Nerede kaldı dubleks (iki katlı) yollar sorusunu sormayacağım. Eğer ben her gün ölümle burun buruna geliyorsan dubleks yol benim neyime. Köyleri boşaltan, insanları yerinden yurdundan eden bu AK Parti iktidarına hangi soruyu soralım ki? Enflasyonu düşürdük diye övünen hükümet nedense benzinin 3 YTL yi geçtiğini hiç söylemiyor. DİE eşek semerini bile enflasyonun hesaplamasında dikkate alıyormuş. Ne hallere kaldık. Kavunu, karpuzu, domatesi, salatalığı hesaba katan yok. Bir türkü vardır bunu AKP’liler çok iyi bilirler “Yol göründü gurbet ile giderim”
       “Seksen Günde Devrialem” ini tamamlayan Sayın Başbakan, şimdi de “Boşaltın Kandil Dağını, sınır ötesi harekat yapacağım” Güldürme Sayın Başbakan. Bizim Türklük onurumuzu on bir askerimizin başına çuval geçirildiği zaman zedeledin.
       Tarih 20 Temmuz 1974. Başbakan Ecevit. Başbakan Yardımcısı Erbakan. Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs’a çıkarma yapıyor. Dünyanın haberi yok. Kardak Kayalıklarına üç beş çapulcu Yunan bayrağı dikiyor. Başbakan  Çiller. “O bayrak ya inecek, ya inecek” diyor. Korkak Yunanlılar ne olduğunu anlamadan bayrağı indiriyorlar.
      Bir günde 15 güzide evladımız şehit oluyor. Erinden binbaşısına kadar. Başbakan hiç birinin cenazesinde yok.
      Nereden nereye?
      Satmadık bir şey bırakmayan Erdoğan Hükümeti şimdi de mülk satmaya başladı. Silahla bu güzelim vatanı alamayanlar para ile alıyorlar.
      Konuyu biraz dağıttım galiba. Siyasetçi değilim. Siyaset yapmayı da sevmem. Hiçbir siyasetçi ile de bir sorunum yok. A da olsa B de.
      Asıl sorunum ne biliyor musunuz? Gümüşhane-Torul arasındaki 20 kilometrelik karayolu. Özal Hükümeti döneminde ekonomik sıkıntıya rağmen yapılan karayolu şimdi cehennem yoluna döndü.
      Bir bakıma Gümüşhaneli olduğunu söyleyen, Gümüşhane’nin kurutunu, çökeleğini çok seven Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Özak’a çok değil azıcık seslenmek istiyorum.
      Güneşte yanmasın diye güneşliği benden. Sabah, öğle ve akşam yemekleri de benden. Sayın Bakanla sabahtan akşama kadar yeni yapılan servis yolunda bekleyeceğiz. Çay demleyip içeceğiz yanında Gümüşhane kurutu ile. Yoldan geçen sürücülerin yaşadıklarını birlikte izleyeceğiz. O insanların, o sürücülerin neler çektiğine bizzat tanık olmalarını istiyorum. Etme Sayın Özak, yazık bu insanlara. Yazık bu araçlara. Milli servet heba oluyor.
      Ya kışın ne olacak Sayın Bakan biliyor musunuz? Allah korusun Harşit Çayı’ndan ceset toplamakla geçecek görevlilerin mesaisi. O zaman nasıl kalkacaksınız bu sorumluluğun altından?
      Şu anda havalar güzel. Üşümezsiniz. Ben söylediklerimi yapacağım. Ama siz de gördükleriniz karşısında yapılacak olanı bir an önce yapacaksınız. Yıllardır yazdık çizdik karanlık tünelleri aydınlatın diye. Umudum yok ama umutlanmak istiyorum. Karanlık tünellerin aydınlatılması için parmağını oynatmayan Sayın Özak’ın cehennem yolunu cennete çevirecek mi acaba? Ummak istiyorum. Ne dersiniz Sayın Bakan?
      Beni her an aradığınızda bulursunuz. Uzakta değil, Trabzon’a bir saat, Gümüşhane’ye yirmi dakika uzaklıktayım.
      Bekliyorum Sayın Bakan. Hem bir gün beraber oluruz, hem de şu servis yolunu birlikte gözlemleriz.
      Saygılar.