşturduğu, birbirlerine sevecen ve nazikçe davran insanların yaşadığı dünyanın, şimdilerde esrarengiz hastalıklar ve mikrop türleriyle boğuşması ne ilginç değil mi? Saygı ve Sevgiler…
KÜRESEL SALGIN KORKUTUYOR
