Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
3 Haziran 2010 tarihli Gümüşkent Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Hikaye fıkra anlatmaya gerek yok, zaten masal dünyasından farkı olmayan bir şehirde yaşıyorsunuz. Gümüşhane’de çalışma hayatını, ticareti ve özel hayatı anlatan çok orijinal bir benzetmeyi paylaşmak istedim. Başlayalım anlatmaya; İki arkadaş çalışmak için yola çıkar. Az giderler uz giderler bir vadiye gelirler ve bir cin karşılarına çıkar. Birinin dili tutulur, konuşamaz diğerine döner cin derki ‘Korkma sizi bırakacağım ama öyle bir şey iste benden ki arkadaşına istediğinin iki katını vereyim. Cine döner ve derki benim bir gözümü kör et.’ İşte Gümüşhane gerçeği. Adam, arkadaşının iki gözü için bir gözünü veriyor. Dönün sağınıza bakın solunuza aynı hesap yok yanı başınızda. Bunu bir arkadaşım duyup benle paylaştığında bir taraftan güldüm bir taraftan da dedim ki vah benim memleketim. Bu şehirde yanındaki arkadaşı bir dilim ekmek yemesin diye yalan ve hilekarlık yapan yok mu var. Bu şehirde nefsi ve maddi kaygılarından dolayı eline kalem kağıt alıp, kimi zamanda bilgisayar başına geçip önüne geleni aslında kabiliyetsizliğini ortaya çıkaranları şikayet eden yok mu var. Bunu yapan esnafsa iki gün sonra batar, memursa bir süre sonra nerden geldiği belli olmadan soruşma yer gider ama bu kişi gazeteciyse durum vahim. Vahim olan bu kente onu adam yerine koyup bir kelam sohbet edende…..
Duydum çok üzüldüm, Mecliste yapılan toplantı sırasında bazı gazeteci kardeşlerimize yönelik yakışmayan hakaretler olmuş. Gümüşhane’de acaba seçimle gelen isimler nasıl bir gazeteci profili istiyor. Diyorsa ki yazdığını önce bana gösterecek ardından gazetesiyle, ajansı ile paylaşacak. O zaman kaksın o koltuktan, olsun haber müdürü. Bir gazeteci için haberi namusudur. Eğer o gazeteci siyaset korkusu ile yazdığı haberi yani namusunu müdüründen önce birileri ile paylaşıyorsa, onun yaptığı gazetecilik değil, farzi mahal el broşürü üzerinde laf taşımadır. Gümüşhane’de zaman zaman bu tür isimleri duyunca üzülüyorum. Haberini müdüründen önce siyasetçilerle paylaşan, emin olun yarın sizinde sırlarınızı bir başkasıyla paylaşacaktır. Onun için mesleğin önemi yok kazandığının ne kadar çok olduğu…….
Bu anlattıklarım hikaye değil, anlaşılan bazı gazeteciler böyle alıştırmışlar ki, gazeteciye hakaret etmeye veya arkasından konuşmaya cesaret alabiliyor. Doktor arkadaşlarımız iyi bililer ki bir bedende bir çıban varsa ona cerrahi müdahale yapılır ve temizlenir ki vücuda yayılmasın. Diyeceksiniz ki bu kadar anlattıklarınızdan sonra tıpta işimiz ne. Pandora açıldı, demiştim ya iyi kötü her şey çıkacak dışarı. Bu şehrin gerçeklerini yani bu şehirde gerçeklerin öğrenilmesine, insanların yanıltılmasına ve yeni ufukların engellenmesine virüs olacak her çıbanın acilen cerrahi operasyona ihtiyacı var. Çıbanı temizleyelim ki yarın uyandığınızda aklınızdaki sağlığınız değil üreteceğiniz güzel fikirler, projeler olsun. Keneyi iyi bilirsiniz yapıştı mı çıkarmasan içindeki zehri kusar. Artık Gümüşhane’de canınızı yakacak ve düşünmenizi, yeni girişimlerinizi engelleyecek kenelere de acile müdahale ettirin.
RESMİ GAZETE VARDA BUDA SİYASİ GAZETECİLİK Mİ?
