Yazdırdığınız Makale: BİR İNSANIN PARAYLA İLİŞKİSİ.


BİR İNSANIN PARAYLA İLİŞKİSİ

 
        Geçen günkü bir yazısında Sevgili Hasan Pir, aklımıza ilk düşünce tohumunu attı ve o günden bu yana da kıvranıyorum bu yazıyı yazmak için!

        Sevgili Ağabey, Hasan Basri İmece\'den bir alıntı yaparak, çok manidar bir şiiri paylaşmış bizlerle:

        "Yolun bizim kazaya uğrarsa
        Selam söyle soranlara
        Sormazlarsa
        Zengin olduğumu dersin
        O zaman anamı da
        Sorarlar, babamı da!"

        Bundan senelerce evvel, bir dosttan (!) sıkıştığım için bir miktar para borç istemiş ve almıştım.Öyle ya dostun dosta böyle zamanlarda ihtiyacı olmaz mı? Dost, insanın arkasında yüksek dağlar gibidir. Gerektiğinde dayanırsın, hissedersin ve mutlu olursun!

        Dostumuzdan parayı aldım ve ihtiyacımı def ettim. Dostumuz da öyle gel geç dostlardan değildi. Beş vakit namazında niyazında, hakkaniyet ölçülerinde, izan ve vicdan sahibi bir dosttu. On gün kadar sonra dostumuza olan borcumu takdim etmeye gittim. Teşekkür edip borcumu takdim ettikten sonra çıkarken arkamdan seslendi:

        -Borcunun birde faizi var.

        Sen benim dostumdun, ama tefeci bir dostum olduğunu bilmiyordum, dedim, borcumun faizini de ödedikten sonra bir dosttan vurgun yemiş yaralı bir ruh haliyle ayrıldım.

        O gün bugündür, insanları hep parayla sınarım. Ve hatta belki inanmazsınız, sırf dost dediğimiz insanların para ile olan ilişkilerini test etmek için mahsus borç para  aldığım zamanlar bile olur.

        Dilinde, Allah, Muhammet, Kur\'an kelimelerini sık sık telaffuz eder insanların faizcilik yaparak, tefecilik yaparak bütün kutsal değerlere ihanet etmeleri ne kadar feci  bir durumdur anlatamam.

        Bir müslümanın eylemiyle inancı arasında içiyle dışı arasında belirgin bir farklılığın olmasını asla kabullenemiyorum. (Galiba biz şairler parayı pek değil hiç sevmeyiz! Çok zengin gerçek bir şair gösterin bana lütfen! Hepsinin hayatında paraya asla meyletmeyen, perişan ama onurlu bir duruş vardır!) Onun için bir muhasebecilerden korkarım, bir de psikologlardan.

        Bir müslümanın her şeyi para ölçüsünde değerlendirmesi olağan mıdır?

        Parayla ölçülebilen iktisadi olay ve işlemlerin insan değerler sisteminde kalbe ortak bir ölçü olarak para birimiyle yansıtılması nasıl bir iğrenç mantıktır?

        Hz. Muhammed ne güzel söylemiş: Bir adamın namazı, niyazı sizi aldatmasın. O adamın para ile olan ilişkisine bakın; kadrolarına bakın...

        Gözlerinizi lütfen açın da bakın, neler neler göreceksiniz.

        Lütfen bir bakın!