Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Bir taraftan terör faaliyetleri canlandırılırken, diğer taraftan da Kürt halkını terörle berabermiş gibi bir imaj verilmeye çalışılıyor. Hedef ülkemizde Türk-Kürt çatışmasını temin etmek...
Dün Çanakkale'de, Dumlupınar'da düşmanlara geçit vermeyen Türk milleti, Kürt'üyle Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Boşnağıyla omuz omuza, tek bilek tek yürek mücadele verdiler.
Ülkemiz üzerinde menfur hesapları olanlar bunu gayet iyi bildiklerinden bu bütünü parçalama yoluna gittiler ve yıllardan beri bunun projeleri hayata geçiriliyor.
PKK'nın görevi, bu süreç içinde sadece dağda ya da şehirde baskınlar yapmak, askerlerimizi, sivilleri öldürmek değildir.
Batılı ülkeler PKK'dan bahsederken sürekli olarak "Kürt halkının özgürlük savaşçıları" olarak ifade ediyorlar. Yani her fırsatta Kürt halkını işin içine çekme gayreti var.
Bu noktada çok farklı senaryolar devreye giriyor.
Hatırlarsanız, bir dönem PKK'lı teröristler Türk askerinin kıyafetlerini giyip Kürt köylerine baskınlar yapıyorlardı. Böylece Kürt halkını Türk askerine ve Türkiye Devleti'ne karşı düşman yapmaya çalışıyorlardı.
Dışa bağımlı politikalar uygulayan siyasi iradeler dışarıdan gelen emir ve talimatlar doğrultusunda bölge insanını mağdur durumda bırakmıştır.
Esasen bu mağduriyet sadece güneydoğuya has değildir, tüm Türk halkı aynı sıkıntıları yaşamıştır ama menfi propagandaların yoğunlaştığı bölge güneydoğu olmuştur.
PKK kendine terörist toplarken hep bu siyasilerimizin ortaya koyduğu yanlışlıklardan nemalanmıştır.
"Bakın, devlet size iş vermiyor, aş vermiyor, para vermiyor, devlet size sahip çıkmıyor, size biz sahip çıkıyoruz" propagandaları havalarda uçuşmaktadır.
Bugünlerde başka senaryolar da hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Dış güçler içerdeki bazı mihraklara silah dağıtarak PKK terörü bahanesiyle çatışma çıkarmak istemektedirler.
Hedef 1980 öncesinde yaşanan sağ-sol çatışmasının daha tehlikelisi olan Türk-Kürt çatışmasıdır.
Güvenlik güçlerinin dışında gelişen bu tür girişimler maksatlıdır ve çok tehlikelidir.
Dış güçlerin buradaki niyetlerini çok iyi görüp bu oyunlara kapılmamak gerekiyor.
Bu tür maksatlı girişimler Kürt halkını daha fazla terörün kucağına, daha doğrusu küresel hesapların kıskacına itecektir.
Gerekli önlemler alınmalı ve böyle bir sürece asla müsaade edilmemelidir. Yapılan şu tespit çok anlamlıdır."Halkı tahrik ederek, halkın yüzde 100'ünü olayın içine sokmak gibi bir niyet var şu anda. Terörü yapan teröristtir, Kürtler değildir.Verilmek istenen imaj, terörü yapanın Kürtler olduğu imajıdır. Bunu vermeye çalışıyorlar. Sakın kimse böyle bir oyuna gelmesin! Kürtler bizim öz be öz candan kardeşlerimizdir. İman kardeşimizdir. Bu milletin has evlatlarıdır. Dumlupınar'ı, Sakarya'yı, Çanakkale'yi onlarla birlikte yaptık. Aynı zemin üzerinde hayatımızı yaşadık. Kaderimiz birdir. Milletimizin bunu iyi görmesi lazım."
Özetle terörü güneydoğuya musallat edenlerin hedefi sadece bu bölge değildir, Türkiye'nin tamamında gözleri vardır.
Güneydoğuda kuracakları federatif yapı ilk kıvılcım olacaktır ve diğer etnik kökenler de kaşınarak ülke iç savaşa sürüklenecektir.
TERÖR VE ETNİK KÖKENİ KAŞIYANLAR
