Son mesaj - Gönderen: Recep Ergin - Salı, 01 Kasım 2011 23:40
Sitemizin yeni hali www.gumushane.gen.tr/v2 adresinde test edilmektedir. Lütfen belirli aralıklarla ziyaret ederek, yaşadığınız aksaklıkları ve önerilerinizi admin@gumushane.gen.tr adresinden veya buradaki formdan bize bildirin.
Köşe Yazıları Bölgesi

Köşe Yazıları->Banu ATASU->GENÇLER GELECEKTEN NE BEKLİYOR ? [ Arama ]

GENÇLER GELECEKTEN NE BEKLİYOR ?
Başlık GENÇLER GELECEKTEN NE BEKLİYOR ?
Açıklama 06 Haziran 2007 tarihli Demokrat Gümüşhane Gazetesindeki yazısı
Siteye Ekleyen AdamGibi
        Eğitim hayatımız nede hızlı gelişiyor aslında.İlkokul,lise ve birkaç saate sığdırarak geçirdiğimiz ÖSS sınavı.Yıllarca dershanelere para akıtmalar,özel dersler almalar,gecelerboyu test çözmeler…ve sonra üniversiteye o küçücük yüzdelik dilimin içine girme şansı yakalamak ne büyük mutluluktur bizler için.

        Yeni hayallerle,heyecanlarla,korkularla ve geleceğe dair  tarifi imkansız endişelerle dolu yıllar.Her üniversite öğrencisinin son yıllarında yaşadığı kabuslardan biridir iş arama süreci. Oysa bu döneme kadar toz pembe hayallerimiz,planlarımız,gelecekten nede çok beklentimiz vardır. Eğitimini aldığımız mesleği uygulayabilmektir hepimizin hayali.Her geçen gün büyüyen işsizler ordusu var ülkemizde.Peki suç kimde?

        Aslında hükümetlerin her üniversite mezununa iş bulmak gibi bir görevi yok.Ancak ekonomik politikaların oluşturulmasında işsizliğin azaltılması için çaba gösterilebilir.Unutmamalıyız ki üniversite hiçbirimizin hayatını biranda değiştirmiyor. Bu birazda bizim kendimizi ne kadar geliştirdiğimize bağlıdır.

        Üniversite yıllarında gençler farklı işlerde çalışmak istemiyor. Çünkü çoğu, niteliksiz işlerde çalışmayı onur kırıcı bir şey olarak görüyor ve çalışmak için mezuniyet sonrasını bekliyor. Fakat üniversite bitince sorunlar bitmiyor sadece işsiz gençler kervanına katılıyoruz.Değil işe girmek işsizliğin git gide arttığı bu ülkede geleceğe dair hayal kurmak,planlar yapmakta pek gerçekçi görünmüyor artık. Çevremiz, hayatını iş aramakla geçiren, yada cesareti kalmadığı için tamamen iş aramaktan vazgeçen, ister istemez kendiyle ve yoksulluğuyla yüzleşmek zorunda bırakılan ,en kötüsü de kendi olmaktan bile vazgeçmiş insanlarla dolu …

        Her yıl lise mezunlarının üniversite kapısına yönlendirilmesi, gerçekleşmediği takdirde karamsar bir tablo oluşması zaten gençleri alternatifsiz bir yola sürüklüyor. Başka hedefi ve planı olmayan becerilerini başka nerde değerlendirebilirim diyemeyen bir gençlik yetiştiriyoruz. Müziğe kabiliyeti olan küçük yaşlardan itibaren bu alanda kendini yetiştirmeli, hesaptan anlamayan mühendis olmak için kendini zorlamamalı.

        Gençler umutsuz.

        Yarınlarımızın umudu gençler, öyle görülüyor ki yarınlarından umutlarını kesmişler. Sadece kendi yarınlarından değil üstelik. Ülkenin geleceğinden ve dünya barışından da ümitsizler. "Türkiye'nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?" sorusuna gençlerin yüzde 34.6'sı "bugüne göre değişmez", yüzde 31.1'i "bugünden daha kötü" olacak şeklinde cevap verirken sadece yüzde 34.3'ü "bugünden daha iyi" olacağı kanısında. Çıkan tabloya göre erkek öğrenciler, kız öğrencilere göre daha umutlular. Geleceğin daha iyi olacağı inancı erkeklerde yüzde 44.1 iken, kızlarda yüzde 26'da kalıyor. Ayrıca öğrencilerin yaklaşık dörtte biri geri dönmemek üzere yurt dışına gitmeyi istiyor.

