Gerek evliliğin verdiği bir telaş, gerekse işyerimizin taşınmasının getirdiği telaş ve yoğunluktan uzun bir zamandır bu köşeyi işgal edemez durumdaydım. Bu arada ülkemizin en önemli eylemlerinden biri olan seçim gerçekleşti. 22 Temmuz seçimleri geride kaldı ve yeni milletvekillerimiz göreve geldi. Ayrıca yazımı kaleme almadan birkaç gün önce ilimiz Şiran ilçesinde, resmi olmamakla beraber 4 askerimizin yaralandığına dair bir haber aldım.

            Şimdi yukarıda çizdiğim tablo bana bir yorumu hatırlatıyor. İlimizde bir askerimizi şehit vermiş ve bir askerimizi de yaralı olarak hastaneye kaldırmıştık. Henüz 22 Temmuz seçimlerine çok uzun bir zaman vardı ve bir haber sitesinden olayla ilgili birlgi almaya çalışıyordum. Bir yurttaşımızın şehit haberimizin altına yazdığı yorum kafama takıldı. “Bu terör olayları AK parti üzerine diğer partilerin oynadığı oyundur, 22 Temmuzda iktidara geldiğimizde hepsi duracak” şeklinde bir yorum yapmıştı bu yurttaşımız. Elbette ki bu yorumun arkasında AK parti camiasının önde gelen isimlerinden kimse yoktu. Bu yurttaşımızın bilinçsizce bu yorumu yaptığı kesin. Ancak benim merak ettiğim şu. Bu gün AK parti öncekinden daha fazla oy alarak iktidar olmuşken, biz yine şehit veriyoruz. Bu yorumu yapan kardeş nerelerde. Allah rızası için bana bir açıklama yapsın. Hangi seçime kadar şehit vereceğiz? Ya bırakalım siyaseti, emperyalizmi, sosyalizmi ve faşizmi. Biz akan kana bakalım. Ha AKP, ha MHP ha CHP ne fark eder. Biri bu akan kanı durdursun da, hangisi durdurursa durdursun. Biz onlarında elini öpelim. Vatan evlatlarını şehit olmaktan kurtardınız, Allah razı olsun diyelim. Bunca boş beleş yoruma ne hacet.

            Belki bu dönemde yapılması gerekenlerin en sonunda geliyor ancak yapmadan geçemeyeceğim bir yorum sürekli içimi kurcalıyor. Bir kesim TERÖR askeri sorun değil diyor, bir kesim siyasi sorun olmaktan çıktı diyor. Biri gelin mecliste siyaset yapın diyor, biri bırakın silahları eve dönün diyor. Bir taraf terör bahanesi ile kendi deniz aşırı ülkelere savaş açıyor, biri kapısının önünü süpüremiyor. Bunlar size ne hatırlatıyor ve neyi düşündürüyor.

            Yukarıdaki paragrafın net yorumu; biz yavaş yavaş Irak gibi parçalanmaya ve iç savaşa gidiyoruz. Neden mi? Kürt-Türk sorunları ile bizi bölüp parçalıyorlar. Yıllarca sağlık hizmetlerine harcadığı parayı geri alamayan memur devletini mi savunsun kendini mi? Bizi sağ sol olayları ile kandırıyorlar, üniversitelerde gençlerimiz adını bile bilmedikleri davalar uğruna birbirini yiyor. Geleceği için umut ışığı göremeyen genç hangi tarafta yer alsın. ABD ve İsrail her ülkeye savaş açıyor, biz adını kapitalizm koyuyoruz. Apaçık Amerikan faşizmini görmüyoruz, ondan sonra gerçeğin ne olduğunu araştırıyoruz.

            Yapılacak yorum, söylenecek söz, araştırılacak gerçek için harcanan zaman, sona bir adım daha yaklaşmaktan başka bir şey olmayacaktır. bu nedenle bırakalım kendimizi yemeyi ve tek yürek, tek yumruk olup ülkemizi bölmeye çalışanların karşına dikilelim. Gelin biz ilimiz için bir şeyler yapmakla başlayalım işe. Üniversitesi olmayan 9 ilden biri olan Gümüşhane’ye bir üniversite isteyelim. Sokaklarda işsiz güçsüz gezen gençlerimiz için iş isteyelim. Yarınlarımız için mücadele edelim. Boş beleş yorumlar yapan, vatan millet ve şehit kavramlarını bilmeyenlerin yorumları ile sinirlerimizi bozmayalım. Ondan sonrası kendiliğinden gelecektir. Saygılarımı sunuyorum, Esen Kalın     

Kadir ÇETİN

GÜKSAD Başkanı