Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Altan EKMEN->KEKO [ Arama ]

KEKO
Başlık KEKO
Açıklama 24 Mart 2010 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen Recep Ergin
  9 Mart tarihinde Elazığ’ın Karakoçan ilçesine bağlı Okçular köyünde meydana gelen Richter ölçeğine göre 6 şiddetindeki depremde yerle bir olan evlerinden akrabaları tarafından çıkarılan 8 yaşındaki Keko acı gerçeği öğrendi… Annesi ve kardeşinin öldüğünü bilmeden tedavi gören Keko evlerinin enkazına geldi… Akrabaları annesi ve kardeşinin öldüğünü söyledi… Ama o inanmadı… Yerle bir olan evlerinin enkazında annesi ve kardeşini aradı… Keko’nun feryatlarında kaybettiği annesiyle kardeşi vardı ve bütün gözyaşları onlar için aktı… Enkazdan kalkmak istemedi Keko,ya annesi ve kardeşi  hala oradaysalar… Toprağın derinlerinden bir ses gelirseki: “ Hayır Keko kardeşin ve annen ölmedi biraz bekle gelecekler” derseler… Dinledi toprağı Keko, Kulak verdi rüzgarın uğultusuna karışan ağıtlara… Anlamaya çalıştı olup biteni

    Anlamazdı Keko, bilemezdi…

    Deprem nedir?

    Richter nedir?

    Şiddet nedir?

    Kerpiç nedir?

    Ölüm nedir bilemezdi Keko.

    Ölen insanların neden birden bire ortadan kaybolduklarını anlayamazdı.

    Nerden bilebilirdi oturduğu evin kerpiç olduğunu ve kerpiç evlerin 6 şiddetindeki depremde yıkılabileceğini. O oynamayı öğrenmişti henüz; kardeşine ağabeylik yapmayı kurgulamıştı kendince… Şımarmayı, sevilmeyi koşmayı, boğuşmayı, kucaklanmayı, kucağa alınmayı, öpülmeyi, koklanmayı öğrenmişti öylesine…

    Anlamazdı Keko, bilemezdi…

    Babasının neden orda olmadığını,

    Yurtdışına kaçak işçi olarak neden gittiğini

    Kaçak işçi nedir bilmezdi Keko..

    İnsanın kendi yuvasının bulunduğu köyde neden durmayıp gurbet ellere gittiğini bilemezdi, gurbet el nedir düşünemezdi…
Nereden anlayabilsin bu mahşeri günde babasının neden yanında olmadığını, anasının ve kardeşinin onu neden duymadıklarını nasıl anlasın!

   Sırıktan at yapıp kırda at koşturmayı, zahirelere dadanan serçeleri kovalamayı, folluktan yumurtaları sepete dizmeyi biliyordu artık. Hayvanların adlarını da öğrenmişti; boz öküzü, kınalı kuzuyu, maya ineyi, çilli tavuğun adını biliyordu; ama bilemezdi deprem nasıl olur, ölüm nasıl gelir, ev neden yıkılır bilmezdi Keko.

    Bir kez daha dinleyeyim dedi; bu evin yıkıntıları arasından anamın sesi mutlaka gelir, ben akşam onun koynunda uyuyordum, ben şimdi buradayım annem nerede? Mutlaka buralarda bir yerlerdedirler diye düşündü; haykırdı Keko!

    İnsanın kendi evi kendisini öldürür mü? Başımıza yıkılmayacak evler yapılamaz mı? Evler başımıza yıkılacaksa onların içinde yaşamak doğru mudur? Sadece sordu Keko… Sessiz ve derin hıçkırıklar içinde kendine sordu…

     “İnsanın evi insanın annesini öldürür mü?” 
Oyu Puanı: 31 - Ortalama: 3

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 11 (0 Kayıtlı Üye 11 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.39914 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu