Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hasan PİR->OKULLARDA ZİL SESİ ŞARTLANMIŞLIĞI VE ZAMAN YÖNETİMİ GERÇEĞİ [ Arama ]

OKULLARDA ZİL SESİ ŞARTLANMIŞLIĞI VE ZAMAN YÖNETİMİ GERÇEĞİ
Başlık OKULLARDA ZİL SESİ ŞARTLANMIŞLIĞI VE ZAMAN YÖNETİMİ GERÇEĞİ
Açıklama 29 Kasım 2010 tarihli Kuşakkaya Gazetesindeki yazısı
Mail hasanpir2002@yahoo.com
Siteye Ekleyen Recep Ergin
            Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda ders giriş çıkışlarını yönetmek için kullanılan zil sesleri, günümüz şartlarında modası geçmiş bir uygulama haline dönüşmüştür. Bu uygulamanın değişerek, yerini daha akılcı ve medeni uygulamalara bırakması gerekir.

            Saatlerin yaygın olarak kullanılmadığı dönemlerde, ders giriş çıkışlarının öğrencilere duyurulması için kullanılan klasik ziller okullar için büyük bir ihtiyaçtı.

            1950'li, 1960'lı yılları bir düşünün. Saat kullanımı yok denecek kadar az, çünkü saat alabilecek maddi imkânları yeterli olan insan sayısı parmakla gösterilecek kadar az. Bu nedenle okullarda öğrencilerin ders giriş ve çıkışlarının tanzimi için zorunlu olarak ziller kullanılmaktaydı.

            Aradan yıllar geçiyor ve 1980'li yıllarda klasik ziller yerini elektrikle çalışan zillere bırakıyor. 1985'li yıllardan sonra ise melodili ziller devreye giriyor.

            Yapılan her şey mutlaka eğitime katkı için düşünülürken, bugün gelinen noktada, zillerin kullanılma amaçlarının çoktan devre dışı kaldığını görmekteyiz.

            Her şeyden önce bugün artık her öğrencinin kolunda bir saat var.  Ayrıca her sınıf ve solana da büyük sabit saatler asılabilecek imkânlar mevcut.

            Her ders saati için en az üç defa çalan zil sesini bir düşünün... Öğrenciler, günde en az 20 defa yüksek volümlü zil sesini dinlemek zorunda kalıyor.

            İşin asıl tehlikeli yanı ise; öğrencilerin hayat tanzimlerinde zil sesine şartlanmalarıdır.  Sorumluluk duygusunun gelişeceği ve buna bağlı zaman planlamasının öğrenileceği bir çağda öğrencilerin zil seslerine şartlı olarak hayata hazırlanmaları asıl tehlikeli olan noktadır.

            Öğrenciler, kendilerine ait saatlere bakarak, sorumluluk alıp ders giriş ve çıkış planlamalarını yapsalar daha yararlı olmaz mı?

            Konu ile ilgili bir araştırma yaptım. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kanun, yönetmelik ve yönerge gibi mevzuatında ders giriş çıkışlarının ve dinlenme saatlerinin veya okullardaki diğer etkinliklerin zil sesi ile düzenleneceğine dair hiçbir bilgi yer almamaktadır.

            Okullarda zil kullanılacağına dair mevzuatta hiçbir kayıt yer almamaktadır. İşin bu tarafı aslında çok ilginçtir.  Eskide başlayan ve bir dayanağı olmayan uygulama sürüp gidiyor. Kimse de bunu sorgulamıyor.

            2008 yılında, dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK'in okullara gönderdiği bir zil genelgesi var. Bunu da inceledim. Bu genelgede de sadece zil seslerinin çevreyi rahatsız etmemesi isteniyor.

            Günümüzde her şey bilimsel temellere dayandırılırken, okullarımızdaki zil kullanımlarının da pedagojik ve sosyolojik açıdan incelenmesi gerekmez mi?

            Her şeyden önce, zil kullanımı okullarımızdan kaldırılıp,  zaman tanzim sorumluluğu öğrencilerimize bırakılmalıdır.

            Zil sesi ile kalkan, zil sesi ile okula giren, zil sesi ile bayrak törenine giden, zil sesi ile derse giren, zil sesi ile dersten çıkan, zil sesi ile koşan, yemek yiyen, zil sesi ile etüt salonuna giden bir gençlik, hayatı hep başkalarının kumandası ve yönlendirmesi ile yaşamaya alışmış demektir. Bu şekliyle, gençlerin iradeleri farkında olunmadan ellerinden alınmakta, hayatı kendi sorumluluklarını bilerek tanzim etme iradelerine engel olunmaktadır.

            Okul yılları hayatın hazırlık ve antrenman yıllarıdır. Bu dönemlerde, öğrencilerimizin zaman tanzimi yapmalarına ve zamanı yönetmelerine fırsat verilmelidir. Hata yapanlar elbette olacaktır ama, hayatta en lüzumlu şey olan zaman yönetimi de bu şekliyle, uygulamalı olarak öğrencilere öğretilmiş olacaktır.

            Hangi saatte okulda olacağı, hangi saatte derse gireceği, hangi saatte etüde gireceği bildirildikten sonra, bunların uygulama sorumluluğu öğrencilere bırakılmalıdır.

            Unutmamak gerekir ki, geleceğin dünyası zamanı iyi yönetenlerin olacaktır.

            Güzel günler dileğiyle.
Oyu Puanı: 29 - Ortalama: 4.33

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 8 (0 Kayıtlı Üye 8 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 2.37747 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu