Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Hüseyin TURHAN->SEÇİM-GEÇİM VE GÜVENLİK ÜZERİNE [ Arama ]

SEÇİM-GEÇİM VE GÜVENLİK ÜZERİNE
Başlık SEÇİM-GEÇİM VE GÜVENLİK ÜZERİNE
Açıklama -
Siteye Ekleyen Recep Ergin
Ülkemiz 12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak seçimlere doğru hızla yol almaktadır. Gündemimizde seçim olunca geçim derdini kampanya süresince unuttuk gibi. Özellikle ÖSYM deki şifre iddiaları,-bana göre skandaldır- son günlerde internete düşen kaset görüntüleri,gençler üzerinden siyasi propagandalar, seçim gündeminin tuzu biberi ama;

Geçimden vaz geçtik güney komşumuz Suriye’de meydana gelen iç ayaklanmalar vahim gelişmelere gebe. Acaba Suriye de Sudan gibi bölünecek mi diye düşünmüyor değilim. Suriye’deki bu güvenlik sorunu ülkemizi de ilgilendirmektedir.

Bütün bunlar gösteriyor ki sevgili dostlar bu gelişmeler, yüzyıllardır süregelen kölecilik ve sömürgecilik anlayışı, Yeni Dünya düzeninde “küreselleşme”, “BOP”, “dinlerarası diyalog”, “medeniyetler ittifakı”, “ılımlı İslam” gibi kavramların gölgesinde devam etmektedir.

Bir mütefekkirin tespitiyle "Elleri zincirli, ayakları prangalı insanlara rastlamak, artık eskisi gibi mümkün değil. Çünkü değişen dünya ile birlikte esaretin de şekli değişmiş, fertlerin ve toplumların ruh ve düşünce dünyaları işgal edilerek kaleler içten teslim alınmaya başlanmıştır. Oltaya takılmış balık gibi boynundaki sicimlerle istenilen yerlere çekilen insanların yerini şimdi, içten bir arzu ve iştiyak nevinden sihirli ellerle sürüklenen köle milletler ve devletler zümresi almıştır".

Bu tespit Ortadoğu coğrafyasının tanımını ne kadar da güzel yapıyor değil mi. Zaten böyle olmasaydı bugün ki kaderi yaşarlar mıydı ? Elbette hayır.

Küreselleşme, dünyaya hâkim olmak isteyen süper güçlerin; az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin zenginliklerini, insan gücünü, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını elde etmeye yönelik olarak, II. Dünya savaşından sonra geliştirdikleri bir kavramdır. “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP) ise, küreselleşme sürecinin bir parçası olarak ortaya atıldı.

Maksat bellidir: "Kuzey Afrika, Ortadoğu, Kafkaslar ve içinde Türkiye’nin de bulunduğu 22 Müslüman ülkesinin yönetimlerini, sınırlarını ve kimyasını değiştirmek, kaynaklarını sömürmek; bütün bunları gerçekleştirebilmek için de, bu ülkeleri misyonerlik faaliyetleri ile kendi inanç ve medeniyetinden kopartarak işgale karşı tepkisiz-ılımlı hale getirmek".

Küresel güçlerin bu oyunu yıllardır uygulanıyor. Savaş meydanlarında yapamadıklarını barış ve demokrasi adı altında zalimce yapmaktadırlar. Iraka, Afganistana ve dahi Pakistana demokrasi getireceğiz diye ayağa kalkan küresel güçler misket bombalarını Müslüman halkın üstüne atmadılar mı?

İslam coğrafyasının öz kimliğinden ve değerlerinden sistematik olarak uzaklaştırıldığı, global güçlerin dayattığı esaret politikalarına tepki vermeyecek derecede milli ve manevi duyarlılıktan yoksun, “mandacı insan modeli” oluşturulmaya çalışıldığı da bir gerçektir...

Manda ve himaye, özellikle Türk milletinin benlik ve karakterine yakışmayan, ne pahasına olursa olsun asla kabul etmeyeceği bir esaret zinciridir ki, bu zinciri boynuna asmayacağını Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, yıllar önce şu çok anlamlı sözleriyle vurgulamıştır;
“Esas Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki Türk’ün haysiyeti, izzet-i nefis ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir...” (Mustafa Kemal Atatürk,(1919); Nutuk I, s. 13.).
Başka söze ne hacet; Eskişehir’den selamlar…
Oyu Puanı: 29 - Ortalama: 4.5

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 15 (0 Kayıtlı Üye 15 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.27651 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu