Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Muhalefet, referandum oylamasını iktidarın icraatlarının oylandığı bir zemine taşımaya çalışıyor. Referandum’da AK partiye hayır deyin mantığının arkasında yatan budur. Bu argümanın tersinden okunduğu zaman başka bir anlamı daha var. Aslında muhalefet Anayasa paketinde tartışacak, eleştirecek bir nokta bulamadığından rekabeti AK parti politikalarının tartışıldığı bir noktaya çekmeye çalışıyor.
Siz hiç muhalefet sözcülerinin Anayasa paketinin maddelerini tartıştığını, masaya yatırdığını gördünüz mü? MHP,AK parti kendini kurtarmaya çalışıyor diyor. İl başkanlarına bakıyorum hepsi düğmelerine basılmış gibi, aynı şeyi söylüyor. AK parti kendini nasıl kurtarmaya çalışıyor, hangi madde AK partinin kendini kurtarmak için pakete koyduğu madde, bunun cevabı yok. Başkalarının aklıyla düşünen er geç yere çakılır. Muhalefet şimdi öyle bir süreç yaşıyor.Genel merkezlerin üfürdüğü yalanları taşra mukaddes bir metinmiş gibi sahiplenerek savunmaya çalışıyor. Söylenenler mesnetsiz olduğu için de bir fiskede yarım yamalak bir soruda yıkılıyor, söyleyecek bir şey bulamıyorlar.
Bu referandum iktidarın değişeceği bir referandum değil. Ama parti tabanlarının isyanına rağmen kim tarafından belirlendiği belli olmayan politikaları tabana dayatanlar referandumda evet çıkması halinde bırakıp gitme erdemliliğini gösterebilmelidirler.
Bu noktada evet’ten yana olanlara büyük görevler düşüyor. Toplum hala değişikliklerin hayatına nasıl yansıyacağını bilmiyor.Maddelerin tartışma dışı tutulması muhalefetin oyununa gelmektir.
Yargı’da yaşanan hukuk skandallarının mürekkebi hala kurumadı. Karısı Ergenekondan yargılanan, Seyfi Oktay’a tekmil veren AYM üyeleri, Cihaner davasında Hukukun dışına çıkarak verilen kararlar,ETÖ’cülerle kapalı kapılar ardında görüşme yapan, ETÖ savcılarını hakimlerini görevden almak için didinen HSYK üyeleri bunların tamamı yeniden topluma hatırlatılmalı hafızalar tazeletilmelidir.
Zamanı geçmesine rağmen yaz kararnamesinin çıkmaması bile, HSYK nın nasıl politize bir kurum haline geldiğinin en önemli karinesidir.
12 Eylül’de Türk toplumu bir şeye karar verecek, .çağdaş kriterlere uygun bir demokrasi istiyor muyuz, istemiyor muyuz?
Seyfi Oktay’ın emrinde mezhep eksenli bir Yargı mı istiyoruz, yoksa Türk milletinin vicdanı olacak bir Yüksek Yargı mı?
Çetelere hayır diyen bir Türkiye mi, çetelerle yaşayan can ve mal güvenliği olmayan, faili meçhullerin pıtırak gibi .çoğaldığı bir Türkiye mi?
Darbecilerin yakasına yapışan bir Türkiye’mi, darbecilerin tankları altında can veren, ezilen, horlanan bir Türkiye mi?
Türkiye işte buna karar verecek.Gerisi çirkin bir propagandadır. En çirkini de düne kadar arkadaşlarını, gönüldaşlarını darbelere kurban verenlerin şimdi darbecilerin meddahlığına soyunmuş olmalarıdır. Türkiye 12 Eylül akşamı onlara layık olduğu cevabı verecektir. Türk milleti standartları yüksek, insan haklarına saygılı, özgürlükçü bir demokrasiye layık olduğunu gösterecektir.
.jpg)
DEMOKRASİ Mİ? DARBE Mİ?
