Yazdırdığınız Makale: NEDEN BEN?.


NEDEN BEN?

 
      Engelli; "normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar" olarak tanımlanmıştır.

     Değerli okurlar… Her birey biriciktir ve ayrı bir değerdir. Bireyin şu veya bu şekilde farklı olması bu değerini etkilememelidir. Nasıl ki normal insanlar için ilgi, sevgi, bakım, koruma, eğitim, istihdam gibi gereksinimler önemliyse, engelliler içinde vazgeçilmezdir.

      Dünyada yaklaşık 500 milyon engelli insan bulunmaktadır. Birçok ülkede 10 kişiden en az biri fiziksel, zihinsel veya duyusal bozukluklar nedeniyle engellidir ve özrün varlığından, nüfusun en az yüzde 25\'i olumsuz etkilenmektedir.

      Ülkemizde de yaklaşık 8,5 milyon kişi engelli olarak yaşamını sürdürmektedir.  Normalin dışında yaşam sürdürmek zorunda olan bu insanlarımızın nasıl yaşadıkları, ne gibi zorluklar çektikleri konusunda da ülkemiz nüfusunun çok az bir bölümü bilgilidir.

       Aslında her insan farklıdır. Kimisi uzundur, kimisi kısa. Kimisi yaşlıdır kimisi genç. Ya da kimisi siyah,  kimisi beyaz.  Engelli insanlarımızda olaya bu açıdan yaklaşarak,  kendi kendini kabul edip, kendi kendini tanıyıp, kendi kendisiyle barışık olmalıdır. Topal, kambur, kör, sağır vs. ben buyum ve bu şekilde yaşamalıyım gerçeğiyle, toplum yaşamına adapte olmalıdır.

      Evet, kör, topal, sağır v.s olunabilir. Ancak bu var oluşu ve yaşama katılmayı engellememelidir. Her insanın dünyaya gelmesinin bir nedeni vardır. Neden “BEN “sorusunu sormak yerine,  toplumun size yüklediği normal ve anormal kalıplarından kurtularak her birimiz farklılığımızı kabullenerek, kendi kendimizle barışık bir birey olma yolunu seçmeliyiz. “Ben bu halimle varım, tıpkı diğer insanların kendi halleriyle var oldukları gibi” dediğinizde kendinize olan güveniniz artacak, yapabileceğiniz şeyler fazlalaşacak ve yaşam daha da iyi anlaşılacaktır.

        Gerçektende; sakat olması, Shakespear\'i dünyanın en iyi oyunlarını yazmaktan alıkoymadı.                                

      Abraham Lincoln\'un bedensel olarak engellerinin olması 4 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletlerini yönetmesini engelleyemedi.

        Kör olmak Aşık Veysel\'in "Güzelliğin on para etmez, şu bendeki aşk olmasa" gibi ölümsüz eserler vermesinin önüne geçemedi.

         Stephen Hawking gibi sürekli tekerlekli sandalyede olan birinin \'Hawking Radyasyonu\' diye bilinen ve evreni daha iyi anlamamızı sağlayan teori üretmesini ise hiç engelleyemedi.

      İleri düzeyde sağır olan Beethoven\'ı şimdiye kadar yapılmış en güzel müziklerin birçoğunu bestelemekten alıkoymadı.

      Ve son olarak Edison, pikabı icat ettiğinde sağırdı. Görülüyor ki tarih, çok ciddi özürleri olmasına karşın çok büyük işler başarmış büyük şahsiyetlerle doludur.

      İnsan haysiyetine yaraşır ve toplumla kaynaşan hayat tarzı, engellilerin tabiî ki en doğal hakkıdır. Hiç olamasa bizler, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde; özellikle engelli insanları, çağdaş niteliklere uygun, mutlu, huzurlu ve güvenle yaşatmak için yapılması gerekenleri bir kez daha gözden geçirelim.

        İşitme engelli olan ve geride bıraktığımız yüzyıla damgasını vuran William Shakespeare\'in sözleriyle bitirelim; ‘İnsanların çoğu duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.’ Saygı ve Sevgiler…