Yazdırdığınız Makale: ZEKAT VE ZEKAT'IN ÖNEMİ.


ZEKAT VE ZEKAT'IN ÖNEMİ

 

     Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber’in sünnetinde zekat daima namazla zikredilmiştir. Bu husus namazla zekat arasındaki kuvvetli bağlılığa, kişinin müslümanlığının ancak bu ikisini eda etmekle olgunluk derecesine ereceğine bir delildir. Namaz bedeni, zekat ise mali bir ibadettir. İkisine hakim olan ruh Allah’a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için çalışmalıdır.
     Kur’an zekat vermeyi müminlerin, muhsinlerin, iyi ve müttaki kulların vasıflarından saymıştır. O halde müminler, muhsinler ve muttakiler zümresinde yerini almak isteyen bir zengin, zekatını verecek namazınıda kılacaktır. Zira Cenab-ı Allah kurtuluşa erecek müminlerin bir özelliğininde zekatlarını vermeleri veya zengin olupda zekat verebilmek için çalışmaları olduğunu haber vermektedir. (El-Mü’minun 23/1-4) Yine bir hadiste her insanın bir sadaka vermesi bir ödev olarak belirtilmiş ve bu uğurda çalışması teşvik edilmiştir. (Buhari, “Zekat” 30)
     Kur’an-ı Kerim’de zekatın mana ve öneminden bahseden birçok ayet vardır.
     “Hidayet ve müjde namaz kılan, zekat veren müminler içindir.” (Lokman 31/3-4)
     “Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyi olmak demek değildir. Asıl iyi olan, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygemberlere inanan, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve kölelere sevdiğiniz maldan harcayan, namaz kılan ve zekat verenlerdir.” (El- Bakara 2/177)
 Zekat vermeyen bir zengin Allah’ın geniş rahmetine, Allah ve Resul’unun dostluğuna da hak kazanamaz. Zira Allah Teala şöyle buyurur: “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Ben onu, sakınan, zekat veren ve ayetlerime iman edenlere has olmak üzere tesbit edeceğim.” (El-A’raf 7/156)
     “Sizin dostunuz ancak Allah, O’nun elçisi ve boyun bükerek namaz kılan, zekatı veren müminlerdir.” (El- Maide 5-55)
     Bütün bu ayetler zekatın ne büyük önem taşıdığının açık delilleridir.
     Zekat servet biriktirip onu atıl hale getirmenin  amansız düşmanıdır.
     Biriken  servet, zekatın sayesinde temizlenir. Şayet malları, mülkleri paraları, altınları, gümüşleri olup da fakirlere kırk da birini vermeyenlere Allahü Teala çok büyük azap çekeceklerini şu ayetle açıklıyor:
     “Altını ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanlar için acıklı bir azap müjdele. O gün ( bu altın ve gümüşler) cehennem ateşiyle kızdırılıp bunlarla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanacak ve (o esnada) işte nefisleriniz için toplayıp sakladıklarınız; artık saklayıp istifçilik ettiğiniz bu nesnelerin acısını haydi tadın! (denilecek)” (et-Tevbe 9/34-35)
     Ahirette azap çekmemek için zekatımızı doğru hesap edip bayram gününden önce  fitrelerimiz ile birlikte muhtaçlara, yetimlere, öksüzlere, yolda kalmışlara, öğrencilere, yoksullara vermeliyiz. Vereceğimiz fitrelerde sağlığımızın sadakasıdır. Vereceğimiz paralarla onları sevindirelim, bayrama daha huzurlu ve gönlümüz ferah girelim.
    Kaynak : (İlmihal- 1 Türkiye Diyanet Vakfı s. 424)