Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İsmail HAYAL->GÜMÜŞ KÖY [ Arama ]

GÜMÜŞ KÖY
Başlık GÜMÜŞ KÖY
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Adını gümüşten alan bir beldenin bu son çırpınışları olsa gerek. Yorgun ve yoksul sinesinde abı hayat diyerek acıları emdiğimiz ve bizi bir anne şefkatiyle büyüten ata yurdumuz tarihin o şaşaalı günlerini mum yahut fiske ışığında boşuna arayadursun biz bugün elimizdekileri heba etmenin ıstırabındayız.

Kıraç bağrında düşe kalka büyürken kuşburnu güllerinin kokusuyla baharlara uzandığımız o güzel yılların üzerinden artık çok seneler geçti. Bizden öncekileri ve bizi doyuran ve bizden sonrakilere de asırlardır yetebilecek olan bu verimli ve bir o kadar da bereketli topraklar maalesef bugün bir avuç merhamete muhtaç durumda.

Bir zamanlar bir evden çıkan büyük ve küçükbaş hayvan sayısı bugün inanın bir koca köyden çıkamaz hale geldi. Bugün büyük şehirlerde ve Gümüşhane’de yokluk ve yoksullukla mücadele eden hemşerilerimiz devletin yeşil kartına bel bağlamış ve yine devletin vereceği üç torba kömürün hesabındadır. Sosyal devlet anlayışının güzel tezahürleri olarak aldığımız ve beğendiğimiz bu uygulama ne yazık ki gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor mu onu bilemiyoruz. Ancak şunu biliyoruz ki; sürekli el açan tembelci bir toplum olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. 

Sizi bilemem ama; birisine her gün bir balık vereceğine ona balık tutması öğretisinin gerekliliğinin altını çizerek tembelliğe alıştırdığımız neslimizin yarınlarından ümitvar olamıyorum. Eli, kolu ve sağlığı yerinde iken devletin vereceği üç kap yemeğe ve üç torba kömürüne minnet edenlerin yarınlarını pek iyi göremiyorum.

Ve güzel şehrimiz Gümüşhane bir zamanlar altın ve gümüş ocaklarıyla altın devrini yaşarken, elma, armut, dut, ceviz ve envai çeşit ürünüyle bölgenin gözbebeği iken bugün düştüğü bu acınası hale dayanamıyorum. Geçen İstanbul’dan gelen bir grupla gezdiğim harabeye dönmüş olan İncinur Tekstil, koskoca bir sanatın yok olmasına göz yumduğumuz ve kaderine terk ettiğimiz Kürtün Silah Fabrikası, harabe hali ile devlet karayolu üzerinde seyir ederken bu haline dayanamadığımdan görmek istemediğim Gümüş Un Fabrikası bizim ne kadar da aciz olduğumuzun nişanesi değil midir?
Ben sürekli göç vererek hayalet köylere dönüveren, dağlarında Trabzon çobanlarının ve arıcılarının cirit attığı, uçsuz bucaksız meralarının çok komik meblağlarla adeta peşkeş çekildiği, çalışkan gençlerinin gelecek açısı tereddütleriyle tutunamadığı ve 25.000 nüfusu ile Türkiye’nin en küçük şehir sıfatını kendime yakıştıramıyorum.

Yaza yaza ben usandım ancak bir kere daha yazıyorum. Biz gerçekten altın madeni üzerinde oturan dilencilere benziyoruz. Yerin altından, yerin üstünden, yerin üstündeki değerlerimizden, yazından ve kışından haberimiz yok. Soruyorum size bizde olan Süleymaniye, Karaca Mağarası, Santa, İmera, Krom Vadisi, Akçakale, Canca, kale, kilise, köprü ve camiiler, madenler, sular, bitki örtüsü hangi ilimizde var? Kış ve yaz turizmine müsait yaylalar hangi ilde bu kadar çoğunluktadır?

Elin oğlu sanal projelerle uğraşıp dünyanın gözbebeği olurken biz Allah vergisi bunca nimetin hala farkında değiliz. Peki, farkında olmamız için ne yapmamız gerekiyor? Tarihin İpek Yolu ve sonrasında transit taşımacılığın cazibe merkezi Gümüşhane’ye ne oldu da himmete muhtaç hale geldi? Bir zamanlar her evin önünde iki kamyon varken ve Gümüşhaneliler esnafıyla darphane gibi para basarken bugün neden esnafımız siftah yapamadan dükkânını kapatmak zorunda kalıyor?

Kimse kimsede suçlu aramadan önce kendine bakarak hatanın kaynağını arayacak ve Gümüşhane yöneticisi, sivil toplum örgütleri, sendikası, sanayicisi, yazarı, gazetecisi, akademisyenleri, tüccarı, işçisi ve işvereni ile topyekûn olarak hastalığın erken teşhisini bulacaklardır. Yani sorunun değil çözümün birer parçası olacaklardır.  

O zaman Gümüşhane yazımın başlığını seçtiğim şekilde Gümüş Köy değil gerçek adıyla Gümüş Şehir olacak. Ve bu gümüş şehir tüm Türkiye’nin ve tüm dünyanın imrenerek baktığı bir cazibe merkezi olacaktır. Bundan asla ve kat’a hiç tereddüdüm olmadı ve olamaz da.
Oyu Puanı: 31 - Ortalama: 4

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 5 (0 Kayıtlı Üye 5 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.24404 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu