Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->İbrahim ÖZDEMİR->BALTALI ZAT-I MUHTEREM [ Arama ]

BALTALI ZAT-I MUHTEREM
Başlık BALTALI ZAT-I MUHTEREM
Açıklama 27 Mart 2006 tarihli Gümüşkoza Gazetesindeki yazısı
E-Mail erzurum25.iha@mynet.com
Siteye Ekleyen AdamGibi

      Hikaye bu ya, adamın biri elli yaşından sonra gazeteci olmaya karar vermiş. Gazetenin birine muhabir olmuş. Ama bizim Muhteremin ne yazdığı okunuyormuş, ne de yazdıkları bir anlam ifade ediyormuş. Tası tarağı eline vermişler. “Sen ancak dere kenarında çakıl toplarsın” demişler ve kapı dışarı etmişler. Ama bizim Muhterem kafaya koymuş illa da gazeteci olacağım diye. Gittiği gazetede beş on gün zor dayanmış, yine kapı dışarı etmişler.
      Dönmüş, dolaşmış bu Muhterem bir gazetede köşe yazarı olmuş. Eh demiş, muradıma erdim. Almış eline kalemi yazmış ha yazmış. Ama gel gör ki Muhterem’in elindeki kalem balta olmuş. Gelene vuruyor, gidene vuruyor.  Ormanda genç, yaşlı ağaç bırakmamış vuruyor ha vuruyor. O köyü, o köye, bu köyü, bu köye düşürmüş. Kimini Arap sabunu ile ovalayıp Zemzem Suyu ile yıkıyor, kimilerine de balta sandığı kalemle vur ha vur etmiş. Yazdıklarından da bir şey anlaşılmıyor ya. Okuyanların Türkçesi de bozulmaya başlamış.
      Ne oluyor demiş kendi kendine. Vurduğum yerden niye ses gelmiyor? Kendini gazeteci sanan bu Zat-ı Muhterem, neden öteki gazeteciler gibi bana da ilgi, yakınlık gösterilmiyor? Ama o yine vurmaya devam etmiş. Vuracak yer kalmayınca, hele dur demiş bir de gazetecilere vurayım demiş, vurmuş da. İşte olan o anda oldu. Baltanın sapı kırıldı, geri tepen balta bu Zat-ı Muhterem’in alnının ortasına öyle bir vurmuş ki, hastaneye zor yetiştirmişler. O hala” nerede benim baltam? “ diye sayıklıyormuş.
      Gazetecilik okulu mezunu değilim. Ama 30 yıla yaklaşan bir gazetecilik mesleğim var. Çok insanlar benim gazetecilik yaptığım dönemlerde bu mesleğe soyunmuşlar. İlkeli, doğru, dürüst olanlar hala bu mesleği onurları ile sürdürüyorlar. Kırmadan, dökmeden. Gerektiğinde eleştiriyorlar, gerektiğinde de övülmesi gerekenleri övüyorlar. Övmek bu Zat-ı Muhterem’in anlayışına göre “yağcılık, yağdanlık” değildir. Doğruları yazmak, kamuoyu ile paylaşmak, ilkeli bir gazetecinin görevidir. Gazetecilik bir enformasyon bilimidir. Bilgi taşıyan her şey enformasyondur. Eğer okuyucu verdiğiniz enformasyonu algılayamazsa haber olmaz. Her enformasyon haber taşıyıcıdır ama haber değildir. Basın Ahlak İlkeleri Işığında Haber Değerlendirmesi İletişim özgürlüğünün temel haklardan biri sayıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Gelişen teknoloji sayesinde insanların haber alma özgürlüğüne ulaşmasını sağlayan araçlar son 50 yıl içinde İnsanlık Tarihinin hiç almadığı kadar yol almıştır. Günümüzde gazete , televizyon radyo ve internet habere istenilen anda ulaşmayı sağlayan niteliğiyle haber alma özgürlüğüne büyük katkı sağlamıştır. Fakat medyaların sayısının giderek artmış olması bunların doğru yönde haber ulaştırdıkları konusundaki denetimlerini zorlaştırıyor. Artık Basın Ahlak İlkelerinin göz ardı edildiği haberlere daha sık rastlamak mümkün hale geldi. Bireyin temel haklarından biri olan haber alma özgürlüğünün yoğun medya bombardımanın yaşandığı bir dönemde doğru bir şekilde karşılanmasını sağlayacak temel davranış basın ahlak ilkelerine uyulmasıdır. Bu bağlamda bir haberin doğru olarak ulaştırılmasının sağlayan bir çok kriteri Basın Ahlak İlkleri belirler. Basın Ahlak İlkerlerinin uygulanmasını medyaları daraltıp gazeteler seviyesine indirgediğimizde bir haberin farklı gazetelerde farklı biçimlerde yayınlandığını görürüz. Farkı oluşturan haberin okuyucu tarafından algılanmasını değiştirecek bir çok unsurun bir arada kullanılmasıdır. Seçilen başlık spot, fotoğraf, fotoğrafın çekim açısı, kadrajı, cümlelerdeki vurgular, kelime dizgisi, ideolojiler ve diğer onlarca unsur haberin algısının maniple edilmesine neden olur. Kuşkusuz ki her gazetenin yayın prensiplerini oturttuğu temel ideolojisi vardır. Fakat asıl önemli olan evrensel nitelikteki Basın Ahlak İlkelerine ne derece uyulduğudur. İdeolojiye sahip olmak belirli çerçeveden olaylara bakmayı ve algılamayı doğurur, fakat bu durum yapılan haber ile başkalarını zan altında bırakacak ve yanlış bilginin oluşmasını sağlayacak bir yaklaşım oluşturmamalıdır.
      MAKALE ise, herhangi bir konuda bilgi vermek, bir fikir veya bir konuya açıklık getirmek, yeni bir görüş ve düşünceyi ileri sürmek, ele alınan konu üzerinde yapılan inceleme ve araştırma sonuçlarına göre deliller göstererek, bu yeni görüş ve düşünceleri desteklemek ve doğruluğunu ispatlamak gayesiyle yazılan ilmi yazılara MAKALE denir. Makalede görüş ve düşünceler kanıtlara dayandırılarak anlatılır. Kalemi balta sanıp makale yazılmayacağını da bu Zat-ı Muhterem’in bilmesi gerekir. Bu yazım, Zat-ı Muhterem için ilk ve sondur. Benim, kalemi balta sanıp sağa sola saldıranlara ayıracak zamanım yok. İnanın bu yazıyı yazdığım saatlerimi de boşa harcamış zaman olarak kabul ediyorum.
      Doğru, dürüst ve güzel haberlerde buluşmak üzere.

Oyu Puanı: 32 - Ortalama: 3.67

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 21 (0 Kayıtlı Üye 21 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.35198 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu