Yazdırdığınız Makale: ENERJİDE 2008 BİLANÇOSU.


ENERJİDE 2008 BİLANÇOSU

 
        2008 yılında enerji alanında ilk akla gelen zamlar olmuştur. Kamunun yatırım yapmadığı enerji alanında adeta özel sektör lisans enflasyonu yaşanmış olup, bu lisansların çok az bir kısmı yatırıma dönüşmüştür.  

     TEİAŞ' ın hazırladığı 2008-2017 üretim prodüksiyonu çalışmasına göre; küresel kriz olmasa bile Türkiye'nin enerji krizi nedeniyle sanayi başta olmak üzere ekonominin çarklarının çevrilemeyeceğini göstermektedir. Ülkemizin  yıllık enerji talep artışını yüzde 6,6 olarak (en düşük oran) dikkate aldığımızda mevcut santralların 2010 yılından itibaren enerji talebini karşılayamayacağı görülmektedir. Halen inşa halinde olan santrallar  devreye alınacak olsa bile ve lisans almış olan projelerin de hayata geçirilmesi varsayımıyla en geç 2013 yılında enerji açığının meydana geleceği öngörülmektedir.

    Türkiye'deki enerji yatırımlarının noksanlığı enerji kaynaklarının yokluğundan kaynaklanmamaktadır. Kamunun bu sahadan çekilmesinin bir devlet politikası olarak kabul edilmesi neticesinde özel sektör yatırımlarının yetersizliğinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizin ciddi düzeyde kömür, hidrolik, rüzgar ve güneş enerji potansiyeli mevcuttur.

    2008 yılı içerinde özel sektör yatırımlarının çoğunlukla küçük dereler üzerine yönelik     hidroelektrik santrallar (HES'ler) üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. Bu yatırımlar ülke enerji ihtiyacını gidermeye yönelik olmayıp, tamamen alım garantili enerjiyi kısa sürede ve en az maliyetle üreterek yüksek karlılık esas alınmıştır. Bu manada 2008 yılında HES lisanslarında bir  furya dönemi yaşanmış olup, gazetelerde bile lisans devri ilanlarına rastlanmıştır.  

    Yerli ve yenilenebilir  enerji kaynaklarımız atıl halde beklerken 2008 yılında da doğalgaz ve ithal kömüre dayalı enerji üretimi artış göstermiştir. Elektrik üretiminde yüzde 45' ler düzeyinde olan dışa bağımlılığımız daha da artmıştır. 29 Temmuz 2008 tarihinde elektrik piyasası kanununda yapılan değişiklikle özel sektörün enerji alanında yapacağı yatırımlarda kamunun bazı imkanlarının da  kullanılabileceği özel ihale modelleri oluşturulmuştur. Ayrıca elektrik dağıtım özelleştirmelerine devam edilmiştir.

    Kamunun yatırım yapmaması,elektrik enerjisinin sahasının özel sektörün insiyatifine bırakılması sonucunda özel sektörden gelen üretim tehditleri etkili olmuştur.Dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliği adı altında bir borsa mekanizması oluşturulmuş olup üretilen elektriğin %15 civarında bir bölümünü karşılayan sistem fiyat belirlemede etkili olmuştur.Sistem dengesizlik fiyatı (SDF) denilen gündüz, puant ve gece olmak üzere şirketlerin verdiği en yüksek fiyatlar sistem marjinal fiyatı ağırlıklı ortalaması dikkate alınarak belirlenen elektrik fiyatları 2008 yılında rekor kırmıştır. Öyle ki Ağustos 2008 döneminde puant dönemi 181,6 YTL ile tepe noktaya ulaşmıştır. Bu ortamda elektrik satın alan kamu kurumları ciddi bir açmaz içerisine girmişlerdir.Elektrik zamlarını vatandaşa yansıtmamak için direnen kamu yönetimi 1 Temmuz 2008'den itibaren otomatik fiyatlandırma döneminin başlamasına onay vermiştir. 2008 yılında 1 Ocak, 1 Temmuz ,1 Ekim tarihlerinde yapılan zamlar neticesinde vatandaşın konutlarında kullanılan elektriğe 2008 yılında toplam %56,13 oranında zam yapılmıştır.

    2009 yılına girerken elektrik fiyatlarında ucuzluk beklentisi ise boşa çıkmıştır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)'  nun  dağıtım , iletim , parekende  hizmet satış bedellerinde artışa gitmesi nedeni ile tüketiciler %1,1 oranında zamla karşı karşıya kalmışlardır. Kümülatif olarak tüketicilere akseden yük dikkate alındığında 31 Aralık 2007 tarihinde 1 kilovat saat elektrik için her şey dahil 15,810 YKR  ödeme yapan vatandaş 1 Ocak 2009 tarihinde 24,958 YKR ödeme durumunda kalacaktır.

    Ülkemizin artan enerji talebinin karşılanabilmesi için kamunun bir an önce yatırımlara başlaması, yerli kaynaklar harekete geçirilerek dışa bağımlılığımız sona erdirilmelidir.

    SAYGILARIMLA….