Devlet adamı, devletin bir kuruşunun dahi hesabını yapan insandır. Devlet adamı şov yapmaz, devlet adamı devletin bir kuruşunu nasıl harcandığını, nereye harcanması gerektiğini bir plan ve program dahilinde yapandır. Tüyü bitmemişi, fakiri, fukarayı koruyandır.
      Ne yazık ki, geçmişimiz plansız programsız yapılan yatırımlarla dolu. Trilyonlar değil katrilyonlarımız uçup gitmiş. Okul yapmışız bir yıl sonra duvarları çatlamış. Dere kenarlarına yol yapmışız sel almış. Saymakla mümkün olmayan gereksiz, plansız, programsız yatırımlar…  Enkaza dönmüş binalar, çatlamış tüneller, hendeklerle dolu yollar. Asfalt üstüne asfalt dökmüşüz, bir ay sonra yama yapmışız.
      Başımıza taşlar yağıyor yapılan yollarımızda. Hatır gönülle verilen ihaleler, korunan siyasiler, yandaşlar. Saymakla bitiremeyeceğimiz enkaz yığınları. Yatırım zengini olmuşuz ama enkaz yığınından kurtaramamışız. Yapılan binayı ya üç ya da beş yıl kullanmışız. Yol yapmışız devlet bütçesinden katrilyonlar harcayarak. Ya sel almış, ya heyelan yıkmış. Canımız gitti, malımız gitti.
      Hep plansızlığın, programsızlığın kurbanı olmuşuz. Plan, program uygulamaya çalışanları aktif durumdan pasif duruma getirmişiz. Hatır gönülle birilerini makam sahibi yapmışız. Uzman kadroları dinlememiş günümüzü gün etmeye çalışmışız. Yazık, çok, hem de çok yazık.
      Çok uzağa gitmeden kendi ilimizdeki sadece karayollarının yaptığı şu yatırımlara bir bakalım.
      Ne acıdır ki, gören gözler görmüyor. Şehrin içinde araçlara, insanlarımıza taş yağıyor, kimse umursamıyor. Plansız, programsız yapılan çok kısa bir örnek bu. Kör cahil, bu yola taş düşeceğini görüyor da okumuşu, konunun eğitimini almış olanlar nasıl görmüyor? Görmezler çünkü işlerine gelmiyor.Böyle bir çalışmaya olumlu rapor verip kabul eden yetkililerin işine çoktan son verilirdi bir başka ülkede.
      Çok değil bir yıl önce turizmimizin göz bebeği olan Damlataşı Karaca Mağarasının yolunda bir inceleme yapar valimiz Sayın Veysel Dalmaz. Keskin viraj ve rampalarla dolu olan yolda bir de heyelan tehlikesi olduğunu saptaması bizleri uçurumun eşiğinden döndürdü adeta. Eğer Sayın Dalmaz yeni yol yapım talimatını vermemiş olsalardı, turizm sezonunun içinde bulunduğumuz şu günlerde mağaramıza ulaşım sağlanamayacaktı. Ne mutlu bize ki toprak yolla da olsa ulaşımı sağlama olanağımız var. Yoksa basında yer alacak olan” Gümüşhane’nin turizmde gözdesi olan Damlataşı Karaca Mağarası  heyelan nedeniyle ulaşıma kapandı” haberinin yaratacağı olumsuzluğu düşünmek bile istemiyoruz.
      İşte tam bu noktada devlet adamlığının ayrı bir  özelliği daha ortaya çıkıyor: “BAKAN DEĞİL, GÖREN.” Sayın Dalmaz, bakmadılar, gördüler. Bu görme o heyelanlı yolda bir faciayı önlerken, mağaramıza yapılan yeni yolla birlikte, toprak da olsa ulaşabilme olanağını sağlamış oldu.
      Sayın Dalmaz’ı kutluyoruz. Her zaman bakan değil, gören olmalarını istiyoruz. Hele hele yanlarında Sayın Dalmaz gibi baktığını gören Özel İdare Genel Sekreteri Sayın Pir var iken. Bu nedenle kendimizi rahat hissediyoruz. Devletin bir kuruşunun bile boşa gitmeyeceği inancını içimizde yaşattınız.
      Bizleri, ikinci kez facianın eşiğinden döndürdünüz.