Yazdırdığınız Makale: BİLGİSİZLİK, YAZAMADIĞIMIZ HAFTALAR İÇİN.


BİLGİSİZLİK, YAZAMADIĞIMIZ HAFTALAR İÇİN

 
    Geçtiğimiz iki hafta da yazı yazamadık. Okuyucularımızdan haklı olarak tepki aldık. Bayram tatili, özel durumlar v.s. İki haftalık süreçte ayrı düştüğümüzün burukluğunu hissettirdi bize.

    Bu arada kaydetmede yarar var. Bayram nedeniyle dokuz günlük tatil boyunca tatil yapanlar gibi bizde hasret giderme de epeyce nasiplendik. Kentte yaşayıp uzun süre görüşemediklerimiz, uzaktan gelen dostlar, önceki ve şimdiki Milletvekillerimiz, isimlerini saysak sayfalara sığmayacak nice dostlarla hasret giderdik. Çok da iyi oldu.

    Ve yazmaya nerden başlayayım derken çok şeyden bahsetmek gibi bir düşünceye takılıp kalıyor insan. O zaman da işin işinden çıkmak kolay olmuyor. Kafamda yoğunlaşan düşünce bana şunları hatırlattı:

    Ey arkadaş! Yazacaksın ama ne ölçüde bilgi sahibisin. Öyle ya çağımız bilgi çağı. Biz ya da bizler bu çağın neresindeyiz. Etrafımızda gerçekleşen olaylar, ve kişi tavırlarını bir değerlendirmeğe tabi tutmak için bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bu bağlamda görevimizi yaparken bazen geçmişte öğrendiklerimizi, bazen yaşadığımız deneyimlerimizi, bazen de araştırma sonucu elde ettiğimiz bilgileri kaynak olarak kullanıyoruz. Bilgi ve bilimin insanın önünü aydınlattığını, bilgisizliğin hiç bir işe yaramadığını üstelik tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu ve bilge olmayan bir kafa ile hiç bir yere varılamayacağını da biliyoruz.

    Şöyle ki:

    Bilgisizlik insanı yanlışlığa düşüren çoğu zaman doğru bilindiği gibi görünen ezbere sürdürülen ön yargılardır. Tıpkı ezber yargısı gibi. Yani herhangi bir çaba sarf edilmeden elde edilen birikim. Bu sebeptendir ki çoğu sohbetlerimizde kimilerini “Ezbere konuşma” diye uyardıklarımızda kuşkusuz olmuştur.

    Karşımıza çıkan ve moralimizi bozan olayları, örneğin bölücü örgütle mücadele yönteminin temelinde acaba bilgisizlik yatıyor mu diye  kahroluyorum. Ve 24 yıldır beklentimizin kesin bir sonuca ulaşmadığı gerçeğini hatırladıkça da bir  kaç kere daha kahroluyorum.

    Bir başka husus Zafer Meydanı Otopark yapımında hazineye ait kısım ile dükkan yerlerinin işbirliği sonucu şehrimize altyapı olarak kazandırılmamasının özünde de acaba bilgisizlik mi yatıyor diye kendi kendime soruyorum. Ve ilgililere de şunu hatırlatıyorum: Bu halinizle sizler becerikli bilgisiz olmak istemez misiniz?