Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Seyit TOK->ERMENİ MESELESİ ÜZERİNE [ Arama ]

ERMENİ MESELESİ ÜZERİNE
Başlık ERMENİ MESELESİ ÜZERİNE
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
        19. yüzyılın başlarından itibaren Ermeniler arasında milliyetçilik ideolojisi kuvvetlenmeye başlamış ve bağımsız bir Ermenistan kurulması için çeşitli organizasyonlar kurulmuştur. Terörist nitelik taşıyan bu örgütler, 1880’den itibaren faaliyetlerini artırmaya başlamışlar özellikle İstanbul, Trabzon, Erzurum ve Van’da teşkilatlanmışlardır. Doğu Anadolu’da Osmanlı vergi memurlarına, postacılara ve sivil halka saldırılar düzenlemeye başlamışlardır.  Köylerde katliamlar gerçekleştiren bu gözü dönmüş caniler insanlık tarihine kapkara bir delik açmışlardır.  

       Ermeni çeteleri, I. Dünya Savaşı başladığında Rus ordusunun bölgeyi işgal etmesi için cephe gerisinden Osmanlı ordusunu zor durumda bırakacak saldırılar gerçekleştirmişlerdir. Ermeni komiteleri, savaş öncesi sakladıkları silahları ortaya çıkarmışlar, oluşturdukları çetelerle köyleri basmaya, köprüleri tahrip etmeye, telgraf hatlarını kesmeye, askeri birliklerin ikmal yollarını kapamaya ve İtilaf devletleri için casusluk yapmaya devam etmişlerdir. Müslüman ahaliden eli silah tutanlar askere alındığı için, sivil halk çetelere karşı tamamen savunmasız bir durumda kalmıştır. Sivil halkın bu savunmasızlığını değerlendiren çeteler, Rus ordusuna yol açmak ve Müslüman ahaliyi yok etmek için katliamlara girişmişlerdir. Bu katliamlardan birisinin gerçekleştirildiği Van ve çevresinde, 17 Mayıs 1915’de sivil halkı, kadın, çocuk, yaşlı demeden katliama tabi tutmuşlardır. Ermeni çeteleri aynı vahşetlerini, Zeytun, Muş, Bitlis, Kayseri, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Sivas, Trabzon, Ankara, Adana, Urfa, İzmit, Bursa, Antakya, İzmir, İstanbul, Maraş, Antep ve Halep’te de gerçekleştirmişlerdir.

       Başkumandan Vekili Enver Paşa, 2 Mayıs 1915 tarihinde Dahiliye Nazırı Talat Paşa’ya tehcir kararını bildiren  yazıyı göndermiştir.

       Başkumandan Vekili Enver Paşa’dan gelen bu emir üzerine, Talat Paşa önce Van, Bitlis ve Erzurum bölgelerinde bulunan Ermenilerin savaş alanı dışına çıkarılmalarını, ilgili valilerden 3. ve 4. Ordu komutanlarıyla işbirliği yaparak hemen icraya koymalarını emretmiştir.

      17 Mayıs 1331 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile tehcirin nasıl uygulanacağı düzenlenmiştir.

       Osmanlı Devleti, halkını Ermeni çetelerinin katliamından korumak için tehcir kanununu çıkarmak zorunda kalmıştır.  Kendini Türk entelektüeli olarak tanıtan kişilerin yazılarını millet olarak ibretle okuyoruz. Ne diyor bu kıymetli aydınlarımız(!) Ey efendim, bu olaya sebebiyet veren Talat Paşa ve çevresindekilerdir; bu kişilerde Türkiye Cumhuriyetinde görevli olan kişiler değildi onlar yaptı diyelim. Sizlere sesleniyorum, beyinlerini, ruhlarını ve midelerini bir yerlere kiralayan aydın kılığındaki insan müsveddeleri. Sizler Türk geçliğini tarihe sırtını dönmüş, gelenin keyfi için geçmişine söven, günlük aşklarla melankolik bir hayat süren sefiller mi olarak görüyorsunuz. Bu gençlik tarih de olduğu gibi bugün de meydan savaşına da fikir savaşına da, düğüne gidercesine girmeye hazırdır. İmanından ve inancından zerre kadar bir şey kaybetmemiştir. Milletler için tarih bir aynadır. Bu aynaya bakıp bizim kim olduğumuzu dünyaya bir kez daha avazım çıktığı kadar haykırmak istiyorum:

Biz, Mete’de vücut bulup ordulaşan,
Toprağımdan bir karış bile vermem diyen,
Çin Seddi’nde kıratları şahlandırıp ok gibi aşan,
Çiçi Han’la millileşen,
Kürşat’la Çin kalesinde yiğitleşen,
Bilgi Kağan’dan bilgilenip ebedileşen,
‘’Gök kubbe çökmedikçe,yağız yer delinmedikçe
senin ilini,töreni kim bozabilir.’’ diyen,
Dedem Korkut’la isimleşip toylarda söyleşen,
Evliyaların piri Ahmet Yesevi’yle islamlaşan,
Alperen’lerle gönülleri fetheden,
Mevlana ile Mevla için ‘Hu’ deyip dönen,
Tövbeni kırk bin kere bozmuş olsun da yine gel diyen,
Yunus’la yaratılanı bir gözle gören,
Doğruluğu kendine rehber edinen,
Alparslan ile kapıları açmak için kefenleşen,
Şeyh Edebali’yle çağlara nasihat veren,
Osman Gazi’yle üç kıtaya kök salan,
Fatih’le çağ açıp çağ kapatan,
Gönüller Sultanı’nın övgüsüne mahzar olan,
Yavuz’la hırçınlaşıp çölleri aşan,
Çanakkale’de tarihe yön veren,
Anadolu’da ‘Ya İstiklâl, Ya Ölüm! ‘ diyen,
Mustafa Kemal’le aydınlığa koşan erleriz,
BİZ ÇELİK BİLEKLİ TÜRKLERİZ…
Oyu Puanı: 7 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 16 (0 Kayıtlı Üye 16 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.4011 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu