Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Nefes almak değildir yaşamak. Sahip olduğumuz organlardan sadece mideyi doldurup beyni ve yüreğini boş bırakarak gezip tozmak da değildir yaşamak. Beynimizi bilgi, yüreğimizi sevgi ile doldurarak, dünyaya gelmemizin de bir manası olduğu bilincinde çevremize hoşgörü ile bakabilmektir yaşamak.
Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet vardır. İnsan önce kendini sevmeli ve saymalıdır ki çevresinden hak ettiği saygıyı görebilsin. Kendi ile barışık olan kişi zaten çevresine olumlu bakar. Sevgi ve saygının olduğu yerde sabır vardır, hoşgörü vardır, anlayış vardır. Kısacası huzur vardır, dostluk vardır.
Yakın çevremize baktığımızda üzülerek bunu göremiyoruz.
İnsanlarımız hep bana mantığında, birbirlerine köstek olmakla meşgul.
Kimsenin gözü diğerini görmüyor. İnce hesaplar peşinde koşanlarımız var.
Yapılan bir işte yada alınan bir kararda bunun ne olduğu neler getirip neler götüreceği düşünülmeden sadece muhalefet mantığı ile karşı çıkışlar ve getirilen engellemeler. Yengeç sepeti misali. Sepete konan yengeçlerin hepsi buradan kurtulmanın peşindedir.Bunun içinde sepetin kenarlarına tırmanır dururlar. Ancak hiç biri başaramaz. Bu yengeçlerin beceriksizliğinden değildir. Eğer sepette tek yengeç var ise o bir seferde tırmanır ve tepeye çıkabilir. Ancak ne yazık ki birden fazla yengeç olan sepette yükselmek mümkün değildir. Tırmanan yengeci geriden gelen aşağı çeker. Bu sürer gider. Kim yükselmeye adım atarsa diğeri peşindedir..
Dünyaya gelmemizin bir manası olduğuna göre; tüm hareketlerimizden, konuşmalarımızdan, davranış ve eylemlerimizden sorumlu olmalıyız. Bunların vebali ve sevabı bizimledir.
Çevremizde yapılan bir çok olumlu iş var. Alınan güzel kararlar, başarılı kişiler ve sundukları hizmetler. Ama hangi biri başa vurabiliyor ki, birinin yaptığına diğeri mutlaka engel. Başarılı kişi uzaklaştırılır yada yapılan hizmet yarıda kalır. Yıllarca bu böyle oldu.
Sonuçlanan iyi işler elbette vardır ama bunun da oranı çok azdır.
Başarılı olup hizmet için çırpınan insanlarımızı, hizmetlerini, kararlarını hep sepetteki yengeçler gibi arkalarından geri çektik. Yukarı çıkamasınlar, başaramasınlar. Peki kim kaybetti acaba? Elbetteki hizmet bekleyen memleketimiz ve içinde yaşayan bizler.. Kendi zararımız yine kendimize.
Sepetteki yengeçlerin yaptığının aksine, tırmanana el atsak arkadan destek verip başarmasına yardım etsek bu daha doğru ve güzel olmalı. Yaşamak da işte o zaman anlam kazanır. Unutmayalım ki bu dünyanın ilerisinde bir dünya daha var...