Bir kızıldereli ifadesi ile “yeryüzü bize atalarımızdan kalan bir miras değil,torunlarımızın bize emanetidir.”
    Titizlikle hazırlanan bir plânlama ile dünyanın doğal kaynaklarının ve ekosistemin korunması mümkündür. Ülke genelinde özellikle çarpık kentleşme ve buna bağlı olarak altyapı sorunları yoğun olarak yaşanmakta bunun etkileri de sadece büyük şehirlerde değil tüm Türkiye 'de görülmektedir. Kentleşme sürecinde ekonomik,sosyo-psikolojik……vs nedenler kırsal alandan kent merkezlerine hızlı ve plansız göçlerin yaşanmasına sebep olmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde nüfusa mevcut konutlar yeterli gelmediğinden  gecekondulaşma ile çarpık kentleşme yaşanmakta dolayısıyla çevre sorunları ortaya çıkmaktadır. Çevre sorunlarının gitgide arttığı ülkemizde şehirleşmeye ve sanayileşmeye açılacak alanların seçiminde titizlik göstermek gerekir. Güncel ihtiyaçlara cevap verecek aceleci yatırımlar ilerde çevre sorunlarının yaşanmasına sebep olmaktadır.
      Doğal kaynaklar ve jeolojik yapı kentleşme sürecinde göz önünde bulundurulmayan diğer faktörler arasında. Plânsız büyüyen bir şehrin ,sanayinin yarattığı çevre kirliliği oldukça fazladır. Ayrıca bu durumda oluşan atıkları yok etmek veya geri kazanmak plansız bir şehri kurmaktan daha pahalıya mal olacaktır.Dolayısıyla karşımıza çıkan birçok olumsuzluğun sebebi plansız yapılaşmadır. 
    Plansız kentleşme ile tarım arazileri de kullanılamaz  hale gelmektedir. Sırf yatırım olsun diye,sanayi gelişsin diye en değerli tarım arazileri sanayicilerin yatırım bölgelerine dönüştürülüyor.
   Son yıllarda Gümüşhane'dede yapı kooperatifçiliği konusunda büyük adımlar atıldı. Konut sayısı arttı ve artmaya da devam ediyor. Bu güzel bir gelişme ama şehir merkezinde yeşile az rastlanan bir yerde kalan yeşil alanlarında yok edilmesi kalkınmanın bir şartı olarak görülemez. Harşit çayının tam kenarında yapılan her bahar mevsiminde su taşkınlarına uğrayan bir yerin planlı büyüdüğünü söyleyemeyiz. Ankara'nın merkezinde bir ağacın dahi kesilmemesi için kavşak projesinde değişiklik yapılırken biz hiç göz kırpmadan geçmişten bize miras olan güzelim bahçeleri yok edebiliyor,onlarca ağacı kesiyoruz.
   Çarpık kentleşmenin zararlarını göğüsleyen bir diğer yer ise HARŞİT. Birçok projenin hazırlandığı,temizlenmesi için çalışmaların yapıldığı yer olarak hem bizlerin hem de gurbetteki Gümüşhanelilerin zihinlerinde yer etmiştir. Onca yapılan çalışmaya rağmen hala balık ölümlerinin yaşanmasına sebep olacak kadar  kirli akıyor. Bizler ise her zamanki gibi yine olanları uzaktan seyrediyoruz. Zaten kirletenlerde bizler değil miyiz? Umarım yapılanlar bundan sonra etkisini gösterir ve böyle haberlerle bir daha karşılaşmayız.