Yazdırdığınız Makale: ATATÜRK'Ü ÖZLEMLE ANDIK.


ATATÜRK'Ü ÖZLEMLE ANDIK

 
Unutmamanın en etkin yolu anmaktır. Bu nedenle dün yani 10 Kasım 2009 günü ölümünün 71.yılında Büyük Atatürk’ümüzü özlemle ve saygıyla bir kez daha andık.

Şüphesiz Atatürk dünyada benzerine az rastlanan bir liderdir. Öyle ki İngiliz başvekili Çörçil’e “O öldükten sonra dünya artık o kadar enteresan değildir” dedirtecek kadar büyük bir liderdir.

Uygarlık yolunda ilerlediğimiz 21.yy’da ileriyi görebilen ve daha ileriye gitmeyi amaçlayan yeni yeni nesiller yetiştirmek Mustafa Kemal gibi düşünebilmenin ilk adımıdır.     İşte böyle düşünen genç bir öğretmenin; Emel Kılıç’ın (Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi Tarih Öğretmeni) törenlerdeki konuşmasından belleklerde kalanlar:

... “Yakın tarihimizin gurur kaynağı bağımsızlık kapısının anahtarı, barışın sembolü ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bundan tam 71 yıl önce ebedi hayata uğurladık. Atatürk’ün, Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Özlü sözüne sadık kalarak işte O’nu 10 Kasım günlerinde ağlayarak değil, bize bıraktığı emanetlere sahip çıkarak şeref ve gurur duyarak anıyoruz.

Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti\'nin en buhranlı ve en zor döneminde hayata gözlerini açtı. Bu yüzden devletin içinde bulunduğu durumu en iyi bilenlerden biriydi. Gönlünde var olan vatan ve millet aşkı Türk Milleti\'ni yattığı gaflet uykusundan uyandırdı. Zaten bizler tarihin hiçbir döneminde hiçbir milletin esareti altına girmemiştik, giremezdik. Ama vatan toprağı emperyalist devletlerin işgaline uğramıştı. Millet olarak ihtiyacımız olan şey vatansever, güçlü komutan, idealist lider Mustafa Kemal\'di ve dedi ki: \'Mazinin kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk milletinin fark etmediğini sanmak hatadır.\' Atamızın önderliğinde verilen bağımsızlık mücadelesi yurdu düşmanlardan temizledi ama dediği gibi asıl savaşımız bundan sonra başlamıştı, hür ve bağımsız ülke idealini gerçekleştirdikten sonra Türkiye\'yi çağdaşlaştırmak için çağdaş medeniyet idealine yönelmişti. Yaptığı yeniliklerle de bunu gerçekleştirmeyi amaçlamıştı.

O, hep milletine güvendi ve buna inandı. Tarihte büyük devletler kuran ve yüksek bir medeniyet seviyesine sahip olmuş Türk milletinin büyüklüğüne inanmış ve Türklüğü ile hep gurur duymuştur. Kahramanlık, vatan sevgisi, bilim ve fenne bağlılık, sanata değer verme gibi üstün özelliklere sahip Türk ulusunun, çağdaş dünya içinde yer alacağına inandı ve bunun için çabaladı. Kurtuluş Savaşı\'nın ardından söylediği \'En büyük davamız, en medeni ve müreffeh bir millet olarak varlığımızı yükseltmektir.\' Sözü de bunu kanıtlamaktadır.

Savaştaki kahramanlıkları ve orduyu mükemmel yönetmesinin yanında, devlet kurup yönetmekteki ustalığı, ileri görüşlülüğü ve barışseverliği ile tarihte eşine az rastlanan yöneticilerdendir.

Atatürk, toplumun her kesimini kucaklayan bir halk adamıydı. Köylüye, askere, polise, öğretmenlere, sanatçılara, sporculara, Türk kadınına, çocuk ve gençlere kısacası toplumun tüm kesimlerine değer vermiş ve destek olmuştur. O bir halk adamıdır; çünkü hep halkı için uğraşmış, halktan birisi gibi davranmıştır. Onun \'Benim için en büyük makam ve ödül, Türk milletinin bir ferdi olarak yasamaktır.\' sözü de bunun kanıtıdır.

Atatürk demek; özgürlük demektir, aydınlık demektir, vatanseverlik demektir. Atatürk demek, çağdaşlık demektir. O, 86 yıl önce bize kurduğu,bizim de yükseltmek zorunda olduğumuz pırıl pırıl cumhuriyeti ve ilkelerini bırakarak sonsuzluğa göçtü.Yolundan ayrılmayacağımızı vurgulayarak,onun yüce anısı önünde saygıyla eğiliyorum” diyor. Emel Öğretmen.

Netice olarak Atatürk’ü anmak kadar anlatmanın ve anlamanın da gerektiğine inananlardanım. O’nun ufkumuzda yerleşen mücadele azmi, bize yüklediği sorumluluklar ve gösterdiği hedefler yalnızca 10 Kasımlarda değil hiç bir zaman unutulmamalıdır.  
İyi ki doğdun, iyiki bizimsin, iyiki bizimlesin. Ruhun şad olsun Aziz Atatürk.