        İşsizlik, tüm devletlerin çözmekle yükümlü olduğu bir sorun gibi duruyor. Ama işşizliğimize daha çabuk bir çözüm arıyorsak küçük, büyük demeden bir ucundan çalışmaya başlamak gerekiyor. Fırsatlar kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Hiçbir şey yapmamak herhangi bir fırsat doğurmuyor doğal olarak. Doğurmasını beklemekte pek mantıklı gözükmüyor doğal olarak.

        Günümüz dünyasında bir türlü çözüme kavuşturulamayan istihdam problemi tüm dünya ülkelerinde  giderek büyüyor ve önüne geçilemeyen bir hal alıyor. 2000 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen Lizbon Stratejisi, AB'yi “2010 yılına kadar daha fazla ve daha iyi koşullarda istihdam ve daha fazla sosyal bütünleşme ile çevreye saygılı sürdürülebilir ekonomik büyümeyi başararak, dünyada en dinamik ve rekabetçi bilgiye dayalı ekonomisi” yapmayı hedeflemekteydi. Ancak  bugün gelinen noktaya bakıldığında 2006 yıl sonu verilerine göre AB'de istihdam oranı yüzde 60 civarında. Danimarka'da bu oran yüzde 76,6, Hollanda'da ise yüzde 74,4. Bu ülkeler Lizbon stratejisindeki hedefi aşmış durumdalar. Buna karşın istihdam oranı Avusturya'da yüzde 69, İspanya'da yüzde 66, Almanya'da yüzde 65,8, Fransa'da yüzde 63,5, Belçika'da yüzde 61,4, Yunanistan'da yüzde 60,7, Slovakya'da yüzde 58,9 ve Polonya'da yüzde 54. Bu rakamlara bakıldığında, bazı üye ülkelerin AB ortalamasını geçtiği ve Lizbon stratejisindeki hedeflere yakın olduğu görülüyor.

        Türkiye'de işsizlik

        Türkiye'de son açıklanan işsizlik oranının geçen yılın aynı dönemine göre gerilediği görülüyor. 2005 yılının Ekim ayında işsizlik oranı yüzde 10,1 iken 2006 yılının Ekim ayında oran yüzde 9,3 olarak tespit edildi. 2006 yılı Ekim ayında istihdam edilenlerin sayısı, 2005 yılının aynı dönemine göre 608 bin kişi artarak 22 milyon 805 bin kişiye ulaştı. Bu dönemde, tarım sektöründe çalışanların sayısı 104 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışanların sayısı 712 bin kişi arttı. Bu veriler ışığında resmi rakamlara göre Türkiye'de yaklaşık 2,5 milyon işsiz var ve bu işsizlerin çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. Bunun en büyük sebebi kadınların iş aramıyor olmaları. Buna ek olarak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir hayli yüksek olan genç işsizlerin oranı ise yüzde 18,8 dir.

        Artık yüksek öğrenim görmenin işsizliği engellemediği günümüzde üniversite mezunları eğitimlerinin dışındaki alanlarda çalışıyorlar. Bu da çalışan insanların mutsuz ve verimsiz olmalarının en önemli nedenleri arasında. Ekonomideki rakamsal büyümenin yeni istihdam alanları anlamına gelmediği ve tek başına işsizliğe çözüm olmadığı bilinen gerçekler arasında. Öncelikle kırsal kesimlerden büyük şehirlere göçün önlenmesi ve istihdam alanlarının genişletilmesi gerekiyor ki işsizliğin önüne geçilebilsin. Bu doğrultuda büyük şehirler dışında bazı bölgelerin de cazibe merkezi olmasını sağlamak büyük şehirlere vize uygulaması gibi bir çözüme gitmekten daha mantıklı görünmüyor mu?
Oyu Puanı: 41 - Ortalama: 4.56

Yorum Gönder Değerlendir Yazdır
Yorumlar
sevme_29
10 Haz 2007
bu güzel yazı için teşekkür eder toplumun emeğe saygı duymasını taktir edrim ya okumuyoruz yada bılmıyoruz neyse şu yazıalra 1 verıyolar yazıklar olsun.
gümüşhaneli
07 Haz 2007
bu güzel paylaşımınız icin teşekkür eder gercekten bende okumus bir kişi olarak işsiz durumdayım.

Bilgiler
Burda 2491 Köşe Yazısı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: TARİMİZDEKİ KAHRAMAN KADINLAR...
Enfazla Değerlendirilen: TEKNOLOJİ VE İNSAN

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 13 (0 Kayıtlı Üye 13 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler: 0


 


MKPortal M1.1.1 ©2003-2006 mkportal.it
Bu safya 1.35165 saniyede 15 sorguyla oluşturuldu