Yazdırdığınız Makale: GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ.


GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ

 
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil
Mümin SEKMAN


Mümin Sekman’ın muhteşem eserine isim verdiği “Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil” hayatıma yön veren güzide sözlerin belki de en başında gelmektedir. Ufukları irili ufaklı envai çeşit dağ ve kayalıklarla çepeçevre sarılı olan güzel şehrimize ufuklar açacak olan yegâne oluşum malumunuz olduğu üzere Gümüşhane Üniversitesi’dir. Ve çiçeği burnundaki bu gözbebeğimiz kendisine ufukların ötelerini felsefe edinen Türkiye’nin en genç rektörü unvanına sahip Prof Dr İhsan Günaydın’ın müthiş zekası, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, misyon ve vizyon anlayışı ile öyle inanıyorum ki çok yakın zamanda parmakla gösterilebilir bir eğitim yuvası olacaktır.

Öyle ya; nereye yürüdüğünü bilenlere önündeki kalabalıklar selam durur ve ona yol açar. Oldukça inançlı ve genç bir kadro ile çıktığı bu ulvi yolda genç rektörümüze başarılar diliyorum.

Üniversite’mizin kimlik ve kurulum aşamasında mikro milliyetçilik ayağıyla makam ve mevkileri pay edenler bugün memleket sevdalarını şahsi çıkarları karşısında görmemezlikten geliyor. Ve hatta eğitim seviyesine bakmadan makamlara talip olanlar nazikçe geri çevrildiğinde içyapılarındaki kusmukları nasıl ortaya koyduklarını da gördük.

Bugün 25.000 nüfusu ile Türkiye’nin ek küçük ili hüviyetindeki Gümüşhane’mizin yegâne kurtuluş reçetesi üniversitesidir. Üç fakültesi, iki enstitüsü, bir yüksekokulu, sekiz meslek yüksek okulu ve 4415 öğrenci sayısı ile tutulan yekûn ne kadar haklı olduğumuzun en büyük nişanesidir.

Çözüm üretmeyenlerin sorunun en büyük parçası olduğunu biliyoruz. Önyargıları, insafsız eleştirileri, yargısız infazları çok ama çok gördük. Belki bana yine diş geçirecekler ama bazı makale yazarlarımızın köşesinde sadece geyik muhabbeti yaptığını ve bu şehrin hemen hemen hiçbir derdini kaleme almadığını da gördük.

Ve sözüm ona birçok derneğimizin ve sivil toplum örgütümüzün etiket sevdaları dışında taşın altına el sokmadıklarını da gördük. Soruyorum size; hangi derneğimiz üniversitemizin hangi birimine maddi ya da manevi destek verdi? Kaç öğrenciye burs verdi? Kaç tane yurdun temelini attı?

Evet; Gümüşhane Üniversitesi bizim bir yaşını bitirmiş ikinci yaşı içinde büyümeye çalışan çocuğumuz değil midir? Peki, bu üniversite bizim çocuğumuz ise bu çocuğun büyümesinde bizim görev alanımız nedir? Babası mıyız, dayısı mıyız, amcası mıyız yoksa çok uzaktan bir akrabası mıyız? Ya da dış kapının en son mandalı mıyız? Eğer bu çocuk bizim diyorsanız kusura kalmayın ama elimizden geldiğince destek olacağız. Esnafsak öğrenciye en uygun malı güler yüzümüzle sunacağız. Ev sahibi isek evimizi en uygun şartlarda yavrularımıza tahsis edeceğiz. İşadamı isek bu üniversitenin birçok ihtiyacı var ona el vereceğiz. Hiçbir şey yapamıyorsak bu güzide evladımız olan üniversitemizin gelişmesi ve bekası için kalben dua edeceğiz.

Üniversitemiz demişken ilimizin yetiştirdiği manevi dinamiğimiz Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi isminin verildiği külliyenin en yakın zamanda tamamlanması için tüm Gümüşhanelileri göreve davet ediyorum. O külliye, altındaki müştemilat o çevreye apayrı bir hava verecektir. İlahiyat Fakültesi’nin de müjdesiyle içimiz kıpır kıpır. İnşallah büyüklerimiz Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi ismi konusunda hemfikir olurlar.

Sözün özü; akademik ve idari kadrosuyla göz kamaştıran, proje yerine mazeret üretenleri diskalifiye eden, ufuklarını öteler ötesi olarak belirleyen ve hedefleri uğruna gecesini gündüzüne katan Gümüşhane Üniversitesi’nin önümüzdeki süreçte çok daha güzel yerlerde olacağının ümit ve beklentisiyle başta sayın rektörümüz olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarını yürekten kutluyorum.