Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Günümüz yazarlarından olan Cemil MERİÇ, 12.12.1916 da Reyhanlı’da doğdu. 13.6.1987 de İstanbul’da öldü. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yabancı Diller Okulunda okudu. Fransızca öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesinde Fransızca dersleri verdi. Makale ve araştırmalarıyla tanındı. Balzac, Victor Hugo, vb. çevrileri yanısıra inceleme kitaplarıyla tanındı. Hint Edebiyatı, Saint-Simon, bu ülke, Umrandan Uygarlığa, Bir Dünyanın Eşiğinden (Hint Edebiyatı ve Hint ve batı başlıklı bölümleriyle birlikte Denemelerini Mağaradakiler, Bu Ülke adlı kitaplarda topladı. Kırk Ambar, Bir Fincanın Hikayesi, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana adlı iki incelemesi yayımlandı. Ölümünden sonra günlükleri iki cilt halinde Jurnal adıyla basıldı. Daha sonra gözlerinin ikisini de kaybettiği dönemlerde kızına not ettirdiği Sosyoloji Notları ve konferanslar izledi. Yazılarından dolayı bir çok ödül aldı. Şimdi onun bazı edebi konularda dostlarının sorduğu sorulara karşılık verdiği cevapları okuyalım. Şiirin, hikayenin, romanın temel unsuru olan dil hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Cemil Meriç : “Argo, kanundan kaçanların dili, uydurma dil, tarihten kaçanların dili... Argo, korkunun ördüğü duvar; uydurma dil, şuursuz-luğun. Biri günahları gözleyen peçe, öteki irfanı bağlayan kement... Argo, yaralı bir vicdanın sesi, uydurma dil, hafızasını kaybeden bir neslin. Argo, her ülkenin uydurma dili ülkesizlerin!” Yavuz Bülent Bakiler: Nazım ve nesir hakkındaki görüşleriniz ne-lerdir? Cemil Meriç: “...Nazım, imkanlarını araştıran düşünce, hatalarını bağışlamak için, musikinin yardımına muhtaç. Musikinin, yani veznin ve kafiyenin. Nazım, ifadenin çokluğu: Sevimli ve serkeş. Nesir, bütün bunları kucaklayan bir orkestra girift ve kamil. Kur’an mensurdur. Yedi Aşkı şairlerini secdeye kapandıran bir nesir!” Y. Bülent Bakiler: -Bir kısım Türk aydınını garip duruma düşüren sebepler nelerdir? Cemil Meriç: -”...İzm’ler İzm’ler... İdrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşele-rinden geliyor. hepsi de Avrupalı!... Y. Bülent Bakiler: -Biz, batılılaşmak uğruna, sonu izm’le biten ve bize hep Avrupadan sokulan bir takım görüşler uğruna birbirimize düşman haline gelirken Avrupa’nın bize bakış tarzı nedir? Cemil Meriç: “Bütün Kur’anları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupa’nın Avrupalının gözünde Osmanlıyız. Osmanlı, yani islam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın! Avrupa, maddeciliğine rağmen Hıristiyandır. Sağcısıyla, solcusuyla Hıristiyan. Hıristiyan için tek düşman biziz. haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet.” “Zavallı Türk aydını... Batılı dostlar alınmasın diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev papağanlaşır.” Sorular uzayıp gidiyor. AB. ye girmek için her gün kanunlarımızı AB. ye uygun hale getirmek için değiştirdiğimiz, kapılarına gidip “Ne olur bizi de alın, her şartınızı yerine getireceğiz!” diye yalvardığımız AB., malesef kendi içinde yaptığı referandumlarla da anayasasını beyenmiyor. “Hayır” diyor. Bizleri boş vaadlerle, takvimlerle kandırıyorlar. Malesef biz kendi değerlerimizi bilmiyor, onları ayaklar altına alıyoruz. Cemil Meriç’in tespiti ne kadar doğru. Tabii anlayanlara... Cemil Meriç’e Allah’tan rahmet diliyor, okurlarıma da sevgi ve selamlarını yolluyorum.
.jpg)
Ölümünün 18. Yılında CEMİL MERİÇ
