Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
27 Nisan 2011 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen
Recep Ergin
Entelektüel bir baba, aldığı davaları kazanmasıyla ünlenmiş saygın bir avukat. Oldukça varlıklı, çevresinden itibar gören, hatırı sayılır bir aydın aynı zamanda. Dört çocuğunu büyük bir itina ile büyütmüş,onları arkadaşlarından ve çevresindekilerden farklı yetiştirmenin gayretinden olsa gerek, adlarını bile sıra dışı isimlerden eski mitolojik tanrı adlarından seçmiş.
Adları: Beraris, Raden, Rulin, Sajen manaları nedir diye kimsede merak etmemiş çünkü isimlerinin manasını sormalarına fırsat verecek yakınlığı kimseye göstermemişler. Sessiz sedasız onlarca yıl birbirlerinin varlılığından güç alarak, kimsenin dostluğuna arkadaşlığına ihtiyaç duymadan büyümüşler. Üniversite kazanmış, askere gitmiş,okulunu bitirmiş ama kimsenin varlığını kendi hayat dairelerinin yanına yakınına sokmadan geçirmişler yılları…
Aslında bu dört kişinin iç içe geçen hayat dairelerinin kesişme noktasında birisi daha var ki asıl merkezinde pervane oldukları, girdabının etrafından uzaklaşamadıkları çok güçlü bir çekim merkezi... Dört hayat dairesinin merkezinde diğer dairelerin hepsini kesen ve hepsinden daha büyük ve hepsini etkileyen güçlü bir odak oluşturan anne… Lise tahsili yapan anne resim ve heykele meraklı, adı heykeltıraşa çıkmış ama ne bir resim sergisi nede bir heykel çalışması sergilenmemiş, bu alanda bir eğitimi de yok aslında. Kız Meslek Lisesi mezunu ama resime meraklı bir kadın sadece. Gizemli olmayı çocuklarını diğer çocuklardan farklı yetiştirmede baba kadar hatta biraz daha itinalı bir hayat tarzını hem kendine hem de çocuklarına kabul ettirmiş farklı birisi. Anne sevgisinin dışında bir sevgiyi çocuklarına layık görmeyen, 36 yaşındaki bir genci kendi sevgi çemberine hapsetmeyi başarabilmiş bir fenomen…
Bütün Türkiye'yi şaşkınlığa boğan Kahramanmaraş'taki toplu intihar olayının perde arkasını merak edenler yukarıdaki gerçeklerle karşılaştılar. Annelerinin ölümünden sonra iki kez intihara kalkışan yaşları 23 ile 32 arasında değişen dört kardeşin 3. intihar denemelerinde başarılı olduklarını ve kendilerini bağ evlerindeki ayrı mekanlarda aynı anda astıklarının haberiyle sarsıldık. Evin önündeki arabanın müzik sesini açarak komşuların kendilerinden şüphelenmemelerini dahi düşünmüşler. 2 yıl önce aynı ilimizde dört kız kardeşin yine giydikleri siyah elbiseleri ile kendilerini ırmağa atmak suretiyle intihar etmeleri de uzun süre konuşulmuştu. Bu son olay ise sanki herkesi daha fazla şaşkınlığa sevk etti. Çünkü aile varlıklı ve saygındı. 4 çocuğunun toplu intihar etmelerine neden ne olabilirdi. işte bu şaşkınlıkla herkesin kafasındaki sorulardan bazıları: - Annelerinin ölümünden sonra sevecek başka kimsenin kalmadığını, yada kendilerini sevecek başka kimse bulunmamasından kaynaklanmış olabilir mi? - Birlikte ölmekle ilgili bir inanış bir tarikat bu çocukları böyle inandırmış ve en üzgün oldukları bir zamanda onları harekete geçirmiş olabilir mi? - Ölümlerinin çocuklara konulan mitolojik tanrı isimleri ile ilgisi olabilir mi? - Anneleri hayattayken çocukları kendisinin ölümünden sonra yaşamalarının bir anlamı olamayacağı yönünde yönlendirmiş olabilir mi? - Dört çocuğunu kaybeden babanın olayı soran gazetecilere “ ağlamıyorum, karşınızda dünyanın en güçlü insanı var” demesi ne anlama geliyor? - Hepsinden önemlisi bu olayın yanlış bir eğitimin sonucunda olmuş olmasıdır. Dünyayı akşam güneşin batıp sabah doğduğu üzerinde yenilip içilen denizdeki bir sandala benzeten inanışlar; ölümün bir gün önce yada bir gün sonra olmasında bir sakınca görmezler. Yine dünyaya hiç güneşin batmadığı kutup dairesinden bakarak burayı yemeden içmeden ibaret bir saraya benzetenlerinde canlı cenaze şeklinde kendilerini yaşarken öldürdükleri bilinir. Kısaca bu olayda maddeyi besleyen mana ikliminden onca sevgi arasından yalnızca anne sevgisini tanıyan bu çocukların, manevi ruhları beslenmede yetersiz kalmış olabilir mi?
Bu soruların birisi yada bir kaçı doğru olabildiği gibi hiçbirisi de gerçek neden olmayabilir. Çocuklarımızı yetiştirmede bizler için ibretlik bir ders, eğitim çok önemli, bir kez daha anlıyoruz...