Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
2008 yılında DPT ( Devlet Planlama Teşkilatı ) müsteşarlığı tarafından hazırlanarak GAP illerinde uygulamaya konulan sosyal destek programı SODES başarılı bulunduğu için 2010 yılında bu programa DAP kapsamında ki iller de dahil edilmişti. Yani bir anlamda Gümüşhane’de bu uygulamadan nasibini alacaktı. Her il için öngörülen üst limit ise 15 milyon TL idi.
On beş milyon Türk Lirası Gümüşhane gibi küçük iller için hayli iştahı kabartacak bir rakam olarak görünüyordu. Hal böyle olunca bütün kurumlar, vakıflar, dernekler seferber oldu ve proje hazırlamaya başladı. Nede olsa fakir memlekette yaşıyoruz. Umutta parayla değil ya?
Geçenlerde görüşlerine önem verdiğim bir arkadaşımla bu konuyu konuşurken çok önemli tespitlerinin olduğunu gördüm. Şöyle diyordu; daha o günlerde, bu konu gündeme geldiğinde bunun işe yaramayacağını adım gibi biliyordum. Sesimi çıkarma
imkanım yoktu çünkü herkes kendini sürece kaptırmış, proje yapmak için ter döküyordu. Bana düşen bu süreçte susmaktı ama bir yandan da içten içe gülüyordum. Yahu koca Türkiye Cumhuriyet’i Devleti DPT’ yi kurmuş, nice proje adamları
yetiştirip bu kuruma yerleştirmiş, onların bu ilin eksiklerini görüp proje yaparak ödenek çıkarması gerekirken, bu işler neden projenin ilk harfinden anlama şansı olmayan noktalara havale edilmiştir? Bu bana hiçte makul gelmemişti.
Şimdi ne kadar haklı olduğu ortaya çıktı. O günlerde 15 milyondan pay almak için yarışanların, şimdilerde elleri boş gözüküyor. Galiba o projelere emek vermeleri yanlarına kar kaldı. Fakat bizim tuhaf özelliklerimiz var. Hiç kimse çıkıp demiyor ki; madem bu değirmende un öğütme şansımız yoktu, neden bize onca suyu taşıttınız?
Görüne o ki; o günlerin bir numaralı gündem maddesi olan SODES, bu günlerin önemsiz gündem maddeleri arasında NO- DES olarak yerini aldı. E bu fakire de kala kala SO ile NO’ ya yer değiştirmek kaldı. İngilizcede SO = bundan dolayı, NO =
hayır, yok demek. Hali hazırda “NO” bizim literatüre daha uygun. Bir anlamda “olmayacak duaya amin deme” olarak da addedilebilir.
SODES oldu "NO-DES"
