Yazdırdığınız Makale: AÇILIMLA AÇILDIKÇA HATIRLAMAK LAZIM.


AÇILIMLA AÇILDIKÇA HATIRLAMAK LAZIM

 
     Açıldıkça saçıldığımızı düşünen ve her gün bıkmadan usanmadan bu yönde saçma sapan yazılarla insanların akıllarına karıştıranları eleştiriyorum. Biraz mantıksal analiz yapıldığında biraz tarih bilincine sahip olduğunuzda günümüzde neler oluyor fark edebilecekken amansız eleştirilerin, insanları karalamanın, vatan hainliğiyle suçlamanın, ne kadar yanlış olduğunu idrak edebileceğiz aslında!

    Açıldık vatanı sattık, açıldık Azerbaycan’ı sattık, açıldık Kıbrıs elden gitti, açıldık AB’nin kölesi olduk, açıldık Kürt devleti kuruldu, açıldık Filistin’e saldırdılar…Bu saydıklarımın hiçbirine inanmıyorum da, hadi oldu da saydıklarımız cidden bir bir meydana geldi. Peki açılmasaydık bunların olmasına engel olacak mıydık yada daha da cesaretli özeleştiri yaparsak olabilecek miydik? ABD veya AB gelse Azerbaycan’ı işgal etse sesimiz çıkabilecek miydi, Özal “Türkbirliği” için çalışırken suikasta kurban gitmedi mi yada bugüne kadar onca Müslüman toprakları işgal edildiğinde kendimizi geçelim hangi Müslüman ülke bizden başka ses çıkarabildi? Dünyada kabul edilmese de hükümdarlık yapan ülkeler var! Bu ülkelerin izni olmadan Arap ve Müslüman Ülkelerinin sesi dahi çıkamıyor. Kimileri dalga malzemesi olarak kullanıyor ama kim bugüne kadar “One Minute” diyebildi tüm dünyada? Evet sadece Türk Devleti İsrail’e karşı çıkabildi ve çıkıyor…Tatbikatlara almıyoruz mesela…

    Anlatmak istediğim şudur ki; Bizler bazı olayları kendi aklımız ölçüsünde değil duyduklarımız ve okuduklarımız ölçüsünde yargılarız. Bahsedilen olayların içinde olan insanlar kadar ne bilgimiz ne ilgimiz vardır. Bizler ancak onlara güvenir ve Meclise yollarız. Doğru yaptıklarına inanırsak bir daha seçeriz. Üçüncü seçime az kala yine bu doğrultuda insanların kafasını karıştırabilecek süreçlerden geçiyoruz ve gerçekten bu sürecin asıl onayını sandıktan almış olacağız. Bazı medya organları bu açılımları suistimal etmek için elinden gelen suçlama ve ithamlara devam ediyor. Bu milletin bazı şeyleri idrak etmesi engelleniyor, kafasında en ufak bir şüphesi olan vatandaşın tedirginlikleri hat safhaya çıkarılarak düşüncelere itirazı sağlanıyor.

      Biraz geriye gidecek olursak;  bugün açılım diye ilgilendiğimiz tüm topraklar bir zamanlar bize aitti! O dönemler de ülkelere adalet ve özgürlükler getiren Osmanlı Devleti, büyük bir üne ve dünya hükümdarlığı ünvanına sahipti. O dönemler de barış getiren barışı her şeyden üstün tutan, Hakk’a hakikata, ulusal bütünlüğe zarar vermedikçe kimsenin özgürlüğünü işgal etmeyen, düşman ilan edip kin beslemeyen Osmanlı, Dünyaya hükmetti. Gün gelip beraber yaşadığımız insanları bize düşman ettiren, mozaik toplum yapımızı bozan,  içimizde yaşayan farklı milletlerin bir anda bizi arkamızdan vurmasını sağlayan ve en sonunda onların bizden kopmasını başaran bu şer odakları, bu günde insanımıza aynı olguları hissettirmeye, bugün de bizi onlara düşman edip kin beslemeye yöneltmeye çalışıyorlar.

      Yıllarca düşman gibi görüp neredeyse savaş eşiğine geldiğimiz Suriye ile bugün sınır kapılarımız kaldırıldı. Kıbrıs konusunda boynumuz bükük gezerken Rum kesiminin iddiaları AB hariç dikkate alınmamaya başladı. Ermeni Diasporası anlaşma ile birlikte sarsıldı. Herkese kin beslerken bulunduğumuz yerde kendimizi yıllarca güvende hissetmeden yaşamanın son demlerine geldik. Düşünsenize; Orta Asya’nın en kalabalık ülkesi sizsiniz ama işiniz yok 3 milyon nüfuslu Ermenistan’la düşman olacaksınız, Bir İstanbul kadar olan Yunanlılardan korkacaksınız her an bize saldıracak diye! Bulgarından, Iraklısına, Azerisinden, Çinlisine, Avrupalısından Amerikalısına bütün bunlardan korkup içimize kapanıp her an bize saldıracaklar, topraklarımızı alacaklar düşüncesiyle kendi kendimizi yemektense Açılıp saçılıp elimizi her yere uzatalım ki; Onlar yükselen Osmanlı kökenli bu vatan evladından çekinmeye başlasınlar. Büyük Türkiye hissiyatı bize övünç ve güven, düşman diye adlandırdığımız günümüz dostlarına dehşet saçsın! Yoksa böyle kenarda oturup o düşman bu düşman sınırı aldılar, toprağı sattılar, götürdüler, düşünceleriyle bir adım öteye gidemeyeceğiz. Gün; dikkatle bakıpta Bulunduğu bölgede mekik dokuyarak hükümetlerle görüşen, uzlaşan, sınırları kaldırıp sınırları çizen, istediğini koparan ve yıllardır özlediğimiz Türk Devleti olgusunu hissettiren hükümet mensuplarını tebrik etme günüdür. Başta Başbakanımız olmak üzere, Yıldızı parlayan ve tecrübeli bir bürokrat olan Dış işleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ’na teşekkür ediyor, Allah’tan bu insanlara güç,kudret ve iradelerini daim kılmasını diliyorum.